Friday 24 July 2020

PERU Cusco Machu Picchu🇵🇪 2011

NEREDEYİZ? PERU 2 

3 BLOG yazısına böldüğüm ve ilk etabı Lima’da başlayan Peru seyahatimizde yola devam ediyoruz. Başkent Lima’dan sonra vardığımız Cusco şehrini baz istasyonu yaparak bi dünya yer gezdik. Bu BLOG yazısı o bi dünya yer ile ilgili. O dünya içinde de bir dünya harikası Machu Picchu var. 

Peru 2’ye hoşgeldiniz! Yani Peru:Gelişme. 

  
Şimdi yola koyulmadan önce itenary yani rotayı hatırlayalım:

🌏🌏🌏🌏

🇺🇸 17- 21 Ağustos 2011 ABD, New York

🇵🇪 21-30 Ağustos 2011 Peru: Lima, Cusco, Pisac, Urubamba, Ollaytaytambo, 

        Aguas Calientes, Machu Picchu, Puno, Titicaca, Uros, Taquile  

🇧🇴 30 Ağustos-5 Eylül  Bolivya: La Paz, Amazonlar (Rurrenabaque) 

🇵🇾 5-6 Eylül 2011  Paraguay: Asuncion

🇧🇷 6-7 Eylül 2011  Brezilya 1. Etap : Foz Do Iguaçu

🇦🇷 7 Eylül 2011 Arjantin: Iguazu Falls

🇧🇷 7-11 Eylül 2011 Brezilya 2. Tur: Foz do Iguaçu, Rio de Janeiro

🌏🌏🌏🌏

✍️ SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

24 Ağustos Çarşamba 

(Lima – Cusco – Pisac – Urubamba – Ollaytaytambo – Chinchero) 

Ulaşım

Star Peru’nun sabah uçağı ile Cusco’ya uçtuk. 

Tam bahsi gelmişken belirteyim. Cusco ya da Cuzco ikisi de doğru. Bu yüzden bazı yerlerde Cuzco olarak görürseniz şaşırmayın. Öyle de olur böyle de. ( Aşağıdaki fotoğrafta, boynumdaki atkı bu güzel ülkenin ürünü. )

07:10 kalkış 08:30 varış. Sabah saatlerinde yaklaşık 1 saat aralıklarla 3-4 uçuşu var Star Peru’nun. Bu kadar erken uçmak istemezdik fakat söz konusu havayolunun en uygun fiyatlı uçuşunu bu saat için bulduk. Aile olarak toplamda 300 USD ödedik. Normalde bu hatta uçan diğer havayollarının neredeyse kişi başı ücreti bu civarda. Star Peru’nun THY’nin kısa uçuşları gibi sandviç ve içecek ikramı var. Bu havayolundan da memnun kaldık. 

Genelde Peru rotası yapanlar Lima’dan sonraya Nazca’ya giderler. Oradan da Cusco’ya. Biz de seyahati başta böyle planladık. Fakat yol çok yorucu. Özellikle Nazca’dan Cusco’ya sadece gece yola çıkan bir otobüs var ve yol 15 saat sürüyor. Nazca’da meşhur çizgileri görmek için yapılan uçuş ise yaklaşık 25 dakika sürüyor ve adam başı 120-140 $ gibi bir rakam. Orayı görmek ve Cusco’ya geçmek yaklaşık 48 saat anlamına geliyor. Özellikle Arkan’ın gece yolculuğu geçirdiğinde ertesi gününün fecaate dönüştüğünü gözetince “yurtta sulh cihanda sulh” 😊 diyerek Nazca’yı programdan son dakikada çıkardık. Oradan gelen 2 günün birini Lima’ya birini de Cusco’ya verdik. İyi ki de öyle yapmışız. Her iki yeri de böylelikle keyfiyle gezdik. Özellikle Cusco rotasında 1 güne sahip olmak bize çok güzel yerleri görme imkanı sundu.

Konaklama

Cusco’da bu gece Loki’de kalıyoruz. Hani şu Lima’da kaldığımız Hostel olan Loki. Peru içinde hem başkent Lima hem de Cusco’da şubeleri var. Aslında Loki’nin toplamda 3 şubesi var. 3 numara Bolivya’nın başkenti La Paz’da. Hepsinde konakladık. Sıra oraya da gelecek. Şimdi Cusco bahsine devam edelim.

Havaalanı-hostel arası taksi ile 5 $ yani 15 soles. Bu nedenle hostelden karşılama talep etmiştim. Fakat alanda bizi bekleyen birisi yoktu. Taksi gecikince Edgar isimli İngilizceyi düzgün konuşan bir taksi şöförü bizle ilgilendi. Önce hosteli aradı ardından da bizi otele getirdi.  

Seyahatin ilk otelini arkadaşımız Metin rezerve etmişti. Cusco Novotel. Promosyonda geceliği 130$ olan bir oda ayırtmıştık hem de aylar öncesinde. 

Loki Hosteldeki Balayı Suiti

Sonra Nazca planını iptal edip Cusco’ya bir gece ilave edince, yıldızlı bir otele hostelden geçiş daha ılımlı olsun diye Loki Hostel’in  “Balayı Suiti”ni ayırtmıştım. Malum bir gece hostelde kalıp ertesi gün 5 yıldızlı otele geçmek bünyede şok etkisi yaratabilir düşüncesi ile hostelin en iyi odasını ayırtmak mantıklı gelmişti. Bu arada bir hostelin balayı dairesi olması da hem komiğime hem de hoşuma gitmişti.  Matrimonial odadan 2 tane ayırtmıştım. Yaklaşık 450 yıllık bir binada yer alan hostele atfen Cusco’nun en güzel manzarasının bu odada olduğunu söylüyordu. Yani benim ayırttığım odada. Yine de kendimi bu cümleye çok kaptırmamıştım. Ne de olsa alt tarafı bir hostel diyordum. Öyle hafife almışım ki. Tabii ki böyle yanılmaya can kurban. Lonely Planet’te yer alan “efsanevi Loki” ibaresinin nereden geldiğini, bu lafın altının nasıl dolu dolu olduğunu daha iyi anlayacağımız bir tecrübe oldu bize Cusco Loki; özellikle de balayı odası. 


Nasıl güzel bir hostel ve odamız nasıl güzel bir oda anlatamam. Bugüne kadar gittiğim 60’ın üzerinde ülke, 200’ün üzerinde şehir ve yüzlerce otel arasında kaldığım belki de en güzel oda. O ne güzel yatak! O ne güzel banyo! O ne güzel manzara ki gerçekten olağanüstü! Dekoratif objeler ise adeta arkeolojik kazılardan gelmiş gibi. Poyraz da bundan etkilenip  “Tarihi eserimiz bile var.” diye ekledi.😊



Lima’da kaldığımız hostel odasında TV yoktu. Orada özel banyolu odaya sahip olmak bile başlı başına ayrıcalıktı zaten. Burada LCD TV’miz var ve Poyraz’ın sevdiği tüm kanalları alıyor. Ayrıca kettle var. Çaylar, kahveler…. Rüya gibi.  Sanki  Karayiplerde bir adadaymış ruhuyla dekore edilmiş bir oda. Kepenkler, perdeler… Metin’e hemen ertesi gün Novotel’deki rezervasyonu iptal etmek mümkün mü diye sorduk; değilmiş.  Bu odaya gecelik 43 $ verdik. Ertesi gün 130 $ verdiğimiz (ki o da promosyonlu fiyat) Novotel’deki odamız bundan daha güzel değildi.


SACRED VALLEY TURU

Şoför Edgar ile Sacred Valley yani Kutsal Vadi özel turu için anlaştık. Bizi bugün dolaştıracak. Yarın Novotel’e geçiyoruz. Gelip bizi Loki’den alıp oraya taşıyacak. Yarın Cusco’yu kendi başımıza gezeceğiz. Sonra Cuma günü bizi Novotel’den alıp Moray ve Maras’a götürecek, oradan da Machi Pichu’ya gideceğimiz tren için Ollaytaytambo’ya ulaştıracak. Ve bu hizmetler için toplamda 200 Soles vereceğiz. 

Pisac - Ollaytaytambo - Chinchero

Edgar bizi bugün önce Pisac, ardından da Urubamba üzerinden Olaytaytambo’ya götürdü.




 Panaka isimli bir restoranda nefis bir öyle yemeği yedik. Arkan, alpaka etinden hazırlanmış bir yemek yedi.




 Bu arada evvelinde Pisac’ta yediğimiz dev taneli mısır ve taze portakal suyu ile portakalın kendisine de bayıldık. 



Yemek de Ollaytaytambo da harikaydı. Mest olduk. Zaten şehrin isminin hastasıyım. 

  

Akşam dönüşte ucundan da olsa Chinchero’ya gittik. O kadar sevimli bir yer ki!


 Burada ayrıca Edgar’ın bize önerdiği Coca çayını içme fırsatı bulduk. Yüksek irtifada yaşanabilecek sıkıntılara karşı dayanıklılığı artırıyor… Çok beğendik.   

Sacred Valley ve Cusco’daki birçok noktayı tek bir “turist bileti”nde birleştirmişler. Biz söz konusu yerleri 3 güne yayarak gezeceğimiz için ona uygun bir bilet aldık. Yetişkin için 140 Soles. Poyraz için ücret alınmıyor.

 Chinchero’da ufacık çocuklar birinde lama diğerinde alpaka ile kendileriyle fotoğraf çektireceklere poz veriyor. 1 Soles. Lamaları biliyorduk da alpakanın dünyanın en sevimli hayvanı olduğundan bihabermişiz. Gerçekten o kadar tatlı suratları var ki! Arkan öğle yemeğinde alpaka eti yediğini anımsayınca kötü hissetti. Bunları önceden görmüş olsa asla yiyemezdim, dedi.  

Akşam da hostelimize dönünce bir güzel çay saati yaptık. Gece manzaramız sabahkinden de etkileyici. Yatağımız müthiş! Yorganlarımız, yastıklarımız, ortam, bar… Her şey harikulade. Açıkcası Lima’dan buraya çağ atladık. Orada çektiğimiz ezaya bu sefa o kadar iyi geldi ki! 

25 Ağustos Perşembe  (Cusco ) 

Kahvaltıyı Loki’nin orta avlusunda, bahçede ettik. Hava güneşli kısımda keyifli, gölgede hafif üşünüyor. Fakat Lima ile kıyaslanamayacak derecede “ılık” denebilir. Hamaklarda dinlendik. Kahvaltı çok basit ama mekanın enerjisi o kadar zengin ki o reçel ve yağ bile bana yeterli geliyor. 

Hesabımızı kapattıktan sonra Edgar gelip bizi Novotel’e taşıdı. Onun da garibine gitmiş olsa gerek. Bir gün hostel, bir gün Novotel. Fakat o bizim kaldığımız balayı suitini hiç görmemiş. Görse bizim o gece de aslında Loki’de kalmaya neden can attığımızı anlardı. ( Pek çok fotoğrafıma kırmızı rengi ile can katan fularım da bu ülkenin ürünü) 

  

Bugün de Cusco’nun kendisini gezdik.  Çok güzel ve bir o kadar da turistik bir şehir Cusco. Turist biletimizde olan her yere girip çıktık. Bazıları çok komik mekanlar. Gezmesi 1 dakikadan fazla sürmüyor. Peru’yu kesin Amerika’lılar turizme hazırlamış olmalı. Yoksa bizde bu tür mekanlar ne gezdirilir ne de para alınır. Paket yapıp, pazarlama ile normalde gezmeyeceğiniz yerleri de geziyorsunuz. Gözünüze kalabalık bir liste olarak gözüküyor. Akşam da yine bilete dahil yerel bir dans gösterisi izledik ve çok beğendik. 

Novotel’in de tıpkı Loki gibi tarihi bir  binası, güzel bir avlusu var. Fakat odası Loki ile boy ölçüşemez. Bir önceki gün 43 $ verirken bugün 130 USD veriyor olmamız ne komik.  İyi ki hostel konusundaki yersiz saplantımızı bu tatilde tatil etmişiz. Aksi takdirde bu kadar keyifli bir mekan ve odadan kendimizi mahrum etmiş olacaktık. Ekonomikliği de cabası. Tam kaymaklı kadayıf!

26 Ağustos Cuma  ( Ollaytaytambo – Aguas Calientes ) 

Novotel’in Loki’ye kıyasla tek artısı kahvaltısı. Zira Loki’de sadece reçel ve yağ eşliğinde sıcak kahve ve çay çeşitleri var. Bir de süt. Novotel’in de tıpkı Loki gibi habire servise hazır tuttuğu bir Coca çayı köşesi var. Tabii ki fincanları vs. daha şık. Servisin yapıldığı avlunun dekorasyonu da daha sofistike. Fakat Loki’deki gibi ücretsiz internet yok. Sadece 15 dakika ücretsiz internet olanağı sunuyor. Ben herkes adına giriş yapıp toplamda 1 saat internet kullanıp işlerimi hallettim. 

Madem buranın zenginliği kahvaltı; biz de doya doya yedik ve ayrıca yol için stok yaptık.

Moray

Edgar ile bugün önce Moray’a gittik. Benim bu seyahatte en çok görmek istediğim yerlerdendi ve çok beğendim. Bu iç içe geçmiş mükemmel halkalarla adeta uzaylıların yadigarı gibi gözüken Moray, Peru hayallerimin mutlaka gezilecek noktalarının başında geliyordu. ( Aşağıdaki fotoğraftaki tişörtümü çok severim. Tayland'dan almıştım. Galiba 1 USD gibi bir rakama. O kadar çok giydim, o kadar çok ükeye götürdüm ki sonunda artık giyilecek hali kalmadığında da gezdiğim ülkelerin birinde bıraktım.




Maras 

Ardından da Maras’a geçtik. Maras’ın da Moray gibi bir yer olduğunu düşünmüştüm oysa tuz tarlalarıymış. Daha önce buraları gezmiş olan arkadaşım Ümmühan’ın fotoğraflarından Maras’ı hatırladım ve birden tanıdım. Fotoğraflarda hiç etkileyici bir yer gibi gözükmüyordu, oysa çok güzelmiş. 




Mısır içecekleri ve bira

Burada mor renkli bir mısır içeceğini denedik. Hiç fena değil. Bir de Cusco birası. O da fena değil. 


Ollaytambo Tren İstasyonu - Machu Picchu Yolcusu Kalmasın

Son durak Olaytaytambo tren istasyonu. Aguas Calientes yolcusuyuz. Normalde Machu Picchu (MP) için Cusco’dan kalkıp MP’ye giden ve yine Cusco’ya dönen bir tren var. Fakat biz bilet almakta geç kaldık. 2 ay öncesinden baktığımızda bu hattın biletleri çoktan tükenmişti. Gerçi ben gayri ihtiyari de olsa Olllaytaytambo’nun çok keyifli bir yer olduğunu hissederek buradan gitmeyi hep düşünmüştüm. Artık mecbur kaldık.

 Ollaytaytambo-Aguas Calientes arası trenle yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Fiyatlar çok değişken. Biz yetişkin başına 86$ ödedik. Gidiş geliş için… Poyraz’a da öğrenci fiyatı, bunun yarısını verdik. Fakat çok evvelinde alabilmiş olsak çok daha uygun fiyatlar bulmamız mümkündü. 

Tren yolculuğu harika geçti. Rota enfes. Trende verdikleri atıştırmalık ve kahve de çok keyifliydi. 

Aguas Calientes -Machu Picchu İçin Baz İstasyonu 

İspanyolcada Caliente sıcak anlamına geliyor, Aguas ise su. Dolayısıyla Aguas Calientes, Sıcak Sular bizim deyişimizle Kaplıca anlamına geliyor. 



Konaklama

Aguas Calientes’e geldiğimizde booking.com üzerinden yer ayırttığımız Hostel Varayoc’tan bir kişi bizi karşılamaya gelmişti. Onun da adı Edgar. Aguas Calientes orada burada okuduklarımın aksine çok tatlı, çok şirin bir yerleşim. Ben çok beğendim. Hostelimiz ve odamız da hiç fena değil. Kahvaltı dahil 4 kişilik oda fiyatı 65$, kredi kartı ile ödeme yapacağız. 

Güzel bir yemek yedik, etrafı dolaştık. Yarın MP’ye çıkış için otobüs biletlerimizi aldık. Otobüs yetişkin için 15.5 $, çocuk fiyatı 8 $.  Bu fiyat gidiş dönüş. Yol sadece 30 dakika sürüyor.  

Bu yıl Machu Picchu’nun ziyarete açılmasının 100. Yılı. ( Aşağıdaki eşarp 100. yıl anısına hazırlanmış. Ben de hatıra olması için aldım. Boynuma taktığımda tam bir Indiana Joınes, Lara Croft havası geliyor). Normalde her gün 5000 ziyaretçiye ev sahipliği yapan MP, 100.yıl nedeniyle nedense bu rakamı 2.500’e düşürmüş. Hal böyle olunca biz de panik içinde, yolculuğumuzdan yaklaşık 45 gün önce biletleri Web sitesinden satın aldık. Güya her ulustan ziyaretçilere yönelik bir site olmasına rağmen hala birçok alan İspanyolca olduğu için İspanyol arkadaşımız Anna’nın yardımı ile sitenin gizemini çözüp kredi kartı ile biletleri almayı başardık. Huayna Picchu tırmanışı da istediğimiz için toplamda adam başı 50$.ye yakın bir para ödedik. Öğrenci indirimi olmasına karşın söz konusu siteden öğrenci indirimi alınamadığı için Poyraz’a da tam rakam ödedik. 

Huayna Picchu da ne oluyor derseniz, Machu Picchu’nun o efsane, drone çekimi gibi kuş bakışı manzarasının izlendiği zirvenin adı. Diğer bir deyişle kendisi zaten bir dağın tepesinde olan Machu Picchu’nun yakınında ondan daha yüksek, yolu epey zahmetli ve aslında orta üst dağcılık becerisi gerektiren bir dağ. Biz ilk başta olaya turistik ve manzara amaçlı hafif siklet bir trekking gözüyle bakmıştık, meğerse feci hafife almışız. 

27 Ağustos Cumartesi  ( Machu Picchu – Aguas Calientes - Ollaytaytambo – Cusco)

🌏 Nihayet Machu Picchu

İşte uzun yıllardır hayalini kurduğum Machu Picchu’nun gerçek olacağı günün şafağındayım.🙏Saat 05:00 te kalktık. Buraya gelen herkesin hedefi MP olduğu için hostel de gayet düşünceli bir davranışla çok erken saatte kahvaltı servisi yapıyor. Basit ama yeterli ve hızlı bir kahvaltıdan sonra MP yolcusuyuz. ( Aşağıdaki fotoğrafta Poyraz'ın yün şapkası, bu ülkenin ürünü

Yolda gün ağardı. Yolun kendisi de çok güzel. Biz feci kat kat giyindik ama burası gece de çok güzeldi sabah da. Fakat yukarıya çıktıkça soğur diye kat kat giyindik. Hepimizde hala Lima’da donduğumuz gecenin travması var 

Tepeye vardığımızda bile hava o kadar soğuk değil. Günde sadece 400 kişinin alındığı Huayna Pichu’ya saat 07:00 de tırmanacağız. Allahım her şey çok güzel başladı ama birden esas tırmanacağımız yeri ve onun o dik, uçurum manzarasını görünce “Biz Poyraz’ı nereye getirdik?” diye dehşete kapıldım ve çok büyük bir gerginlik hissettim. Manzaralar müthiş. James Bond, Mission Impossible, Indiana Jones, Karayip Korsanları… Hepsine yaraşır manzaralar, altta kalmayan dik yamaçlar. Nefes kesici. Hem gerçek hem mecazi anlamda. 







Tepeye yaklaştığımızda ben Arkanlar’dan ayrıldım çünkü Poyraz’a yönelik endişelerimden dolayı kendi adıma da endişelenmeye başladım. Bu nedenle zirveye varıp Machu Picchu’nun o büyüleyici manzarasını gördüğümde dahi hayalime kavuşmuş olmanın sevincinden ziyade hala “Ben 9 yaşımdaki oğlumu ne demeye böyle bir tırmanışa getirdim”in gönül yorgunluğu içindeydim.


Hele inişin ilk 100 metresi çoooook ürkütücüydü. Fakat ilk birkaç adımdan sonra çok rahatladım ve keyif almaya başladım. 

Poyraz’ın da benim endişelerimden uzakta, babası ve Metin Ağabeyi ile daha rahat olacağını hissederek rahatladım ve onlarla aramı açarak üçünü başbaşa bıraktım. Poyraz, benim kaygılılarımın aksine olağanüstü mutlu. 11 aylıkken yürümeye başlayan oğlum, yürümeyi çözmeden çok önce tırmanmaya başlamıştı. Hatta çok küçükken bana bir ara “Anne dağcı olsam bu işten para kazanabilir miyim😊” diye sormuşluğu bile vardı. 


Çok sevdiği için dağcılık kulüplerini araştırmış ama o yaşta dağcı olunmadığı için sadece bizimle katıldığı dere tepe tırmanışları ya da yolda belde gördüğü ağaçlara tırmanarak bu dikey yönde ilerleme duygusunu tatmin ediyordu. Dolayısıyla oğlum 9 yaşındaki ortalama bir çocuğa kıyasla denge, tırmanma... ile ilgili değme yetişkinlerle boy ölçüşecek yetenek ve dayanıklılığa sahipti. Yine de sonuç olarak o 9 yaşındaydı ve ben de bir anne olarak endişelenmiştim.




Bu arada tek sıkıntım sıcak. Zaten soğan kabuğu gibi yolun başında soyunmuş, bir de o kadar dik ve dar yolu, üstüne üstlük sırtımızda bir dolu eşya yükle kat etmiştik. Üzerimde sadece yarım kollu bir tişört kalmıştı ama o da bana çok geldi ve ıssız bir köşede tişörtümü çıkartıp kollarını yırttım ve koltuk altlarıma hava alarak rahatladım. Rotayı bitirdiğimde de harika hissettim. 

Bu arada oğlumun yukarıdaki neşeli fotoğraflarında başını gölgeleyen harika renkli şapka bu güzel ülkenin eseri. Bu renklerde bir de kasketimiz var. 


Ardından MP yi biz oğlumla gezdik. Sit alanını Arkan ve Metin’den önce dolaşıp ünlü kafeteryasına da vakit ayırdık, yorgunluk attık. Şükürler olsun.






Arkan bu esnada New York’tan aldığı Nikon kamerasını bu muazzam Dünya harikasının harika fotoğraflarını çekmek için kullandığından bize kıyasla daha yavaş hareket ediyordu. 


Pahalılığıyla meşhur restoranı bana o kadar da pahalı gelmedi. Daha doğrusu bu kadar zorlu bir güzergahtan sonra bunu kutlamanın bir bedeli olamazdı. Oğlumun canının çektiği sosisli ile taze portakal suyu, benim de ağzımı sulandıran enfes elmalı tart ile buram buram kahvesine toplamda 17$ ödedim ve bu muazzam manzaranın eşliğinde bu rakam bana çok makul göründü.  

Kasabaya dönünce böyle zorlu bir tırmanışı güvenle tamamladığı için Poyraz’ı ödüllendirip otelin altındaki oyun salonunda bilgisayar oyunu oynaması için 1 saat kaydettirdim. 

Arkanlar gelince de güzel bir yemek yiyip biraz alışveriş yaptık.  Bu arada sevgili hostelimiz bir türlü kredi kartından hesabı çekmeyi beceremeyince ( ki komşuyu da çağırdılar olmadı) bunun üzerine nakit ödememiz için bize indirim yaptı zoraki olarak. 65 $ yerine 30 $ ödedik. 😊

Dönüş trenimiz de çoooook keyifliydi. 



Ollaytaytambo Üzerinden Cusco’ya Dönüş

Bu adı sanki bir şarkı nakaratıymış gibi söylemesi olağanüstü keyifli Ollaytaytambo kasabasına saat 20:00.de vardığımızda tren istasyonunda sevgili Edgar’ı biz bekler bulduk. Üzerine bir de bize ekstra indirim uygulayınca,  o saatte bildiğimiz bir taksi şöförü ile hostele dönmeyi tercih ettik. 80 Soles verdik taksi için. 

Son Kez Loki Hostel

Bu gece yine Loki’deyiz. Odamız farklı. 4 kişilik, içinde banyosu olan tek bir odada kalıyoruz. Oda için gecelik 46 $ ödedik. 

O anda Hostelde “Anything But Clothes” Partisi var. Yani kıyafet dışı malzemelerle kıyafet yaratıp partiye katılınıyor. Kimileri gazete kağıtlarını, kimisi çarşaf ve havluları kullanmış. Yarın çok erken kalkacağımız için partiye sadece gözlemci olarak katıldık. Uykumuzu biraz bölse de yine de böyle canlı kanlı ve hareketli bir yerde kalmak insana enerji veriyor. Burası, özellikle yalnız seyahat edenler için harika. Asla yalnız kalınmaz. Sosyalleşmek için harika. Ayrıca barda çalışmak mümkün. Bu sayede hostelde ücretsiz konaklamak, ücretsiz yeme-içme ve indirimli turlara katılma olanağı var. Bu nedenle bardaki personel genelde orada konaklayanlardan oluşuyor. Çok neşeli, hayat dolu bir yer. Misafirlerin çoğu 20-30 yaş arası. Yeni mezunlar ya da çalışmaya ara vermiş ya da uzun bir tatil yapan iş güç sahipleri. Aralarında mühendisler, doktorlar bile var. 


Peru seyahatimizin Gelişme😊 bölümünde coşkumuz gerçekten de zirve yaptı. Buraya gelmemizin ana amacı Machu Picchu’ydu ama neredeyse MP’yi gölgede bırakacak deneyimler yaşadık. Hele Loki Hostel ve balayı suiti. Bu olağanüstü günlerin lezzetini zihnimizde iyice demlendirdi. 


28 Ağustos Pazar  ( Cusco - Puno )

Şimdi yola devam ediyoruz. Peru deyince ilk akla gelen ikonik adreslerden biri olan Titicaca Gölü için Puno yolcusuyuz. Oradan da Bolivya’ya geçeceğiz. 

Peru 3, yani SONUÇ😊 bölümünde görüşmek üzere. 👋