Monday 21 June 2021

GAGAVUZYA 2014

Her seyahatimde, havaalanında beklerken bilgilendirme panosundaki şehirleri okurum. Hangilerini görme şansım oldu, geride daha nereleri var, gözden geçiririm. Genelde gitmesem de görmesem de dünyadaki şehirleri bilirim. Bilmediğim şehir ismi olması pek vaki değildir. Meğerse Kişinev’i bilmiyormuşum. Moldova’nın başkentiymiş. Küçücük ülke, bizim de zamanımız kıt zaten. 2014 Kurban Bayramı’nda arife cuma gününe denk gelince elde var sadece 5 gün. Moldova’ya yeter ve hatta Odessa, yani Ukrayna’ya da uğrarız diyorum. Derken Moldova paketinin içinden Gagavuzya ve Transdinyester çıkıyor. Hediyeli ülke. 

Aynı yıl Şubat ayında yine tesadüf eseri Kırım’a, başkent Simferapol’e gitmiştim. Bir Eskişehirli için Kırım, tarihi bağı olan bir bölge. Hatta bizim de geçmişte Kırım’dan göç ettiğimiz söylenir. Kırım’a gittiğimde, içinde Türk tarihi bulunan bir coğrafyada olmanın ne kadar hoş olduğunu bir kez daha deneyimlemiş ve  “Bundan sonra Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetler’e gitmeliyim.” diye de iç geçirmiştim. 

Kısmet, hiç aklımda olmayan Moldova’yaymış. Bileti alıp plan yapmaya başladığımda ancak jeton düştü. Gagavuz Türkleri (Gagauz Yeri, İngilizcesi Gagauzia) o ülkedeydi. Bu nedenle Moldova seyahatinin sürprizli ve duygu yüklü bir parçasını oluşturur Gagavuzya. 

2014 Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip yaptığımız seyahat, İstanbul’u da hesaba katarsak 5 günde, 5 ülkeye dağılan 5 şehir arasında geçti. Üstelik de usul usul, tatlı tatlı gezilen bir akış içindeydi tüm yolculuk. İşte seyahat planımız:

🌍Itenary ( 2014 Kurban Bayramı Tatili)

3 Ekim Cuma İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 -Kişinev MOLDOVA 🇲🇩 

4 Ekim Cumartesi Kişinev MOLDOVA 🇲🇩 - Komrat GAGAVUZYA 

5 Ekim Pazar Komrat GAGAVUZYA - Tiraspol TRANSDİNYESTER 

6 Ekim Pazartesi Tiraspol TRANSDİNYESTER- Kişinev MOLDOVA-

                                Odessa UKRAYNA 🇺🇦 

7 Ekim Salı Odessa UKRAYNA 🇺🇦 - İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 

🌍

Moldova seyahatini bir önceki blog yazımda anlattım. Şimdi sırada GAGAVUZYA var. Oradan da yolumuz TRANSDİNYESTER’e ulaşacak. Seyahat günlüğüme geçmeden önce Gagavuzya’yı biraz tanıyalım. 

KISACA GAGAVUZYA 

Nerede

Moldova’nın içinde yer alan otonom bir cumhuriyettir.

Yüzölçümü ve Nüfus: 

Internetteki araştırmamda yüzölçümü bilgisine ulaşamadım. Diğer taraftan Moldova’nın içinde Gagavuzya ve Transdinyester dahil Konya’dan bile küçük bir alan kapladığını düşünürsek, Gagavuzya’nın da hap kadar bir yer olduğunu söyleyebilirim. 

Nüfusu ise 150.000 bile değil.    

Başkent:

Komrat. (İngilizce Comrat) 

Yönetim Şekli:

Moldova içinde otonom yapıya sahip özerk bir bölge.

T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın Moldova ile ilgili sayfasında bakın Gagavuzya için ne deniyor:

Moldova’nın “Gagauz Özerk Yeri” bölgesinde yaşayan soydaşlarımız Gagauzlar, Moldova’yla ilişkilerimizde özel bir bağ oluşturmaktadır. Gagauz Yeri’nin Başkanlığını, 30 Haziran 2019 tarihinde gerçekleştirilen seçimleri yeniden kazanan İrina Vlah yürütmektedir. 

Ülkemiz, Gagauz Yeri’nin Moldova’nın toprak bütünlüğü içinde, sahip olduğu özerkliği muhafaza etmesinden yanadır. Gagauz Yeri’nin sosyo-ekonomik durumunun güçlendirilmesi amacıyla ülkemiz tarafından başta TİKA eliyle olmak üzere çok sayıda proje gerçekleştirilmiştir. 

Dil:

Türkçe. Tabii ki Rusça da konuşuluyor. 

Din:

Gagavuzya, malumunuz Türkçe konuşulan bir bölge. Burayı farklı kılan ise bu Türklerin Müslüman değil Hıristiyan olması, Ortodoks Hıristiyan. 

Para:

Gagavuzya’da da Moldova Leyi’si kullanılıyor. 

Para birimi yabancı kaynaklarda bazen leu bazen de lei olarak geçiyor. 

MDL olarak gösterilen 1 Moldova Leyi’nin TL karşılığı 0,48 TL. Yani kabaca 2 MDL 1 TL ediyor. (İngilizcede Leu olarak geçiyor) 

1 USD şu anda 17.62 MDL. Seyahat tarihimizde ise 1USD 14,68 MDL’ymiş. Vize:

Moldova’ya vizesiz giriliyor. Aynı şekilde Gagavuzya’ya da. 

Kısa Tarihçe:

2018 yılında Recep Tayyip Erdoğan’ın Gagavuzya’ya yaptığı gezi nedeniyle Sözcü gazetesinde yer alan haberden alıntı yapıyorum:

Şu an yaklaşık 250 bin Gagavuz, eski SSCB topraklarında yerleşiktir. Büyük bir kısmı Moldova güneyindeki Bucak yöresinde yaşamaktadır. Gagavuz köyleri Ukrayna’daki Odesa ve Zaporojye illerinde, Romanya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kabardey’da yer almaktadır. Moldova’da “Gagavuz Cumhuriyeti” dışında, Kişinev’de 8.000, Bender’de 1.600 ve Dinyester nehrinin kuzey yakasında 3.300, Balkanlar’daki Bulgaristan ve Yunanistan’da yaklaşık 20 bin Gagavuz yaşamaktadır.

Gagavuzlar Ortodoks Hıristiyan kökenli etnik Türklerdir. Bizans yazılı kaynaklarında Oğuzlar 11. yüzyılda Tuna nehrini geçip Balkanlardaki Makedonya, Paristrione, Yunanistan ve Bulgaristan’da yerleşen göçebe boyları olarak kaydedilmiştir.

11. yüzyılda Balkanlara göç eden Gagavuzlar Ortodoks Hristiyanlığını kabul etmişler ve daha sonra Osmanlı yönetimi altında kalmışlardır. 18. ve 19. yüzyıllarda Balkanlarda başlayan ve bağımsız olma hedefini güden hareketler sırasında Bulgarların baskısına dayanamayan Gagavuzlar, 1750-1846 yılları arasında Tuna nehri üzerinden Rusya’ya göç etmişler ve Tuna bölgelerine (1769-1791) ve Besarabya’ya (1801-1812) yerleşmişlerdir. Moldova’da yaşayan ve Türkçe konuşan, Ortodoks Hıristiyan Gagavuz halkının bir bölümü 19. yüzyılın başında Türk – Rus savaşları sırasında Bulgaristan’dan Moldova’ya gelmiş ve 1906 yılındaki 15 günlük bağımsızlık dönemi dışında, sırasıyla Rus, Romen ve Sovyet yönetimi altında yaşamışlardır.

Çok sayıda tarihçi, etnograf ve dil uzmanları 13. yüzyılda Dobruca topraklarında idari merkezi Korbuna şehri olan “Dobruca Prensliği” veya “Uzi Eyalet” adı altında kurularak iki yüzyıldan fazla yaşamış devlete sahip olan Gagavuzları Türk Dünyası’nın en orijinal halklarından biri olarak kabul etmektedirler.

Köylülerin ayaklanması sonunda Komrat Cumhuriyeti’nin ilan edildiği 1906 yılındaki 15 günlük bağımsızlığın dışında Gagavuz halkı, Rusya İmparatorluğu, Romanya, Almanya (II. Dünya Savaşı döneminde) ve Sovyetler Birliği’nin egemenliği altında kalmıştır.

Sovyetler Birliği’nde demokrasiye yönelik değişikliklerinin başlatıldığı 1980’lerin sonunda Gagavuz aydınları çevresinde yer alan millî bilinç yayılmaya başlamış olup Gagavuzların kültür ve ekonomik sorunlarının mevcudiyetini ileriye sürme imkânı ortaya çıkmıştır. Gagavuz aydınlarının faal üyeleri, diğer etnik azınlıklarının gayretlerini de birleştirip 1988 yılında “Gagavuz Halkı Hareketi”ni kurmuşlardır.

1989 Mayıs ayında ilk kongresini yapan “Gagavuz Halkı” adlı hareket, güney Moldova’da başkenti Komrat olmak üzere kurulacak özerk Gagavuz Cumhuriyeti’nin kendi kültürel ve ekonomik işlerini büyük ölçüde kontrol etmekle birlikte, yine Moldova’ya bağlı özerk bir yönetim talebiyle ilk önemli çıkışını yapmıştır.

Moldova’nın Gagavuzlar’a verdiği otonom yapı, Sovyetler’in dağılmasının ardından barışçıl yolla çözümlenen ilk ve tek etnik sorun olarak kayda geçer. 

Nesi Ünlü?

Bir Türk için tabii ki Türk soyundan olması ve Hıristiyanlığı nedeniyle de farklılaşması. Gerçekten de bu açıdan çok ilginç bir yer Gagavuzya

🌍

✍️ SEYAHAT GÜNLÜĞÜ 

4 Ekim 2014 Cumartesi

Kişinev MOLDOVA -Komrat GAGAVUZYA 

Kişinev’de güne önce nefis bir kahvaltı ile başladık.

Ardından da ülkenin en meşhur ihraç ürünlerinden olan şaraba adanan ve yılda bir yapılan festivalinin açılış günü kutlamalarına katıldık. Çok şanslıyız. Tamamen tesadüf. Festivali bilmeyi bırakın, şarabının ününü dahi duymamıştım. 

Şarap tadımları arasında geçen renkli bir festival sabahının ardından otelimize döndük ve eşyalarımızı toparlayıp Gagavuzya'ya doğru yola çıktık. 


🚗 Gagavuzya’ya Yolculuk

Kişinev ile Gagavuzya’nın başkenti Komrat arası yaklaşık 100 km. Fotoğraf molalarımızda birlikte yol yaklaşık 2 saat sürdü. 

Yol boyunca sonbaharın renkleri çok güzel. Doğa; sarı, kırmızı ve yeşil renk cümbüşü içinde. Yol kenarlarında ve birçok kırsal evin bahçesinde kimi çok estetik kimi ise çok sıradan hazırlanan dua evleri ve dekoratif yerleştirmeler var. Çoğunun yanında da İsa ya da kutsal kişilerden birinin heykeli. Yol kenarındaki bu tür heykellerin çoğunun yanında da yine koyun ya da kuzu var ve çoğu da çok estetik. Buna benzer dua ve adak köşelerine Yunanistan, Sakız Adası’na gittimizde de rastladığımızı hatırlıyorum. Orada da şahane kilise minyatürleri vardı. İnsanda çok gösterişli bir kuş evi duygusu uyandırıyordu onlar da. Yunanlıların da Ortodoks olduğunu düşünürsek, bu ortak bir gelenek demek ki! 

Ahşap evlerin çoğunda çatının tepe noktasında yine ahşaptan oyma süsler var, tıpkı kral tacı gibi. Kimi kuş formunda kim ise estetik bir motif. 

Moldova tepelerle dolu. Yüksekliği az olan binlerce tepecikten oluşuyor ve eğim çok fazla olmadığı için de tarım arazisi olarak kullanılabiliyor.

Etraf doğal olarak çok sayıda üzüm bağlarıyla dolu. Ardından mısırlar dikkat çekiyor ve sürülmüş bir sürü tarla. 

Bir de otobüs durakları. Pek çoğu mozaik kaplanmış, şehir ya da kırsal farketmiyor. Bazıları kiliseler gibi o kadar çok işçilik barındırıyor, o kadar güzel motif ya da portrelere sahipti ki insan şaşırıyor.

Gagavuzya’ya girdiğimizi nasıl anlarız diyorduk ki yanıt karşımıza çıktı. (Şu günümüzde moda olan şehir isimlerini yazma işini daha o vakitte Gagavuzya yapmış bile.)  Dev bir yazı bizi karşıladı. 

Gagavuzya 

Komrat Dolayı


Biz de hemen arabadan inip hatıra fotoğrafı çektik. 

Kentin girişinde emin olmak için yol sorduğumuz kişiye haliyle soruyu refleks olarak İngilizce yöneltince bizi anlamadı. Rusça biliyor musunuz demeye çalıştı önce. Biz hayır anlamında kafa sallayınca ardından da Türkçe olarak “Türkçe biliyor musunuz?” deyince😁 doğru yere geldiğimizi anladık. İnsanın yurt dışında kendi dilini duyması adeta hazine bulmak gibi, ne kadar rahatlatıcı bir duygu, tam bir nimet. Anlaşılmaktan daha güzel ne var ki zaten. Lafın devamını Türkçe getirmenin güzelliği ile sorduk sorumuzu. Türkiye’den geldiğimizi öğrenince koca bir gülümseme ile hoşgeldinimizi aldık. Gerçekten de muhteşem bir duygu bu. Dil, insanların arasındaki uzağı yakın ediyor. 

Şehrin içindeki yazıları, sanki aylar, yıllardır memleketten uzağız da Türkçeye hasret kalmışız gibi okuyoruz. Lehçe farklılığı var tabii ki. Gerçi tıpkı Azeri’lerinki gibi daha sade ve içten ifadeler bunlar. Örneğin,

Komrat Gagavuzya'nın En Baş Kasabasıdır. 🥰

Belediye Binası gibi gözüken daha doğrusu resmî bir bina olduğu belli bir yapının girişinde de şu yazıyordu: 

Komrat Halk Topluşu Bakanlık Komiteti

Bizi Kişinev'den buraya taşıyan yol, devamı olarak şehrin merkezine ulaştığımızda Lenin Caddesi adını alıyor. 

🏨 Otelimiz Altın Palace, 204 E numaralı adreste. Otel resepsiyonunda “5 yıldız” yazan bu komik otel, yoldan bakınca 2 katlı sade bir bina aslında. Kot farkı nedeniyle 4 kat olarak kullanılıyor.

İçinde gym, sauna, havuz ve bar var. Bizi karşılayan vale Türkçe konuşuyor. 3 kişilik odamız Disney tadında bir dekora sahip. 202 no.lu odamız çok güzel. Fiyatı 3 kişi 900 Lei, kahvaltı hariç. 


💒 Odamıza yerleşip şehir merkezine -ki zaten oradayız- yürüdük. Kilisenin civarı zaten şehir merkezi ve ortalık gelin arabası dolu. Bizdeki gibi konvoy oluşturuluyor ve klakson çalınıyor. 

👰 🤵📸 Kilisenin yanındaki parka nişanlılar ve evlenenler fotoğraf çektirmeye geliyor. 



🥘 Parkın içindeki kafede yemek yedik. Garsonumuz Alessa da Türkçe konuşuyor. Çok güzel bir tavuklu pizza, borç çorbası ve çoban salata söyledik. Ardından da çay ve o yöreye özgü 10 katlı yoğurtlu bir pasta. Yaklaşık 149 Lei hesap geldi. 10 Lei'de Alessa'ya bahşiş bıraktım. Hava o kadar güzel ve etraf o kadar huzurlu ki bayıldık. 

Sokakları dolaşırken bazı tanıdıklara da rastladık:)

Hava, huzur, oda... Her şey bu kadar güzelken bir de TV’de Türk kanalı ve hatta özellikle Kanal D’yi bulup Cumartesi akşamları alışkanlığımız Güllerin Savaşı'nı izlersek 10 numara olur diyordum ki bulduk ve izledik. İşte Altın Palace şimdi 10 numara 5 yıldız 🌟 oldu. 👍

Bu arada bugün bayram. Sabah annem ve babam ile konuşmuştuk, Kişinev'de. Babanniş ile de buradan konuştuk. 

5 Ekim 2014 Pazar

Komrat GAGAVUZYA -Tiraspol TRANSDİNYESTER 

🍳 Bayram kahvaltısı 

Kahvaltımızı etmek için bara geçtik. Dün tanıştığımız vale görevlisi ve evvelinde Türkiye'de çalışmış çok tatlı bir çalışan bize kahvaltı hazırlayıp, aynı zamanda da yarenlik ettiler. Normalde kahvaltıda fincanlar kullanılırken “Siz seversiniz” diyerek bize mutfaktan ince belli bardaklar eşliğinde çay servisi yaptılar. Bina değil ama servis ve insanlık 5 yıldız. O resepsiyonda yazılı 5 yıldız ifadesi ile mübalağa etmedikleri her fırsatta karşımıza çıkıyor. 🙏 


Üzerine yoğurt dökülen lor peynirli çok güzel bir ev böreği de tattık. Kızarmış ekmekler, ballar, tereyağlar, peynirler, börekler eşliğinde ve Türkçe sohbet ederek çok sıra dışı ve olağanüstü güzel bir bayram kahvaltısı ettik sayelerinde. Kahvaltı 165 Lei tuttu.

Valenin annesi çalışmaya Moskova'ya gittiği için 16 yıl babaannesiyle kaldığını duymak içimi burktu. Bu ülkedeki sayısız çocuk, anneleri uzak ülkelerde başka çocukları büyütürken kendileri annesiz büyüdüler. Oradaki teyze de iki kızını okutabilmek için yıllarca Türkiye’de çalışmış. Kızlardan biri şimdi muhasebeci olarak Kişinev'de çalışıyor, diğeri ise bulabildiği tek iş olarak Moskova’da barmenlik yapıyormuş. Ne acı! O çocuk annesini yıllarca barmen olabilmek için mi göremedi?

Bu; acı, tatlı, ekşi duygular içinde yoğrulduğumuz Gagauz Yeri, Türk Eli’nden bir bayram sabahı ayrılıyoruz. Dünden beri ruhumuzda kaç çeşit duygu dolaştı, haddi hesabı yok. 

Kahvaltının ardından Transdinyester, başkent Tiraspol için yola koyulduk. Kimse tanımasa da biz bu seyahatimizde onları tanıyıp, bilmek, görmek istiyoruz. Bakalım halleri niceymiş.

TRANSDİNYESTER seyahatimiz, bir sonraki BLOG yazısında. 

Yollarda ve yazılarda buluşmak üzere 👋


Sunday 13 June 2021

MOLDOVA 🇲🇩 2014

 Poyraz'ın deyimiyle " ilginçsizliği ile ilginç " olan ülkelerdeyiz. 

Sanırım ilk olarak kafamda geçen yaz tatilinde Romanya-Bulgaristan seyahati fikri oluştuğunda Moldova'yı da farkettim. THY'nin bir müddettir uçuş panolarında gördüğüm ve "Orası da neresi? " dediğim Kişinev'in Moldova’nın başkenti olduğunu keşfetmiştim. Hani şu bizde daha çok bakıcı, temizlikçi ve de güzel kadınların ülkesi olarak bilinen coğrafya. 

Derken, Şubat 2014’te tamamen tesadüfler eseri gidip çok sevdiğim Kırım' a yaptığım solo ziyaretimi duyup " Sen Simferopol'ü sevdiysen kesin Odessa'ya aşık olursun" diyen arkadaşımın sözü de kafamda yeni ışıklar yaktı. Odessa ile Kişinev'in arasının karayolu ile 4-5 saat olduğunu keşfetmem ile o çok sevdiğim “yakınları birleştir” seyahat stratejimin mayası kabarmaya başladı. 

Romanya-Bulgaristan seyahatinden ise vize uğraşı ve maliyetine girmek istememem nedeniyle çoktan vazgeçmiştim. Schengen aldığım bir vakte kadar da bu rotayı rafa kaldırmaya karar verdim. Moldova ve Ukrayna, vize olmaması nedeniyle bana daha da çekici gelmeye başladı. Kaldı ki 2014 yılı Şubat ve Mart aylarında ilki Kırım, Simferapol’e kendi başıma, diğeri ise eşimle Sırbistan, Belgrad’a ziyaretlerimin ardından eski Demirperde ülkelerini gezme konusunda ayrı bir ilgi ve sevgi oluşmuştu içimde. 

Moldova’ya gitmeye karar verdikten sonra söz konusu ülkenin aslında bir tür matruşka olduğunu farkettim. Nedeni ise otonom cumhuriyet Gagavuzya (Gagauz Yeri, İngilizcesi Gagauzia) ile, dünyanın tanımadığı ama kendine ait pasaportu, parası olan, tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş komünist Transdinyester’i ( İngilizcesi Transnistria) içinde barındırması. Bu blog yazısında Moldova’nın kendisini, bu ikisini de dahil tutarak, genel olarak anlatacağım. Ardından, Gagavuzya (Gagauz Yeri)  ve Transdinyester’i ise ayrı ayrı blog yazıları halinde kendi özelinde paylaşacağım.

Bu arada yeri gelmişken belirteyim. Moldova mı Moldovya mı sorusu, eminim ki sizin de aklınıza gelmiştir. Türkçesi de İngilizcesi de Moldova. 

2014 Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip yaptığımız seyahat, İstanbul’u da hesaba katarsak 5 günde, 5 ülkeye dağılan 5 şehir arasında geçti. Üstelik de usul usul, tatlı tatlı gezilen bir akış içindeydi tüm yolculuk. İşte seyahat planımız:

🌍Itenary ( 2014 Kurban Bayramı Tatili)

3 Ekim Cuma İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 -Kişinev MOLDOVA 🇲🇩 

4 Ekim Cumartesi Kişinev MOLDOVA 🇲🇩 - Komrat GAGAVUZYA 

5 Ekim Pazar Komrat GAGAVUZYA - Tiraspol TRANSDİNYESTER 

6 Ekim Pazartesi Tiraspol TRANSDİNYESTER- Kişinev MOLDOVA-

                                Odessa UKRAYNA 🇺🇦 

7 Ekim Salı Odessa UKRAYNA 🇺🇦 - İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 

🌍

Yolculuk, Cuma sabah erkenden başladı, Salı akşam sona erdi. Dolu dolu 5 gün. İyi planlanınca, gidilen ülkelerin alanı da ufak olunca sanki İstanbul’da semt gezer gibi bi’ dünya yer gezmek mümkün oldu. 

Seyahat günlüğüme geçmeden önce Moldova’yı biraz tanıyalım. 

KISACA MOLDOVA 

Nerede

Doğu Avrupa’da bulunan ülkenin komşuları Romanya ve Ukrayna. Moldova, denize komşu olmayan yani kara kilitli bir ülke, İngilizce tabiriyle landlocked. Böyle ülkelere özel bir sempati duyduğumu daha önce pek çok kez söylemiştim. Denizi olmayan ülkelerin bence ekstra desteğe ihtiyacı var. 😁 

Yüzölçümü ve Nüfus: 

Konya ilimiz 38.873 kilometrekare, Moldova ise ( Gagavuzya ve Transdinyester dahil) 33.846 kilometrekare. Yani içindeki biri resmî otonom, diğeri ise tanınmayan ama buna rağmen bağımsızlığını ilan etmiş iki ülke ile birlikte Konya’dan bile daha küçük. Bu nedenle de gezmesi, keşfetmesi rahat, insanı yormayan bir ülke, daha doğrusu ülkeler grubu. 

Nüfusu ise hep birlikte 2.7 milyon. 

Başkent:

Kişinev. İngilizcede Chisinau olarak yazılıyor. 

Yönetim Şekli:

Moldova, parlementer demokrasiye sahip bir cumhuriyet. 

T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın Moldova ile ilgili sayfasında bakın Moldova, Gagavuzya ve Transdinyester için ne deniyor:

Moldova Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 27 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Ülkemiz, Moldova’nın bağımsızlığını 16 Aralık 1991 tarihinde tanımış, Moldova’yla diplomatik ilişkilerimiz 3 Şubat 1992 tarihinde tesis edilmiştir.

Moldova’nın “Gagauz Özerk Yeri” bölgesinde yaşayan soydaşlarımız Gagauzlar, Moldova’yla ilişkilerimizde özel bir bağ oluşturmaktadır. Gagauz Yeri’nin Başkanlığını, 30 Haziran 2019 tarihinde gerçekleştirilen seçimleri yeniden kazanan İrina Vlah yürütmektedir. 

Ülkemiz, Gagauz Yeri’nin Moldova’nın toprak bütünlüğü içinde, sahip olduğu özerkliği muhafaza etmesinden yanadır. Gagauz Yeri’nin sosyo-ekonomik durumunun güçlendirilmesi amacıyla ülkemiz tarafından başta TİKA eliyle olmak üzere çok sayıda proje gerçekleştirilmiştir. 

Moldova’nın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, Dinyester Nehri’nin doğu kıyısında bulunan Transdinyester bölgesi, tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Transdinyester sorununun çözümüne yönelik olarak AGİT şemsiyesi altında “5+2” (Moldova, TD, Ukrayna, RF, AGİT + AB ve ABD) formatında müzakereler sürdürülmektedir. Ülkemiz Transdinyester konusunun Moldova’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde çözümlenmesini, soruna adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmasını teminen müzakere sürecinin devamını desteklemektedir.

Dil:

Moldovca denilen bir dil var. Aslında Romencenin bir alt diyalekti. Kaldıki, Romanya’nın kuzey doğu bölgesinde de Moldovca konuşuluyor. İşi karıştırmayalım, sonuçta bu iki ülkenin konuştuğu dil aynı, özetle Romence, nokta. (Azerbaycan’ın Türkçe konuşması benzeri bir durum anladığım kadarıyla)

Uzun yıllar Sovyetler Birliği’nin bir parçası olduğu için hala Rusça hem birinci hem ikinci dil olarak günlük yaşamda yaygınlığını korumaktadır. Ayrıca içindeki azınlıklar nedeniyle Ukraynaca ve Gagavuzca da ( yani Türkçe)  konuşulan diller arasındadır. 

Din:

Ülke nüfusunun tamamına yakını Doğu Ortodoksluğana mensup olup, az sayıda da Yahudi mevcuttur. 

Gagavuzya, malumunuz Türkçe konuşulan bir bölge. Burayı farklı kılan ise bu Türklerin Müslüman değil Hıristiyan olması, Ortodoks Hıristiyan. 

Para:

MDL olarak gösterilen 1 Moldova Leyi’nin TL karşılığı 0,48 TL. Yani kabaca 2 MDL 1 TL ediyor. (İngilizcede Leu olarak geçiyor) 

1 USD şu anda 17.62 MDL. Seyahat tarihimizde ise 1USD 14,68 MDL’ymiş. Yıllar Leu’yu pek yıpratmamış gözükse de aslında Moldova, Avrupa’nın ekonomik anlamda en fakir ülkesi. Onu Ukrayna, Kosova, Arnavutluk ve Bosna Hersek izliyor. 

Vize:

Moldova’ya gitmenin en güzel taraflarından biri de vize istememesi. 90 güne kadar vizesiz giriş.😊

Kısa Tarihçe:

Bugünkü Moldova’nın olduğu topraklar, geçmişte Besarabya olarak anılırmış. Burası, aynı zamanda Boğdan olarak bilinen ülkenin doğu toprağı ve bölge 1812’de Rusların eline geçer. Boğdan’ın Ruslar tarafından ele geçirilmeyen kısmı ise etnik olarak kardeş olduğu Eflak ile birleşip bugünkü Romanya’yı oluşturur. Zaten bu isimleri gören tarih meraklısı okuyucular, ülkenin tarihinde Osmanlı’nın da olduğunu çözmüştür. Ülke, bundan sonra Rusya ve Romanya arasında defalarca gidip gelir. 1947’den, bağımsızlığını kazandığı 1991’e kadar da kesintisiz olarak Sovyetler Birliği’nin bir parçası olur. 

Moldova’nın Gagavuzlar’a verdiği otonom yapı, Sovyetler’in dağılmasının ardından barışçıl yolla çözümlenen ilk ve tek etnik sorun olarak kayda geçer. 

Nesi Ünlü?

Benim gibi coğrafi ve siyasi olaylara daha dikkat eden birisi için bence Moldova’nın özelliği, 1 ülke diye gidip yanında hediye 2 ülke daha görmek. Üstelik bunlardan birinde Türkçe konuşuluyor ama vatandaşlarının dini Hıristiyan yani Gagavuzya. Diğeri ise dünyanın tek tük kalan komünist ülkelerinden biri olan ama kimsenin tanımadığı Transdinyester. Tanınmıyor dedim gerçi ama Güney Osetya, Abhazya ve Dağlık Karabağ tarafından tanınıyor. Onları da zaten kimse tanımıyor. Özetle, tanınmayanlar dayanışması. ☹️

Ben işin siyaset kısmına pek karışmam, önemli olan gezip görmek ve iyi vakit geçirmek diyenler için de şarapları meşhur. Açıkçası, seyahat planlarına başlamadan önce bu şarap konusundan zinhar haberim yoktu. Hatta Moldova hakkında bildiğim tek kesin bilgi, epey fakir oldukları ve bu nedenle de ülkemize çalışmaya gelen çok sayıda Moldovalı olduğuydu. Şarap meselesini, araştırmalara başladıktan sonra keşfettim. Hatta tamamen tesadüfi bir şekilde seyahat tarihimiz, yılda bir yapılan şarap festivaline denk geldi. Bunca yıldır geziyorum. Galiba bünye, hissi kable vuku şekilde bir ülkeye gidilecek en iyi vakti aşermek misali kendiliğinden seçiyor. 😁 


🌎

✍️ SEYAHAT GÜNLÜĞÜ 

3 Ekim 2014 Cuma 

İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 - Kişinev MOLDOVA 🇲🇩 

✈️ Ulaşım

İki ülke arasında saat farkı yok. Uzaklık ise yurtiçi uçuş gibi, çok kısa. 3 Ekim Cuma yani arife sabahı 07:40'ta THY'nin AHL'ndan kalkan Bahçelievler isimli uçağı ile Kişinev'e varmamız 1 saat 10 dakika sürdü. Gümrük işlemleri derken 09:30'a bile varmadan tüm işlemlerimizi bitirmiştik. 

3 gün Moldova'dayız. Transdinyester’in kendi para birimi var ama orada da Moldova Leyi'si kullanabileceğimizi tahmin ediyorum. Gagavuzya ve Transdinyester otelleri ile Odessa'ya gideceğimiz otobüsü nakit olarak ödeyeceğiz, kredi kartı geçmiyormuş. 

💵 Döviz 

Bunu gözeterek ilk etapta 150 USD bozdurmaya karar verdim. Kur 1 USD için 14.68 Leu. Dolayısıyla 150 USD karşılığı 2.202 Leu aldım. 

🚗 Araç Kiralama

Hertz'ten kırmızı renk bir Ford Focus kiraladık. Günlük 40 Euro. Ofisten Adrian bizi karşılamaya geldi, zira havaalanı ofisleri bir müddettir kapalıymış. Ayrıca sadece 15 Euro ilaveyle bizi buradan doğruca ünlü şarap markası Milesti Mici'ye götürüp tura katılmamızı imkan sağlayacak, ardından da Kişinev şehir merkezine, otelimize kadar bırakma hizmeti verecek. Böylelikle de gram zaman kaybetmeden ve yok yere git gel yapmadan hem zamanımızı verimli kullanacağız hem de ilave yorgunluk yaşamayacağız. 

🍷 Yeraltı Şarap Mahzeni 

Bugünün programında, Dünyanın en büyük yeraltı şarap mahzenlerine sahip Milesti Mici Winery ziyareti ve ardından da Kişinev şehir keşfi var. 

Winery'ye vardığımızda saat 10:00'u geçiyordu. Milesti Mici'nin bahçesi çok güzel. Keşif ve fotoğraf derken 1 saat su ( şarap) gibi akıp geçti. Bahçede, birinden kırmızı diğerinden beyaz şarap akan (tabii ki efekt olarak 😁) çeşmeler yapılmış. Oldukça estetik ve göz doldurucu. Bol bol fotoğraf çektik. Sağolsun Adrian da bize harika elmalar ikram etti. Gerçek elma tadında, sulu sulu. 


Mahzen ziyareti kişi başı 15 Euro. 40 dakika sürüyor ve turun mutlaka araçla yapılması gerekiyor. Zira içerisi, uzunluğu 200 km.lik bir labirent. Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş. İngilizce rehberimiz ile birlikte Adrian da bize şoförlük yaptı. 



Bu ülkede bir kişinin aylık ortalama kazancı 100 USD civarı. Bu nedenle çok sayıda kişi çalışmak için ülke dışına gidiyor. 

Milesti Mici turunda istenirse şarap tadıp yemek yemek de mümkün. Biz rezervasyon için biraz geç kalınca sadece -o da zar zor- tur için yer bulabildik. 

🍷 3 çeşit şarap tadıp gezi yapmak mümkün. Bütçesi kişi başı 18 Euro. Fakat araç kullanılacaksa o kişinin tadım yapmasına izin verilmiyor. 

🍷 🥘 Yemek yiyip 7 çeşit şarap tatmak mümkün. Rakam kişi başı 45-50 Euro arası. 

Ziyaret günümüzdeki bu turların hepsi dolu olduğu için biz sadece tünelleri ziyaret imkanı bulduk. Böyle bir yerin varlığından bihaber olduğumuz için bu kadarı bile bizi etkilemeye yetti. Turumuz esnasında yemek salonunu da gördük. Dekoru çok etkileyici. Dan Brown romanlarını anımsatan gotik ve mistik bir havası var yemek salonunun. Tüneller de öyle. İnsanda distopik roman ve filmleri çağrıştırıyor. 


🏨 Kişinev Konaklama

Kişinev'deki otelimiz Lidia çok merkezi bir sokakta. Stefan Cel Mare Parkı’na çok yakın. 4 no.lu odaya yerleştik. Bizimle ilgilenen amca, Yes ve No dışında İngilizce bilmiyor. Fakat o kadar tatlı ve ilgili ki! İnanılmaz güzel mavi gözleri var. Burası otelden ziyade ev gibi. Otel gibi kullanılan odaları olan, 2 katlı binanın çok yeşil bir bahçesi ve müştemilat tarzı kapalı avlusu var ki bu sayede aracımıza korunaklı bir park imkanı da sunmuş oluyor. 

Odalarda ücretsiz wi-fi var. Salon gibi bir alana da kettle, çay ve kahve koymuşlar. 3 kişi için kahvaltı dahil 100 USD ödüyoruz. Buranın para birimiyle 1440 Leu ödedik. Oda ve bina tertemiz. Hatta temizlikten adeta ışıldayor. Moldovalı bir temizlikçinin çok iyi bir fikir olabileceğini düşünüyorum.😁 Televizyonda Türk dizilerine denk geldim. Benim izlediğim diziler değil ama varlıklarını biliyorum. Demek ben izlemesem de buralara satış yapılacak kadar popüler diziler bunlar. Denk geldiğim bir tür töre dizisiydi. 

Poyraz, biz Hertz ofiste işlemleri yaptırdığımızdan beri uyuyor. Otele gelince de uyumaya devam etmek istedi. Güne çok erken başladığımız ve aktif bir gün geçirdiğimizi gözetirsek çok doğal. 

🥘 Mc Donalds Koleksiyonu -Kişinev Edisyonu 

Poyraz’ı odada bırakıp Arkan ile önce parka yakın Mc Donalds’a gidip yemeğimizi sipariş ettik ve yakındaki sokak kafelere oturup, bir taraftan da etrafı izleyerek yemeğimizin tadını çıkardık. Hesap, 2 Big Mc Menü için 148 Leu. Aslında menü fiyatı 71 yani 2 menü 142 Leu, 6 Leu ise ketçap için ayrıca alınıyor.  


🌳 Stefan Cel Mare Parkı  👰 🤵 🕊 

Yemek molasının ardından Stefan Cel Mare Parkı’na gittik. Hayat burada adeta parkın içinde ve çevresinde dönüyor. Parkın içinde bir katedral var. 


Evlenenlerin bu geniş park içinde fotoğraf çektirmesi belliki bir gelenek. Bizim parkı gezdiğimiz süre içinde 2 düğün vardı. Damat ve gelin, katedralin sütunları arasında ve parkın farklı yerlerinde sevgi pozları verip durdular.


Burada anladığım kadarıyla gelin çiçeğinin kırmızı kurdele ile bağlanması bir gelenek. Her iki gelinde de bu detay dikkatimi çekti. Parkın içinde bir de dev Lexus limuzin vardı. Ayrıca kafes içinde beyaz güvercinler dikkatimi çekti. Belli ki parasını veren çiftler ya da sevgililer için ekstra ambiyans yaratma hizmetiyle uçurulacaklar.


Bunun yanısıra parkın içi de güvercin dolu. Yem atanlar var. Tabii ki onlar normal güvercinler, etkinlik için el altında tutulanlar gibi beyaz renkli değil. Limuzinin önünde alyans şeklinde iki halka süs var, Audi logosu gibi duruyor. Kaputun üzerine yerleştirilmiş, etrafı çiçeklerle süslenmiş. Limuzinler, gelinler, güvercinler ve tabii ki dilenciler parkın vazgeçilmezleri gibi gözüküyor. 

Parkın ilerisine Zafer Anıtı’na doğru yürüdüğünüzde dev ahşap satranç tahtası hemen göze çarpıyor. Satranç taşları tahtadan yapılmış ve boyları çok rahat 2-3 yaşında bir çocuk boyunda ve ağırlığı ise kesinlikle çocuktan da fazla. Özellikle atı yerinden oynatmak epey güç gerektiriyor. Fakat bu ahşap taşlar çok gösterişli duruyor. Özellikle de boyu ile şah ve vezir göz alıcı. 

Parkın dört bir yanındaki giriş ve çıkış noktalarında birçok büfe ve büfe formunda kafe var. Eğer, ikisi ya da üçü bir arada formunda kahve isterseniz fiyat 10 Leu. Güzel bir Americano isterseniz fiyatı 15 Leu ve gerçekten de çok güzel bir kahve hazırlıyorlar. Biz hemen parktan önceki ışıklarda yer alan ve çok güzel ahşap bir araç içine yerleşmiş Unicafe'yi seçtik. 

Kişinev'deki ilk günümüzde hava güneşin altında keyifli bir soğuk. Gölgede ise birazdan kar yağacakmış hissini veren bir ürperti içinde. Bir an Arkan'ın beni dinlemeyip kendi normuna göre kendisi ve Poyraz için kalın montlarını getirmiş olmasına memnun oldum. Geceye doğru ısının daha da düşeceğini öngörürsek hazırlıklı olmak içimi rahatlattı. 

Turumuzun ardından odada bıraktığımız Poyraz'ın çok acıkmış olacağını gözeterek dönüşte onun için de Mc menü alarak yola koyulduk. Yol üzerinde uğrayıp Arkan için traş malzemeleri aldığımız bir ufak marketten Bucuria adında, üzerinde Meksika figürleri olan, paket tasarımını çok beğendiğim bir çikolata aldım. Fiyatı 12 Leu.

Yolumuz üzerine yine yol kenarında ufak bir parkın içinde belli ki her gün kurulan bir Pazaryeri vardı. İçinde danteller, benzeri el örgüleri, resim ve çerçeve satılıyor. Buradan hatıra magnetimi aldım. Magnet fiyatlatı 10-15  Leu


Otelimizin olduğu Armeneaska Sokağı üzerinde geniş bir pazar yeri var. 10 Leu verip çok nefis görünen kara üzümden 1 kilo aldım. Tadı da kokusu da harika. 

3 elma, 3 muz da 14 Leu tuttu. 


🍷 Şarap Festivali 

Harika bir zamanlama. Moldova denince akla ilk gelen şarap ve biz her yıl yapılan ve 2 gün süren festivalin arifesinde gelmişiz. Meydanda yarın başlayacak festival için hazırlıklar var. 

4 Ekim 2014 Cumartesi

Kişinev MOLDOVA -Komrat GAGAVUZYA 

🍳 Kahvaltı

Kahvaltı 2. kattaki 4 no.lu odamıza tam istediğimiz gibi saat 09:00'da servis edildi.😊 Kahvaltımız hem göz hem de karın doyurucu. Nefis peynirli omlet, çeşit çeşit peynir, domates, salatalık, maydanoz, tereyağ, bal, renkli ve etli biberler, elma suyu ki çok nefisti, nefis ekmekler, çay, kahve... Daha ne olsun!

✍️ Moldova'da giriş katı 1 diye sayılıyor. Dış kapı ve oda kapıları dışa doğru açılıyor. Yani kapı açarken ya da açılırken dikkat edip bir kaç adım geride durmakta fayda var. 

🍷 Festival Günü

Kahvaltının ardından parkın içinden geçerek meydana gittik. Tam o anda festivalin açılışı başlıyordu. Televizyon ekipleri dört bir yanda. Halk oyunları ekibi, yer yer canlandırmalar...



Çömlek, sepet, fıçı yapanlar... Yurdun dört bir yanından gelen şarap markalarının standları hem güzel düzenlemeleri hem de şarapları ile göz dolduruyor. Bazı markalar manken bile ayarlamış. Bana Autoshow’un şarap versiyonu gibi geldi.😊 Cricova'dan nefis bir beyaz şarap tadımı  yaptım. Poyraz da çömlekçiliği denedi ve bayıldı. 


Parkın içi de panayır havasında. Ofistekiler için magnet aldım. Yaklaşık 2-3 saat geçirdik. Çaprazvari, çocuklara özel hazırlanmış parkı da ziyaret edip otelimize döndük ve toparlanıp Gagavuzya'ya doğru yola çıktık. 

Gagavuzya’da 1 gün ve gecenin ardından Transdinyester’e geçip orada da 1 gün ve gece geçirdik. 

6 Ekim Pazartesi Kişinev’e döndük. 

🌍 

Aradaki ✍️ GAGAVUZYA ve ✍️ TRANSDİNYESTER seyahatlerimiz için önümüzdeki haftalarda ayrı ayrı BLOG yazılarım olacak.  

🌍 

6 Ekim 2014 Pazartesi 

Tiraspol TRANSDİNYESTER -Kişinev MOLDOVA 🇲🇩 

Tiraspol’de uyandığımız sabahın ve kahvaltının ardından, hap gibi mesafeler sayesinde saat 10:45'te Kişinev Hertz Ofisi’ndeydik. Burası bir tür Güliver’in Cüceler Ülkesi. Seyahat etmek çok pratik. 😁

🚗 Kiralık Aracı Teslim Ettik 🙏 

Araç için 150 Leu yıkama parası bıraktık. Şükür, kazasız belasız aracı bırakınca 250 Euro'luk depozite blokajı da kaldırıldı ve rahat bir nefes aldık. 

🚌 🎫 Kişinev - Odessa Otobüs 

Artık bir tür hısım haline geldiğimiz Hertz ofisinden Adrian sağolsun bizi Kuzey Otobüs İstasyonu’na bıraktı. Kişinev-Odessa arası bilet kişi başı 150, toplamda 450 Leu.

Yolluk olarak 7 Leu’ya kraker, 17 Leu’ya dev sneaker çikolata ve 13 Leu’ya da  Mars çikolata aldım. Kalan tüm Leu paralarımızı Ukrayna Grivnasına dönüştürüp 150 UAH aldık. 

Otobüs No 13-14-15

🇲🇩 💓 MOLDOVA’ya VEDA 

Hiçbir şey ummazken beni müthiş şaşırtan, olağanüstü misafirperverlik gösteren, bizi en meşhur festivali ile kucaklayan MOLDOVA’dan, “iyi ki gelmişiz” duygusuyla ayrılıyoruz. 


Şimdi sırada, Potemkin Zırhlısı filmindeki meşhur merdiven sahnesi ile zihnime kazınan Odessa var. Odessa - UKRAYNA 🇺🇦  seyahatimiz, GAGAVUZYA ve TRANSDİNYESTER blog yazılarının ardından bu adreste olacak. 

Yollarda ve yazılarda buluşmak üzere 👋