Thursday 25 February 2021

BURUNDİ 🇧🇮 2013

BURASI BURUNDİ
Hala inanamıyorum. Gerçekten Burundi’ye gittim. O vakitler 11 yaşında olan oğlum Poyraz, eşim ve kadim arkadaşımız Metin ile birlikte Cennetin 4 Kaşifi🌍 şeklinde Afrika’dayız. Aşağıda gün be gün akışı yer alan efsane Afrika seyahatimizin, Uganda ve Ruanda’nın ardından 3. durağı Burundi. 

Itenary 

2 Ağustos 2013 Cuma İstanbul TÜRKİYE - Entebbe UGANDA 🇺🇬 ✈️ 

3 Ağustos 2013 Cumartesi Entebbe UGANDA 

4 Ağustos 2013 Pazar Entebbe -Bwindi Inpenetrable Park 🚙   

5 Ağustos 2013 Pazartesi Bwindi Inpenetrable Park -ormanda trekking

6 Ağustos 2013 Salı  Bwindi, köy ziyaretleri- Musanze RUANDA🇷🇼 🚙 

7 Ağustos 2013 Çarşamba Volcanoes National Park, trekking- Musanze 

8 Ağustos 2013 Perşembe  Musanze -Kigali 🚌 

9 Ağustos 2013 Cuma  Kigali - Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 🚌 

10 Ağustos 2013 Cumartesi Bujumbura - TANZANYA 🇹🇿 sınır 🚌 

11 Ağustos 2013 Pazar  Mwanza 

12 Ağustos 2013 Pazartesi Mwanza - Serengeti

13Ağustos 2013 Salı  Serengeti - Ngorongoro  

14 Ağustos 2013 Çarşamba  Ngorongoro - Lake Manyara

15 Ağustos 2013 Perşembe  Arusha- Darüsselam 

16 Ağustos 2013 Cuma  Darüsselam - ZANZİBAR 🚢  

17 Ağustos 2013 Cumartesi  Zanzibar

18 Ağustos 2013 Pazar    Zanzibar - Darüsselam 🚢 

19 Ağustos 2013Pazartesi Darüsselam - İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 

KISACA BURUNDİ 🇧🇮 

Nerede

Burundi, Afrika’nın ünlü Büyük Rift Vadisi üzerinde, Büyük Göller Bölgesi’nde yer alan (artık öğrendiniz) landlocked yani kara kilitli bir ülke. Gerçi landlocked desek de bir tarafı göl. Efsane Tanganyika Gölü. Kara komşuları ise kuzeyde Ruanda, doğu ve güney doğuda Tanzanya ve batıda Kongo. Suyla kavuştuğu Tanganyika Gölü ise güney batı cenahı kaplıyor. 

Yüzölçümü ve Nüfus: 

Türkiye’nin 783.562 kilometrekarelik büyüklüğüne kıyasla %3.5’u kadar minik bir ülkeden bahsediyoruz. Neredeyse eni topu Ankara büyüklüğünde. Bu mini miniliğine karşın nüfusu yaklaşık 12 milyon. Bizim Ankara ise 6 milyon var yok. Gerisini siz düşünün artık. 

Başkent:

Eşbaşkan olur da eşbaşkent olmaz mı😊 Burundi’nin 2 başkenti var: Gitega ve Bujumbura. İkisi de bir yerde sorulsa sayemde bir tek sizin bileceğiniz😊 türde başkentler. Şimdi pek de kafa karıştırmayayım. Resmi başkentlik payesi bir kaç yıl önce Bujumbura’dan alınıp Gitega’ya verilmiş. Bujumbura ise gönüllerin ve ülkenin en büyük şehri olarak ekonominin başkenti olmaya devam edecek. Hatta aradan 100 yıl geçmesine rağmen hala bir çok insanın İstanbul’u başkentimiz sanması gibi Bujumbura’nın da algı ve bilgi başkentliği devam edecek. İnternet aramalarında Bujumbura hala başkent olarak gözüküyor. 

Yönetim Şekli:

Ülkenin resmî adı zaten Burundi Cumhuriyeti.

Dil:

Ülkede 3 resmî dil var:İngilizce, Fransızca ve Kirundi. 

Din:

Ülkenin yaklaşık %67’lik kısmı ağırlıklı Katolik olan Hıristiyan bir nüfus. Bölgenin kendi yerel halkının inanışları ise %32 paya sahip. 

Para:

Ülkenin para birimi Burundi Frangı ve kısaca BIF olarak yazılıyor. 

Şubat 2021 itibariyle 1000 BIF yaklaşık 3.77 TL. 

1000 BIF’ın $ karşılığı ise yaklaşık 0,5 $. 

Seyahat tarihimiz olan Ağustos 2013’te 1 $ yaklaşık 1.95 TL’ymiş.

Yine 2013’te 1 doların karşılığı ise 1500 BIF’miş. 

Vize:

2013 Ağustosundaki seyahatimiz için kişi başı 90 $ verdik. Bu rakam o tarihe kadar bir ülkeye verdiğimiz en yüksek vize rakamıydı. O nedenle günlük notlarıma bile bakmama gerek kalmadı zira zihnime kazınmıştı. Gerçi ülke genelde dünyanın en fakir ülkesi sıralamasında kadrolu birinci, ekonomisinin en zirve döneminde de en iyi üçüncü sırada olduğu için bunu bir tür zekat olarak gördüğümü söylemeliyim. Zaten seyahatimiz de Şeker Bayramına denk geliyordu.   

Kısa Tarihçe:

Aslında 20. yüzyıla kadar Afrika’da adı Burundi olan bir krallık varmış. Şimdi “mış” deyince de kendimi masal anlatırmış gibi hissettim. Derken, bak şu dünyanın işine ki birden Alman sömürgesi oluvermişler; tıpkı Ruanda gibi. Almanlar 1. Dünya Savaşı’nda yenilince de ( Ruanda bahsini okumuş olanlar hatırlayacaktır ) ülke Belçikalıların kısmetine düşmüş. O vakte kadar iki ayrı krallık olan Ruanda ve Burundi, Belçikalıların idaresinde Rwanda-Urundi’ye dönüşmüş. 

Tıpkı Ruanda gibi Burundi de 1962 yılında bağımsızlığını kazanır ve önce monarşi ile yönetilir. 

Ülke 1970-90 yılları arasında, bir türlü gün yüzü görmeyeceği iç savaşlar, akabinde de soykırım ile belini bir türlü doğrultamaz ve dünyanın en fakir ülkesi, azıcık gün yüzü gördüğünde bile ancak ikinci ya da üçüncü en fakir olarak kalır. 

2016 yılında yani bizim seyahatimizden 3 yıl sonra ülke Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden ayrılır. O tarihten beri ülkenin epeykarışık olduğu söylentileri var. Hatta internette araştırma yaptığınızda siteler size “tehlikeli ülke” uyarısı verir. Ne kadarı doğru ne kadarı abartı bilemiyorum. Zira çoğu zaman Türkiye için de benzer uyarılar yapılıyor. Risk değeri 1’lik durumların 100 gibi gösterildiği çok duruma tanık oldum. 

İnternet fenomenlerinden Ruhi Çenet’in Burundi ile ilgili yakın tarihli bir videosu var ki tam bir “Yalan Dünya” çalışması. Görüntüler bir yerden, laflar başka bir yerden. Ülkeyi gidip görmesem belki inanırdım denilenlere. İnsanların oradan buradan bilmem kaç yıllık ya da kimbilir nerenin belli olmayan fotoğraf ve videoların altına böyle ağdalı laflar dizmesi, hikayeler yazması nasıl bir kafa, nasıl bir algı operasyonu? Ülke zaten fakirin fakiri, böyle yaparak belki oralara ilgi duyup bizim gibi gidebilecek üç beş kişiye de engel oluyorlar. Gitmeyecek olanın da zihnine “adı çıkmış doksana inmez seksene” babında yanlış fikirler sokuyorlar. Bu kötülük değil de nedir? 

Nesi Ünlü?

🇧🇮 Acı ama ülkenin en meşhur olduğu konu fakirliği. Ne yazık ki fakirlikte birinci. En zengin durumunda bile fakirlik sıralamasında hala kupa kürsüsünde 1 ila 3 arasında. 

🇧🇮Benim bu seyahatte Burundi’ye yer vermeme sebep olan Tanganyika Gölü

🇧🇮UNESCO Kültür Mirası’na dahil edilen davul gösterileri 

🇧🇮 Çayı ve kahvesi 

🌏 SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

9 Ağustos 2013  Cuma 

Kigali RUANDA 🇷🇼 - Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 

🚌 Seyahatimizin 2. ülkesini de geride bırakıyoruz. Saat 10:00’da kalkacak Volcano Express biletlerimizi Kigali’ye gelir gelmez kişi başı 6.000 RFr. ödeyerek almıştık. Otobüs şoförü yaklaşık 6 saat süren yolculuk boyunca o küçücük ve hıncahınç dolu otobüsü öyle hızlı kullandı ki! 

Özellikle Burundi’ye ulaştığımız andan itibaren habire yılanvari kavislere sahip yolu zaten başka türlü bırakın 6 saat, 16 saatte bitirmek bile mümkün olmayabilirdi. İşin ilginç tarafı seyahatin ve dünyanın en fakir ülkeleri arasında her daim ilk 10’da hatta ilk 3’te ve hatta 1 numarada yer almasına rağmen Burundi’de tüm yollar asfalt kaplı ve yeni dökülmüş olmalı ki hala rengi bile solmamış. 

Ruanda’dan yola çıkmadan önce bir yolcuyu 45 dakika kadar bekledik. Bir o kadar da yemek ve ihtiyaç molası verdik. Dolayısıyla otele varmamış 18:00’i buldu. 

🌴🌳🎋Uganda ve Ruanda şaşırtıcı derecede yeşil ülkelerdi. Fakat Burundi ile kıyaslandığında yeşilliği sönük kalır. Burası adeta bir tropik orman ülkesi. Hiç gitmesem de filmlerden hatırladığım karelerle kıyaslayında bir Kosta Rica ya da Hawai havası var. O derece tropik bir jungle. Muz ağaçları harika. Küçücük ülke sayısız tepelerle dolu. 

Bujumbura’nın, adı “Uluslararası” olsa da görüntüsü köy garajını bile geçemeyen otogarı tam bir keşmekeş. Fakat burada belgesellerde gördüğüm o sokak terzisine rastlamak çok hoşuma gitti. 

🚌 Bütün seyahat program akışı içinde, gönlüme yük ettiğim, bir tür hissi kalbe vuku şeklinde emin olamadığım kışı  Bujumbura’dan sonra Tanzanya – Mwanza’ya gidecek otobüs hakkında yaptığım araştırmaya sezgisel olarak bir türlü güvenememdi. Sonuçta da ne yazık ki hislerim anlam buldu: Meğerse bana otel ile yaptığım o bilmem kaç tur eposta yazışmalarında “var” denen otobüs yokmuş. Bunu öğrenince yolu ancak 2 aşamada gidebileceğimize kanaat getirerek ilk etabı yarın yapmaya ve sınırdaki Kobero’ya ulaşmaya karar verdik. 

💰 Döviz

Kur 1 USD 1500 Burundi Frangı civarı. 50 USD bozdurdum. Sınıra gidecek otobüse 3 kişi bilet için 30.000 BFr verdim. 

🏨 Bujumbura Konaklama

Kalacağımız Shammah Otel çok fena olmasa da etraf sinek kaynıyor. 



🥘 Bujumbura Akşam Yemeği

Akşam yemeğini yediğimiz Hotel Botanica’ya ait restoran çok güzel. Ülkenin dünyanın en fakir ülkesi olduğunu düşünürsek bulunduğumu mekanın ambiansı, dekoru ve yemekler kesinlikle kafa karıştırıcı bir seviyede. Çok güzel, zarif, gözalıcı ve hatta lüks. 

Gerçi Tanzanya’ya geçişle ilgili keşfettiğimiz ulaşım sorunu ortamın güzelliğini doyasıya yaşanmamıza engel oluyor. Zira “Houston, we’ve got a problem.” durumundayız ve çözmemiz gereken bir krizimiz var ve elimizde de bunu çözmek için tek bir gecemiz var o da bu gece. Dolayısıyla yemek boyunca aynı Afrika’daki ilk ülkemiz olan Kenya’ya vardığımız ilk akşam yolların beklediğimizden çok ama çok daha kötü olduğunu keşfettiğimiz akşam yaptığımız gibi bir strateji🧐 toplantısı yaptık.  

Bujumbura Akşamları ve Sokaklar

Bujumbura sokaklarında yer yer silahlı askerler bekliyor. Belli ki bir elin parmağını geçmeyen turistlerin başına bir şey gelmesin, tıpkı turizmle nefes alan komşuları Ruanda ve Tanzanya gibi onların da yolu açılsın, makuz talihi artık kırılsın istiyorlar. Başımıza bir şey gelmese de sanki buna çok yakınmışsın hissini de alıyorsun tuhaf bir şekilde. Belki de herkesin bu kadar fakir olduğu bir ülkede, zaten her beyazın tüm Afrika ülkelerinde “zengin” imajına sahipken buranın dibe vurmuş fakirliğinde daha da “zengin “ görünmesi nedeniyle olsa gerek garip bir tedirginlik ama aynı zamanda da müthiş bir heyecan içindeyim. İnanamıyorum. Gerçekten de şu an Burundi’deyim ve yarın o çok merak ettiğim Tanganyika Gölü’nü göreceğim. 

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 - Katanga TANZANYA 🇹🇿 

Baktık ki 1 günde Tanzanya’daki ilk durağımız olan Mwanza’da olmak imkansız. Biz de  yolu 2 güne yaymaya karar verdik. Sabah, herkesten önce uyanıp resepsiyondaki Hendrick’e uğradım. Dün gece de epey konuşmuştuk. Onlardan aldığım bilgiye güvenerek planladığım seyahatimin yanlış bilgi nedeniyle ne kadar zorlandığını söyleyip biraz rahatsız olmalarını istemiştim. Bu nedenle Hendrick’ten yarın sabah 06:00 için aldığımız bileti bugün saat 13:00 ile değiştirmesini istedim. Zira yarın sınıra ulaştıktan sonra kalan sürede Mwanza’ya gidemeyeceğimizi anlamıştım. Ya da gidebilsek bile ertesi gün katılacağımız safari evvelince feci yorgun olacaktık. 

Ulaşımla ilgili otelle yazışmamın nedeni bu konuda iletişim kurabileceğim tek yerin orası olmasıydı. Otobüsle ilgili ne bir internet sitesi ya ne de eposta adresi yoktu. Zaten dün uluslararası otogar olarak adlandırılan yeri görünce orada normal telefonun bile olmadığını anlamıştım. Bizim 1970’lerdeki Topkapı Otogarı bile orayla kıyaslandığında NASA üssü sayılabilir. Zaten otobüs dediğimiz de bizim minibüslerin 50 yaşındaki versiyonu. Haliyle güya sınır ötesi çalışan taşıtlara uzaktan ulaşabileceğiniz bir bilgi-rezervasyon hattı yok. 😊

🚖 Bujumbura Keşif Gezisi

Hendrick, otobüs firması Volcano ‘yu arayıp biletlerin değişimini sağladı. O vakte kadar da bir taksi tutup gönlümüzde Bujumbura ile ilgili neresi arsa hızlıca turlamaya karar verdik. Yaklaşık 3 saat sürecek şehir turu ve bizi istasyona götürmesi karşılığında şoförümüz Silvester ile 40.000 BIF.na anlaştık. 

🚤 🐟 🐊 Tanganyika Gölü

Önce Tanganyika Gölü’ne gittik. Gerçekten de etkileyici. 


Fakat bunu sağlayan gölün kendisinden ziyade içindeki, kenarındaki insanlar, içinde süzülen kayıklar, kayıkçılar. Çok güzel ve minimal görüntüler. Gölde, kayıkçı Yusuf ile sakin bir dhow gezisi yaptık. 20 dakikası 10.000 BIF. 

Göl ziyaretimizin en ilginç anlarından birisi gölde yüzen çocuklardan birinin beni görüp sudan çıkması ve üzerinden şıpır şıpır sular akarken yanıma gelip bana elini uzatması oldu. Ben de bu uzanan küçük eli sıktım. Derken gölün içinden, kenarından onlarca çocuk gelip etrafımda adeta bir protokol sırası gibi dizilip elimi sıkması oldu. Çok tuhaf ve bir o kadar da komik bir andı. Kendimi ( sonum benzemesin:))adeta Lady Diana gibi hissettim. Onun şu Birleşmiş Milletler Elçisi olarak yaptığı 3. Dünya Ülkesi ziyaretleri ve özellikle de çocuklarla olan fotoğrafları zihnimde uçuştu. 


Gölün kıyısında tesisli alanlar var. Bizim tercihimiz en meşhurlarından Saga Beach oldu. 

Göle karşı birşeyler içtik ve fotoğraf çekmeye doyamadık. 






🐍 Hayvanat Bahçesi/ Müze 

Ardından bir hayvanat bahçesi olan Musee Viviant’a gittik. Burası tam bir sürprizdi. Adı müze olan bir yerin hayvanat bahçesi çıkmasını beklemiyorduk. Timsah Romeo ve Juliet’e dokunduk. Aksi Lacoste’u ise kıyıdan seyrettik. Ayrıca yılan da tuttuk. Maymun Kita ise çok sevimliydi. 



Hotel Du Lac Tanganyika’yı gezdik. Ülkenin fakirliğiyle kıyaslanınca o kadar tezat bir lüks ve sefahat duygusu var ki. Ve tüm konuklar beyaz. Otelin mağazasından, yıllarca salonumuzu süsleyecek bezden, el boyaması bir tablo aldık. Şahane! 

Otobüse son dakikada yetiştik ve şükürler olsun ki bir yer bulduk. Fakat kapı önüne yığılan eşyalardan sonra kıpırdamaya imkan kalmadı. 

🚌 Tanzanya Yolcusu Kalmasın

Sınıra ulaşmamız 5 saat sürdü. Yol boyunca insana tropik bir tatil cennetini çağrıştıran muhteşem bir doğa ile toza topraka bulanmış manzaralar gözümüzün önünden akıp geçti. Afrika'daki toprağın farklı bir kızıl kırmızı rengi var.

Yol boyunca bir öğretmen ile sohbet ettik. Bir ara Poyraz’ın çişi gelince kapı açılamayacak kadar eşya dolduğu için resmen eşyaların üzerinden tırmanarak ulaştığımız şoför kapısından araçtan indik. Beyaz olduğumuz için o kadar dikkat çekiyorduk ki durduğumuz köydeki herkes bize bakıyordu. Bakışlardan uzaklaşmak için yeşillikler arasında ilerleyip bir domuz ahırının yanında  domuzun honk honk sesleri arasında işimizi gördük. Gerçekten çok sıradışı ve komik bir andı. 

Sınıra geldiğimizde tüm kara sınırlarında olduğu gibi bir tarafta pasaportumuza damga vurulduktan sonra yürüyerek diğer tarafa doğru ilerledik. Etrafımızda arabalar var ve bizi araçla gitmeyi teklif ediyorlardı. Israrları reddedip yürüyeceğimizi söyleyince karşımızdakiler gülmeye başladı. Meğerse iki sınır arasındaki araf tam 8 km.ymiş. Bunu anlayınca inadı bırakıp bir araba ile anlaştık. Zaten içinde şoför hariç 2 kişi vardı. Ben, Arkan ve Poyraz arkaya  sıkıştık. Metin de kalan tek yer olan bagajın içine, eşyalardan sonra kalan tüm hacmi kaplayacak şekilde sıkıştı. Halimiz gülünesi... Biz de güldük. 😊

BURUNDİ’YE VEDA.

Burundi’ye girişimiz, geçirdiğim vakit ve çıkışımız... Hepsi de ülkenin yoksulluğu ile ilintili, aralarda şok edici lüks ambiyansla şaşırıp sonra süratla tekrar ülke ortalamasına indiğimiz inanılmaz iki gün ve 1 gecelik muazzam bir deneyim. Bir başkent, bir göl ve olağanüstü fışkıran yeşillik içinden Ruanda-Burundi-Tanzanya arası akan yolculuklar... Afrika’yı en dibinden yaşadığımız anlat... İyi ki gitmişiz. Şu otobüs sıkıntısı olmasa, şöyle ağız tadıyla bir gün daha geçirebilsek fena olmazdı. Gerçi gene aynı şeyleri yapardık da daha geniş geniş yapardık. Böyle rüzgar gibi geçti. Duygumuz zirvede kaldı.  



Thursday 18 February 2021

RUANDA 🇷🇼 2013

Domates çorbası denince aklınıza ne gelir? Benimkini soracak olursanız, zihnimde çağrışan iki sözcük var: Uganda ve Ruanda

Uganda yazımı okuyanlar, kaldığımız goril kampındaki nefis domates çorbasını hatırlayacaktır. Tüm gün hasta yatan ve ertesi gün 17 km.lik orman yürüyüşü yapan oğlumun o akşam içtiği, hem ağzının tadını yerine getiren hem de ilaç gibi gelen o nefis çorba. 

Ruanda ve domates çorbasının hikayesi ise aşağıdaki günlük notlarımda. 

Ruanda’ya adım atmadan önce tüm seyahatin rotasını hatırlayalım. Seyahatte ben, eşim, o tarihte 11 yaşında olan oğlum Poyraz ve arkadaşımız Metin olmak üzere 4 kişiyiz.

Itenary 

2 Ağustos 2013 Cuma İstanbul TÜRKİYE - Entebbe UGANDA 🇺🇬 ✈️ 

3 Ağustos 2013 Cumartesi Entebbe UGANDA 

4 Ağustos 2013 Pazar Entebbe -Bwindi Inpenetrable Park 🚙   

5 Ağustos 2013 Pazartesi Bwindi Inpenetrable Park -ormanda trekking

6 Ağustos 2013 Salı  Bwindi, köy ziyaretleri- Musanze RUANDA🇷🇼 🚙 

7 Ağustos 2013 Çarşamba Volcanoes National Park, trekking- Musanze

8 Ağustos 2013 Perşembe  Musanze-Kigali 🚌 

9 Ağustos 2013 Cuma           Kigali - Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 🚌 

10 Ağustos 2013 Cumartesi Bujumbura - TANZANYA 🇹🇿 sınır 🚌 

11 Ağustos 2013 Pazar          Mwanza 

12 Ağustos 2013 Pazartesi Mwanza - Serengeti

13Ağustos 2013 Salı  Serengeti - Ngorongoro  

14 Ağustos 2013 Çarşamba  Ngorongoro - Lake Manyara

15 Ağustos 2013 Perşembe  Arusha- Darüsselam 

16 Ağustos 2013 Cuma  Darüsselam - ZANZİBAR 🚢  

17 Ağustos 2013 Cumartesi  Zanzibar

18 Ağustos 2013 Pazar  Zanzibar - Darüsselam 🚢 

19 Ağustos 2013 Pazartesi Darüsselam - İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷

KISACA RUANDA CUMHURİYETİ 🇷🇼 

Nerede

Afrika’da ortanın doğusunda her alan tıpkı Uganda gibi “kara kilitli” yani landlocked bir ülke. Onu kilitleyen ülkeler ise Uganda, Tanzanya, Burundi ile Kivu Gölü üzerinden komşu olduğu Kongo. Bu seyahatte Ruanda ile birlikte ülkenin tüm kara komşularını da ziyaret ediyoruz. 

Yüzölçümü ve Nüfus: 

Ezber eder gibi olacak ama bir kez daha Türkiye’nin 783.562 kilometrekarelik büyüklüğünü hatırlarsak, Ruanda bunun yanında minicik bir ülke. Türkiye’nin %3’ü kadar bir alan kaplıyor.

Küçük ama kalabalık ülkenin nüfusu ise 12 milyonun az üzerinde. 

Başkent:

Kigali

Yönetim Şekli:

Ülkenin resmî adından da anlaşılacağı üzere cumhuriyet. 

Dil:

Kinyarwanda, Fransızca ve İngilizce. 

Ülkenin ismi İngilizcede Rwanda olarak yazılıyor. 

Din:

%94 oranında Hıristiyan.

Para:

Ruanda Frangı. RWF olarak gösteriliyor. 

Seyahat tarihimiz olan Ağustos 2013’te 1$= 640 RWF şeklindeymiş. 

2021 Şubat itibariyle:

1$= 991,93 RWF

1TL=138 RWF

Vize:

Ruanda da tıpkı Uganda gibi kapıdan vize veren bir ülke. Rakam kişi başı 30 USD

Kısa Tarihçe:

Ülkenin bulunduğu topraklarda 13. yüzyıldan beri Ruanda Krallığı var olmuştur. 

Ülke içindeki insanlar Tutsi ve Hutu’lar olarak iki gruba ayrılır. Bir çok kaynakta bunlar “etnik grup” olarak ifade edilse de aslında değildir. Hikayenin gerçek kökeni ise insanı sarsan, darmadağın eden bir kötü niyetin eseridir. Buna gezi notlarında ayrıca yer vereceğim. 

Ruanda; önce 1890’dan 1. Dünya Savaşı sonuna kadar Alman Doğu Afrika’ sı kapsamında Alman sömürgesi olur. Bu yıllarda ülkede kahve ekimi ve ihracatı yapılır. 

1. Dünya Savaşı’nın ardından hem Ruanda hem de Burundi’nin olduğu bölge Milletler Cemiyeti tarafından Belçika mandasına bırakılır. Almanlara kıyasla Ruanda halkının yaşamına daha fazla müdahale eden Belçika, 1933’ten itibaren halk arasında ayrımcılığı artıran ve onları sınıflara ayırıp ( Tutsi ve Hutu) bunu kimlik kartlarına yazdırmaya kadar götüren insanlık dışı bir uygulama başlatır ki bu işin sonu insanlık tarihinin en ibret verici olaylarından birinin mayası olacaktır.  

Uzun yıllar daha zengin kesimi temsil eden Tutsiler ve sonrasında da Hutular tarafından ele geçirilen yönetimle ülke 1 Temmuz 1962’de bağımsızlığını kazanır. Bağımsızlık gelmesine rağmen Tutsi ve Hutular arasında huzursuzluk ve yönetimi ele geçirme mücadelesi sona ermemiş, gerekin yıllar içinde daha da tırmanmıştır. Nisan-Haziran 1994 tarihinde zirve yapan çatışmalarda, Birleşmiş Milletler’in olaya geç müdahalesinin de bir sonucu olarak toplamda 3,000.000 kişi tüyler ürpertici bir şekilde katledilmiştir. 

Şu anda devlet yönetiminde 2000 yılında ilk kez göreve getirilen Paul Kagame (Tutsi) bulunmaktadır. 

Nesi Ünlü?

🇷🇼 Önce goril demek isterdim ama ne yazık ki aklıma ilk 1994 yılında insanların birbirini palalarla kestiği o korkunç soykırım geliyor. 🎬 Bu olayı daha iyi anlamak için Hotel Rwanda filmini tavsiye ederim. 

🇷🇼 🦍Tabii ki goriller. 

🇷🇼⛰🦍 Virunga Dağı, dünyada nesli koruma altına alınmış az sayıda gorilin yaşam alanı. Bu dağ 3 ülke; Uganda, Kongo arasında paylaşılıyor. Malum goriller pasaporta tabi olmadığı için bu dağın içinde 3 ülke arasında adeta cirit atıyorlar. Virunga Dağı’na ulaşımın en kolay olduğu ülke ise Ruanda. Başkent Kigali’ye uçakla erişimin ardından sadece 2 saatlik karayolu ile dağa ulaşmak mümkün. Bu nedenle de goril turizminin Afrika’daki başkenti Ruanda. Uganda’da ise Entebbe-Bwindi arası 11 saat sürdüğü için pek pratik değil. Ancak bizim gibi gözü kara ve deneyim meraklılarına hitap ediyor. Kongo ise şimdilik elini verip kolunu alamayacağın tabiatta, tekinsiz bir ülke olduğu için canını seven turistin😊 listesinde 3. numarada bile yer almıyor. 

🌏 SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

6 Ağustos 2013 Salı 

Bwindi Inpenetrable Forest UGANDA 🇺🇬  - Musanze RUANDA 🇷🇼

Ruanda, tıpkı komşusu Uganda gibi kapıda vize veren bir ülke. Rakam kişi başı 30 USD. Geçiş son derece seri oldu. Sınırın her iki tarafında da form doldurmak için 10-15 dakika oyalandık. Uganda’daki Bwindi Inpenetrable Forest yani Geçitvermez Ormanı’nda konakladığımız Nkuringo Gorilla Camp’ten Ruanda’nın Musanze şehrinde kalacağımız Amohoro Guest House’a ulaşmak 3 saatimizi aldı. Amohoro, tıpkı Uganda dilindeki Agandi gibi Merhaba anlamına geliyor.

Burası için Lonely Planet “Bulunması biraz zor. Yeşil bir kapının arkasında.” diyordu. Gerçekten de bulmak zaman aldı. Fakat altımızda araba olduğu için sorun yaşamadık. Bizi Nkuringo Goril Kampı’ndan buralara kadar kazasız belasız getiren Ema’yı uğurlarken kamptakilere teşekkür için yanımda getirdiğim 2 kutu lokumdan birini verdim. 

Bu sabah Uganda tarafında yaptığımız ve bizi tam bilgilendirmedikleri için finaline doğru oğlumu fiziksel açıdan aşırı zorlayan, hırpalayan trekkingin ardından sinirleri artık yatışmış olan Poyraz da Ema’ya kamptaki herkese ilgisi için teşekkür ettiğini; hediyeyi çok beğendiğini; kendisi için çok özel bir hediye olduğunu ve ömür boyu özenle saklayacağını söyledi. Uganda gezi notlarını okumuş olanlar Poyraz’a hediye edilen goril oymalı sopayı hatırlayacaktır. Bu sopa kişi başı 500 $’lık goril safarisi yapmış olanlara dahi verilmeyen, çok özel bir ustanın el emeği. Poyraz’ın bir çocuk olarak yaşadığı sıkıntının özrü olarak Nkuringo Goril Kampı tarafından oğluma verilen bir gönül alma hediyesi. 

Gelirken yolda, hemen Ruanda sınırını geçtikten sonra olağanüstü güzel göl manzaraları vardı. Bu manzarayı gören bir otelin dünyanın en pahalı otelleri arasında yer aldığını yazıyordu rehber kitap. 

Poyraz, yoldayken öğle yemeği adına bir şey yemediği için duyguları yatıştıktan sonra derin bir açlık duymaya başladı ve “Keşke dün o ikinci tabak domates çorbası teklifini kabul etseydim.” dedi. Tabii ki bu cümleyi duyunca Arkan da ben de “Bu akşam sana domates çorbası olan bir restoran bulalım. “ dedik. 

🏨 Musanze - Konaklama

Amahora Guest House, çok sevimli bir yer. Odamız da çok güzel. Metin’in tek kişilik odası ebeveyn banyolu. Bizim 3 kişilik odamızda banyo yok. Ortak alanı kullanacağız. Fakat banyo rehber kitapta da belirtildiği gibi çok temiz. Guest House’ın işlerini yapan Muhozi ise müthiş birisi. 

Kaldığımız yere 3 kişilik oda için gecelik 60, tek kişilik oda için de 30 USD veriyoruz. Kredi kartı ile %5 surplus yani hizmet bedeli ödedik. 

🍲 🍅 Uganda’nın Ardından Ruanda’da Bize Özel Pişen Domates Çorbası

Domates çorbası istediğimizi söyleyince, Guest House görevlimiz dünya tatlısı Muhozi, Arkan ve bana eşlik ederek bizi bir restorana götürdü. Menüde domates çorbası yoktu ne yazık ki. Fakat restorandaki kadın görevli bizim neden ısrarlı bir şekilde domates çorbası peşinde olduğumuzu öğrenince “Dilerseniz pişirebiliriz.” dedi ve dünyalar bizim oldu. Bir müddet sonra Poyraz’ı da alıp geldiğimizde dünyanın en güzel domates çorbasını, dünyanın en güzel sunumu ve de en uygun fiyatı ile tatma fırsatı bulduk. Allah razı olsun! ( Hala o tarihten beri domates çorbası oğlumun en sevdikleri arasındadır. Bizim için de öyle. O artık sadece bir domates çorbası değil. Harika bir seyahatin ve halden anlayan insanların sembolü.🥰

Metin, goril turu esnasında orman yürüyüşünde dizini çok fazla yormuş. Bir müddettir de zaten genetik rahatsızlık olarak dizine yönelik ilaçlar alıyor ve aylardır da ihmal ediyormuş. Bunun üstüne bir de bugünün temposu binince dizi boru gibi şişti. 

Metin, bu şartlar altında yarın yapılacak Golden Monkey turuna katılmayacağını, dizini dinlendireceğini söyledi. Biz de tekrar sınırlarını zorlayan bir yürüyüş olmasından endişe ederek, Poyraz’a eğer dilerse Metin ile misafirhanede kalabileceğini söyledik. 

7 Ağustos 2013 Çarşamba 

Volcanoes National Park - Golden Monkey Tour

Seyahatimizin en güzel ve keyifli günlerinden birisi. Poyraz, sabah bizimle gelmeye karar verdi. Muhozi, eksik olmasın sabahın körü olmasına rağmen bize çok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. 

Bizi Golden Monkey turu için Volcanoes National Park’a götürecek şöförümüzün adı Safari’ydi yani yolculuk. Babası, bir yolculuk sonrasında Safari dünyaya gelince ona bu ismi vermiş. 

Volcanoes National Park’ın girişinde bir Tea House var. İçinde Ruanda kahvesi ve çayı ikram ediliyor. Çok şık bir yer. Etraftaki herkes çok şık. 



Dünkü Inpenetrable Park girişi ne kadar doğal, yalın ve tesis yoksunu ise burası o kadar şık, klas ve insanda Afrika’nın çok zengin bir yer olduğu yanılgısını yaratacak görüntü ve enerjide. Dolayısıyla burası, dünkü travmatik anlarımıza merhem oldu.😊



🐒 Golden Monkey de tıpkı goriller gibi nesli tükenme tehlikesinde ve korumaya alınmış bir hayvan. Suratı çok sevimli. Şişkin yanakları çok tatlı. 


Tur programı hiç yorucu değildi. Hatta bence yeryüzündeki en rahat safari programı. Kucağında bebekle lohusa bir anne ya da tekerlekli sandalyesi ile bir engelli bile katılabilir. O derece rahat bir rota. 


Hayvanlara ulaştığımız bambu ormanı görsel olarak büyüleyiciydi. Poyraz, yürüyüş esnasında Kanadalı bir ailenin yaşıtı kızı olan Carly ile tanıştı ve tur boyunca onlarla sohbet etti. Dolayısıyla misafirhanede kalmamasına ve Afrika’dan güzel anılar götüreceği bir gün yaşamasına çok mutlu olduk.  

💰 Altın Maymun Turu Bütçesi ve Ruanda Frangı 

Ruanda’da kur, 1 USD 640 Ruanda Frangı şeklinde. 

Bir su 600 RFr. 

🐒 Golden Monkey turu kişi başı 100 USD. Park girişinde kredi kartı olması buranın şık havasına uygun. Ayrıca surcharge da yani işlem ücreti talep edilmedi. 

🚗 Bizi kaldığımız guesthouse’dan buraya ve buradan da tekrar guesthouse’a taşıyacak transfer aracı için de ayrıca 100$ verdik ve kesinlikle değdi. 

Musanze’de Sakin Bir Gün

Bugünün programında bisiklet turu da vardı. Fakat daha fazla yorulmayalım dedik. Zaten Metin de katılmayacaktı. Dolayısıyla bize kalan öğleden sonrayı tamamen dinlenmeye ayırdık. 

Öncelikle bir önceki günkü orman turumuz ile dünkü öğle yemeğimizden kalan bir dünya yemeği birleştirip harika bir öğle yemeği hazırladım. Guest House’ın salonunda bir güzel yedik. Öğlen de avokado ve şarap sefası yaptık. 


Poyraz ve Arkan, “Metin’in Dizi” adını verdikleri bir film çektiler. Süper eğlendik. 

Metin ile Arkan bir ara Metin’in dizi için hastaneye gittiler. Metin orada masaj yaptırmış. 

Poyraz bir ara Muhozi ile keyifli bir sohbete daldı. 


Oğlumla, Arkan ve Metin masajda iken çok güzel vakit geçirdik. Bahçede top oynadık, kitap okuduk, sohbet ettik. Dünün üzüntülü anlarını tamamen geride bıraktık. 

🥘 Akşam Yemeği

Akşam dün yemek yediğimiz yere tekrar gittik ve yine harika bir yemek yedik. Set menü 3500 RWF, pizza 2000 RWF. 

8 Ağustos 2013 Perşembe 

Musanze - Kigali 

Bugün bayram. Muhozi yine bize çok güzel bir kahvaltı hazırlamış. Poyraz, Muhozi’nin ve o anda kahvaltı yapan misafirhanenin diğer konuklarından 2 Almanın elini öptü. Neden ellerinin öpüldüğünü öğrenmek pek hoşlarına gitti.😊


🚌 Kigali Otobüs Yolculuğu 

Bugün rotamız Kigali. Saat 09:15’te Virunga Express ile gidiyoruz. Sağolsun Muhozi, bize otobüse kadar eşlik etti. Bilet kişi başı 1700 RWF. 

Yolculuk 2 saat sürdü. Yol boyunca, havaalanından aldığım bayram paketinde sunulan 100 bedava SMS hakkımı kullanarak mesajlarımı gönderdim ve kalan azıcık pilimi kullanarak annemleri, Serpil Annemi ve Elif’leri aradık. 

🎫 Kigali’ye vardığımızda ilk iş Burundi’ye gideceğimiz otobüsün biletlerini aldık, ihtiyaten. Bujumbura otobüsü kişi başı 6000. 

🏨 Kigali - Konaklama

İstasyondan, kalacağımız İsimbi otele tutttuğumuz taksiye 5.000 RWF. verdik. 

Kigali, tepeler üzerine kurulmuş bir şehir. İstasyon düzlükte, şehir merkezi ise tepede. Yürümek biraz kardiyo ister burada. 

Kigali Şehir Keşfi

Otele yerleşip soluklandıktan sonra yine taksi ile Memorial Anıtı’na gittik. Güzel bir restoranı var ve kredi kartı kabul ediliyor. Ispanak çorbası çok güzel ve fiyatı 2.000 RWF.  Su 500, Fanta 500, kapta küçük dondurma 500. 

Otelimiz çok merkezi bir noktada. Dizi dizi hediyelik eşya satan dükkanlar var. Alınabilecek en basit ve ucuz hediyelik olan anahtarlık, bileklik ... 1.000 RWF’ndan başlıyor. 

Tutsi - Hutu- SOYKIRIM ve Hotel Ruanda 

Memorial ziyareti sayesinde korkunç soykırımın içyüzünü anladıktan sonra benim için Kigali ve hatta tüm Ruanda seyahatinin en merak edilen noktası, Hotel Rwanda filmine konu olan Hotel Mille De Colines oldu

Peki neydi bu soykırımın iç yüzü? Hani Lao Tzu’nun şu meşhur Savaş Sanatı’nda geçen bir strateji vardır ya! Parçala ve Yönet şeklinde. Uluslarası İlişkilerin bir numaralı nifak tohumudur kitleleri sınıflandırmak. Zira çok yakındır bir sınıf çatışması. Belçikalılar da bu kadim zehri kullanır Ruanda’da. Bizim etnik köken saydığımız Tutsi ve Hutu’nun ardında çok basit bir koyun hesabı vardır. Uyku uyumak için sayılan hesabın ötesinde, ülkeyi uyutan ve bölen bir koyun aritmetiğidir bu. 10 ve daha fazla koyunu olanlara Tutsi der Belçikalılar. Bu rakamın altında kalanlar da Hutu oluverir. Diğer bir deyişle malın varsa Tutsi’sin, azsa eziksin, Hutu’sun. Bu kepazelik bir de nüfus kütüğüne işlenir, kimliğe basılır. Az çekmez Hutu’lar bu kendini beğenmiş Tutsi’lerden. Kız alıp vermezler, dükkanına bile uğramazlar. Yıllar içinde Hutu’ların içindeki bu ezilmişlik, hor görülmüşlük kür edilemez bir enfeksiyona dönüşür ve nihayetinde devasa bir irin haline gelip patladığında altında 3 milyon Ruandalı’nın bedeni kalır. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste, derler ama buradaki mazlumumuz ezile ezile tarihin gördüğü en büyük canilerden birine dönüşür. Hutuların öfkesi o kadar büyüktür ki adeta bir atom bombası gibi deliliğin sınırlarına ulaşır. Kongo’dan binlerce pala ithal edilir, Tutsi infazı için. Kasap gibi keserler Tutsileri Hutu’lar. Tutsi’leri savunmaya çalışan Hutu’ları da katlederler. Soyları bozulsun diye binlerce kadına çocuklarının, eşlerinin önünde, özellikle aranıp bulunmuş AIDS’li Hutu’lar tarafından tecavüz edilir ve bu acıyla yaşasınlar diye de bu kişiler hayatta bırakılır. 

İnsan idrakinin gerçekliğini reddedeceği çılgınlıkta tüm bunlar. Lütfen siz de okuyun, araştırın. Daha fazlasını öğrenin. Geçenlerde İrlandalı devlet adamı Edward Burke’in bir sözü kalbimden vurmuştu. Diyor ki “ Dünyada kötülük için tek bir şey yeter. İyilerin kötülüğe sessiz kalması. “ Zira, ülkeden gelen yardım çığlıklarına BM yanıt verinceye kadar milyonlar gözlerini yumar, üç maymunu oynayan ya da nasılsa birileri ilgileniyordur havalarında olan dünyanın gözü önünde. 

İnternette arama yaptığınızda ölü sayısı 1 milyon olarak belirtilir ama ziyaret ettiğimiz anıtta bu rakam 3 milyon olarak belirtilmişti. Olayların süresi ise 3 aydan bile kısa. Öyle fotoğraflar vardı ki caddeler tamamen ceset kaplı. Sokaklara adeta insan bedeninden halılar döşenmiş gibi, bir gram toprak gözükmüyor. Silme ölüden ibaret. Türkiye’nin %3’ü kadar bir coğrafyada 1-2 ay içinde 3 milyon insanın palalarla kesilerek öldürüldüğünü hayal etmeye çalışın. Edemezsiniz. Zihniniz karşı çıkar böyle bir caniliği düşünmeye. 

O dönemki BM Sekreteri Kofi Annan’ın bir demeci yer alıyor müzede. BM ve Dünya olarak mesul olduklarını, müdahalede geciktiklerini itiraf ediyor ve özür diliyor. 

Olayların en sıcak yerinde Hotel Mille De Colines adeta bir kale gibi dayanarak katledilme potansiyelindeki yüzlerce insana, gücü yettiğince kucak açıyor. Bir tür Shindler’in Listesi. Lütfen Hotel Rwanda filmini 🎬 seyredin. 

🏨 🎶 🍷 Ve Bugünün Hotel Rwanda’sı

Ruanda seyahatinin simgesi olan Hotel Mille De Colines’e geldiğimizde akşam olmak üzereydi. Önce harika bir yemek yedik havuzbaşındaki kafede. Bolonez 5000, kahve 2000, passion fruit 1.500.

Zaman ilerleyince canlı müzik başladı ve birden zaten çok hoş olan ambiyans, birden daha da Karayipler moduna büründü. Sanki Dünya sorunsuz bir yer, hayat sadece keyif ve tatilden ibaretmiş gibi. Müzik, ortam, yemekler, içecekler, etraftaki şık expatlar ve zengin Ruandalı’larla birlikte, zihnin negatif bir şey düşünmesine imkan olmayan ortamın içine kendimizi bırakıp, biz de geceyle birlikte akmaya başladık.



Hayatımda yaşadığım en keyifli gecelerden, anlardan biriydi. Poyraz, bu ambiyansı bir yetişkin gibi yorumlayamadığı için ona da keyfin zirvesine ulaşacağı bir şey bulduk: İnternet bağlantısı. 😊 1 saatlik internet bağlantısı için 3500 RWF. ödeyince hem Poyraz sanal alemin hem de biz şahane müziğin keyfini çıkardık. Sahne alan 3 şarkıcı da muazzam yetenekliydi. 

🎁 Ruanda Hatıraları 

Bugün epey hediye alışverişi yaptım. Ahşaptan insan figürlü 13 anahtarlığı şirketteki ekibim için aldım ve toplamda 12 USD ödedim. 

Zuhal ve kızkardeşim için 2 bileklik aldım. Üzerinde Ruanda yazan bileklikler, renkleri nedeniyle Fenerbahçe çağrışımı yapıyor. 

Ümmühan için 1 tane goril anahtarlık aldım. 

Kendime Afrika haritası formunda boncuktan bir kolye aldım. Bu seyahate çıkmadan önce böyle bir kolye bulabilmeyi hayal etmiştim. 

Memorial’ın dükkanından da etnik bir önlük aldım. Yardım amaçlı bir dernek tarafından satıldığı için biraz pahalı sayılır ama yine de uygun: 10.000 RWF. Kredi kart ile ödeyebildim. 

Oteldeki hesabı da kredi kartı ve artık yarın Burundi’ye geçeceğimiz için kalan bozukluklarımızı kullanarak ödedik. 

Afrika'yı seviyorum. ( Aşağıdaki fotoğraftaki ahşap Afrika haritası yıllardır salonumuzun duvarında. İlk Afrika seyahatimizde Kenya'dan almıştık. )

9 Ağustos 2013 Cuma

Kigali RUANDA 🇷🇼  - Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 

Seyahatimizin 2. ülkesini de geride bırakıyoruz. Saat 10:00’da kalkacak Volcano Express biletlerimizi Kigali’ye gelir gelmez kişi başı 6.000 RWF ödeyerek almıştık. Yolculuk 6 saat sürecek. Otobüs dediğime bakmayın, minibüsten hallice. 

Tarihin en dramatik soykırımlarından birini yaşamış ama yüzleri sanki hiç bir travma yaşamamışçasına gülümseyerek bakan, hayata sımsıkı tutunmuş bu olağanüstü konuksever, harika domates çorbası yapan insanların ülkesinden minnet duyarak ve tüm Ruandalı’lara barış, refah, sağlık dileyerek ayrılıyoruz.