Saturday 17 July 2021

MAVİ TUR 🇹🇷 2015

Aynı yılın şubat ayıydı. Poyraz’ın ortaokuldan ve buz hokeyinden arkadaşı Muhammed’in doğum gününe davetliydik. Muhammed Pakistanlı, annesi ülkemizde uluslararası bir firmada expat olarak çalışıyor. Oğlumun ortaokulu, yarısı yabancı pasaportlu yarısı Türk öğrencilerden oluşan ve toplam öğrenci nüfusu 300’ü geçmeyen, içinde yaklaşık 35 farklı ülke çocuğunu barındıran nev-i şahsına münhasır İstanbul Çamlıca Park International School.  

Muhammed yaş olarak oğlumdan bir kaç yaş küçük. Poyraz’ın buz hokeyi takımında yer alan tek Türk erkek öğrenci olması nedeniyle takım arkadaşlığı var. Yarı Türk yarı Kanadalı buz hokeyi koçları Mr. Yazz, kendisi de bir buz hokeyi fanı olarak çocukları her hafta sonu Koç Üniversitesi kampüsüne hokey oynamaya götürüyor. 

Uzun lafın kısası buz hokeyi, hayatımızın en sıcak arkadaşlıklarından bazılarının mayası oldu. İşte o doğum gününde tanıdım Terre’yi. O, bugüne kadar tanıdığım en cana yakın ve enerjik kişilerden biri. İrlandalıların eğlenmeyi ve yaşamdan keyif almayı bildiğine inanırdım, bir de İspanyolların. Terre, kesinlikle bu düşüncemin altını en koyu ve kalın kalemle çizdi. Terre’nin eşi uluslararası bir şirkette çalışıyor ve expat olarak ülkemizde yaşıyorlar. Bu 3 erkek çocuk annesi enerji küpü kadının büyük oğulları James ve Brian da Poyraz ile aynı okuldaymış ve hatta buz hokeyine geliyorlarmış.

Resmen 5 dakikada öyle bir kaynaştık ki Terre ile. Evinin de Suadiye’de olduğunu öğrenince birlikte döndük. Yolda sohbet ederken, Terre bana “Sizin müthiş anlaşacağınıza inandığım Güney Afrikalı arkadaşlarım var. Onların da 2 oğlu var ve Suadiye’de oturuyorlar. Çocuklar farklı bir okula gidiyor ama okul dışı zamanlarda görüşebilirler. Çok iyi arkadaş olacaklarına eminim. “  

Açık konuşmak gerekirse bunun o an sadece sohbet olarak dile getirildiğini düşünmüştüm. Mutlaka iyi niyetli bir ifadeydi ama Terre’nin bu kadar hızlı aksiyon alacağını düşünmemiştim, 1 hafta sonra Maltepe’deki tekerlekli paten Pisti’nde Terre’nin vesilesiyle Güney Afrikalı Du Chenne ailesi ile tanıştık. Karin, oğulları Matt ve Ryan ile gelmişti. Matt, Poyraz’dan 1 yaş büyük, Ryan ise 1 yaş küçük. 

Derken kısa bir süre sonra Ryan’ın doğum günü partisinde bu sefere Arkan da bizimleydi ve sahneye beyler de dahil oldu. Terre’nin eşi Bill ve Karin’in eşi Brad ile de tanıştık. Tabii ki bir de Karin’in annesi dünya tatlısı Linda ile. 

O vakitten sonra o kadar çok ve sık görüşür olduk ki! Karin de Terre gibi atom karınca enerjisinde. Yabancı bir ülkede yaşadıkları için mümkün olduğunca Türk kültürünün içine demlenme ve kaynaşma isteği içindeler. Burada yaşamaya başlayalı bir kaç sene olmuş. Hepsi de İstanbul’a aşık, bayılıyorlar. Her fırsatta keşfettikleri bir mekanı, bir tadı deneyimleme şansını asla kaçırmıyorlar. Neredeyse hepsine de bizi davet ediyorlar. Evlerin çok yakın olması nedeniyle Poyraz’ı sık sık Karin’lere bırakıyorum. Evleri çok büyük ve havuz var. Terre’nin evi de yürüme mesafesinde. Onlar da katılıyor ve birden evin içi 6 erkek çocukla doluveriyor. 

Geldiklerinden beri İstanbul’daki expat çevresinin tamamı ile tanışmışlar. Yine de dedim ya Türkiye’de oldukları için Türk arkadaşları olması onları daha çok heyecanlandırıyor. Çocukların gittiği okulda genelde kendileri gibi yabancı aileler çoğunluktaymış. Bizim gibi Türk ailelere pek rastlamamışlar. 

Gerek Terre gerek Karin maddi olarak oldukça refah içinde kişi ve aileler olmakla birlikte “görgü” olarak son derece sindirmiş ve nazik kişiler oldukları için mükemmel anlaştık. Yeri geldi özel tekne ile adaya gidip suşi yedik, yeri geldi metro ile Kadıköy’e gidip ciğercide buluştuk. 

Onlar da bizim gibi gezmeye çok meraklı. Hele Du Chenne’ler. Güney Afrika gibi dünyanın bir ucunda yaşayıp her yere kıta uzaklığında bir ömür geçirince İstanbul gibi sadece hafta sonu bile 30’dan fazla ülkeye gidebilme kolaylığı onları mest ediyor. 

Bu Mavi Tur fikri de Karin’den çıktı zaten. Benim de epeydir aklımdaydı. Poyraz’ın biraz büyüdüğü ve yüzme yetisinin çok rahat olduğu bir vakit yapalım istiyordum da bir türlü yıllardır ona sıra gelmemişti. 

Demek kısmetimizde Dünyanın dört bir yanından gelip İstanbul’da bizi bir araya getirecek, oradan da alıp Mavi Tura çıkaracak bir akışa kendimizi kaptırmak varmış. 

🧿 Diyebilirim ki bundan daha güzelini istesem planlayamazdım. Evrenin işinden sual olunmuyor. 😊 

Terre ve ailesi o yıl görev süreleri bitip İrlanda’ya döndü. O vakitten beri görüşemedik ama iletişimimiz hala baki. Bir gün İrlanda ya da dünyanın başka bir köşesinde buluşabiliriz. 

Karin ve ailesi bir süre sonra Avrupa Yakası’nda okuyan çocuklarına kolaylık olsun diye Ulus’a taşındı. Bu uzaklığa rağmen sık sık görüşmeye devam ettik. Evleri tam TRT binasının karşısındaydı. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşananlar onları epey korkuttu. O gece Arkan, ben ve Poyraz uçakta, olanlardan bihaber Katmandu, Nepal yolcusuyduk. Aslında görev süreleri bitmek üzereydi ve İngiltere ya da Güney Afrika arasında bir karat vermeleri gerekiyordu ve onlar seçimlerini ülkelerinden yana kullandılar. Linda İngiltere’ye, Karin ise eşi ve oğulları ile Güney Afrika’ya taşındı. Gerek Karin gerek Brad bu taşınmaya rağmen Türkiye’deki şirketle de bağları devam ettiği için yılda 3-4 kez İstanbul’a geldi ve neredeyse tüm bu seferlerde görüşme imkanı bulduk. Hatta bir keresinde çoluk cumbalak Çeşme’de bile buluştuk. 

2019 yılı yaz ayında Poyraz 1 hafta boyunca Johannesburg’ta Du Chenne ailesinin konuğu oldu, onlarla safari tatiline çıktı. 1 hafta sonra da Arkan ve ben katıldık aralarına. ( Zamanı gelince bu seyahate de sıra gelecek ) Sevgili arkadaşlarımızdan ayrıldıktan sonra çekirdek ailecek Zimbabwe, Zambia, Botswana’ya gidip Cape Town’da müthiş bir finalle seyahati tamamladık. Poyraz arkadaşlarıyla safarideyken bu arada ben de Lesotho, eSwatini ve Mozambik’e gittim. Du Chenne Ailesi tıpkı Mavi Tur’da olduğu gibi ve bu sefer de Afrika’da unutulmaz bir seyahat geçirmemize vesile oldu. 


🌎

✍️ SEYAHAT GÜNLÜĞÜ 

2 Temmuz  2015 Perşembe 

İstanbul

Yarın Mavi Tur yolcusuyuz. Yoğun bir günün ardından akşam üzeri eşyalarımızı hazırladık. Ülkemizde yaşayan yabancılarla memleketimizi keşfetmenin keyfi ve heyecanı da bir başka olacak bizim için. 

3 Temmuz  2015 Cuma  

İstanbul -Fethiye ✈️ Mavi Tur 1. gün ⛵️ 

Bu 3 gün hayatımızın en güzel günlerinden üçünü ve en muhteşem tatil anılarını barındırıyor. Poyraz'ın da en çok eğlendiği tatillerden birisi bu oldu.



Sabah, Sabiha Gökçen'den saat 07:00 sularında kalkan uçağımızla 1 saat sonra Fethiye'deydik. V- Go Firması’ndan ayarlanan Mavi Tur'da 18 kişiyiz.




İrlandalı arkadaşımız Terre, eşi Bill Coyle ve 3 oğluyla (siyah saçlılar :) James, Brian, Padraig, ) 5 kişi; Güney Afrikalı arkadaşımız Karin, eşi Brad Du Chenne, 2 oğlu (sarı saçlılar:) Matt ve Ryan) ve Karin’in annesi Linda ile birlikte 5 kişi; Brad'in yeğeni Tasmin ve onun İtalyan kız arkadaşı Emi; Terre'nin İrlanda'dan okul arkadaşı Julie, kocası Sean, oğlu kızıl kafa :) Owen 3 kişi ve biz 3 kişilik çekirdek ailemizle bu 18 kişilik harika ekibin bir parçasıyız.




Dolayısıyla Mavi Tur’umuz İrlanda, Güney Afrika, İtalya ve Türkiye’den katılımcılarla oldukça renkli bir karmaya sahip. 

Teknemizin adı Şeref Kaptan. Kaptanımız ve 3 mürettabatımızla birlikte. bizi Fethiye ve Göcek arası koylara taşıyan bu hayal gemisinde harika 3 gün geçirdik.






Ilk gün
Boncuklu Koyu, Tersaneler Limanı, güneşin harika rengi ile batmadan önce gezdiğimiz kilise ( Terre ve eşi Bill ile birlikte biz ailecek gezdik) çok güzeldi. 
















Bu arada Tass ve arkadaşı Emi, teknenin en güzel güneşlenme alanına derhal konuşlandılar:) Yıllarca gazeteleri süsleyen Eda Taşpınar fotoğrafları gibiydiler adeta. Yüzmedikleri zamanlarda onları teknede aramaya gerek yoktu. hep oradaydılar.  



Harika bir akşam yemeği, muhteşem bir sohbet ve yıldızların altında olağanüstü bir uyku. Dolunay muhteşem. 









Hepimizin bir kamarası vardı ama orada sadece eşyalarımız konakladı. Geceleri tüm takım güvertede, samanyolunun altında uyuduk. O kadar güzeldi ki gök, insan uyumaya kıyamıyordu desem yeridir. Öyle bir an yaşayınca insan, neden uyumak için kutuların içine giriyoruz diye sormadan edemiyor. Bıraksalar ömrümün sonuna kadar o teknede yaşayabilir ve hava izin verdiği müddetçe hep açık havada uyuyabilirim gibi hissettim.
4 Temmuz  2015 Cumartesi  

Mavi Tur 2. gün ⛵️ 

Sabah ilk iş kahvaltı öncesi yüzmek. O kadar huzurlu uyandık ki!






Bugün
Kleopatra Koyu'na gittik. Ben ilk defa şnorkel yaptım, palet taktım. Hem Karin hem de Terre'nin ailesi topyekun sportmen yaratılıştalar. Kaldıki ülkelerinin eğitim sisteminde herkesin sporu boş vakitlerde yapılan bir uğraş değil adeta yeme içme gibi günün ve hayatın bir parçası olarak DNA'larına işledikleri görülebiliyor. Denizle ilgili ne varsa yapıyorlar, bilmediklerine de müthiş ilgi gösterip hemen yapmak istiyorlar. Yüzmek, dalmak, su kayağı, şnorkel... Ne ararsan var hepsinde. Yanlarında getirdikleri takım taklavatın haddi hesabı yok. Sanırsınız dalgıç okulu işletiyorlar. Özellikle de Karin'ların getirdiği alet edavat neredeyse tüm tekne halkına yetti. Bizim öyle pratiğimiz olmadığı için aklımıza dahi getirmediğimiz ne varsa, eksik olmasınlar, fazla fazla getirmişler, biz de hiç eksikliğini duymadık bu sayede. İnsanın gerçekten de böyle seyahat arkadaşı olması müthiş. 





Gece vardığımız Oniki Adalar da çok güzeldi. 

Yemek öncesi yaptığımız kısa Göcek Turu da çok keyifliydi. Kendime su gibi, harika mavi turkuaz renkte bir plaj giysisi aldım.













Olağanüstü zengin ve lezzetli akşam yemeğine eşlik eden unutulmaz sohbetimiz... 18 kişilik bir ekipte tek Türk aile olarak, Türk kara ve sularında yaptığımız seyahatte sohbetlerimiz doğal olarak dönüp dolaşıp Türkiye'ye geliyor. Karin ve Terre'ler Türkiye deneyimlerini paylaşırken hem teyid için hem de merak ettikleri konularda adeta bir bilirkişi gibi bize başvuruyorlar. Adetlerimiz, kültürümüz, siyasetimiz... Yıldızların altında konuşulmadık konu kalmıyor doğrusu. Kendimizi Fahri Turizm Elçisi gibi hissediyoruz. 









5 Temmuz  2015 Pazar 

Mavi Tur 3. gün ⛵️ - İstanbul’a dönüş 

3. Günün sabahında da nefis bir kahvaltıyla güne merhaba dedik. Kahvaltıdan önce yüzdüm. Bu benim için sıra dışı bir durum. Bugün teknenin bağlandığı ip üzerinden yürüyüp denize atladım. Defalarca da merdivenin üzerinden atladım. Insanlık için küçük benim için büyük adımlar attım, çok harika hissettim. 




Teknelere uğrayan satıcılar var. Gözleme pişirenler, tekstil ürünleri satanlar. Balıklı iğne oyası motifleri olan turkuaz bir pareo aldık sandalcı teyzeden; Mavi Tur hatırası olarak. 
Ve çeşit çeşit deniz aktiviteleri var. Beylerin hepsi, büyük küçük demeden aktivitelerin peşi sıra gittiler ve ne varsa yaptılar. Tam "oğlan çocuğu". :)








Bu arada Julie ve eşi Sean'a da bayıldık. Bizim onlarla, onların da bizimle olmaktan çok keyif aldığı o kadar belli ki!







Akşam, uçuş öncesi önce Fethiye'de kısa bir tur yapıp ardından Havaalanı'na gittik. Coyle ailesi ve Du Chenne ailesi ile birlikte. Kızlar ile Julie'nin ailesi Fethiye'de kaldı.




Bizim uçağımız diğerlerinden biraz geç. Onları uğurladıktan sonra biz de gazete okuyup keyif yaptık, güzel bir yemek yedik. Harika bir gezinin ardından sanki biten bir seyahat değil de başlayacak bir seyahate hazırlanırmış, sanki Lounge keyfi yaparmış gibi vakit geçirdik.


6 Temmuz  2015 Pazartesi

İstanbul

Rüyadan döndük. İş haftası. Ufak bir görüşme için caddeye geldiğimde. tesadüfen Terre ile karşılaşıp arabamı onların Suadiye’deki evlerinin parkına bıraktım. Dönüşte de arabayı alıp Poyraz'ı Matt ve Ryan’ı ile oynaması için anneanneleri Linda'ya bıraktım. Terre ve çocuklar da oradaydı. Akşam da Poyraz'ı almaya gittim. Linda ve Brad ile lafladık. İyi geldi. 3 harikulade günün ardından bugün de bir araya gelmek keyifliydi. Mekan farklılaşma da o anıları yaratan ekiple olmak da ayrı bir güzel. 




7 Temmuz  2015 Salı

İstanbul

Bill, Türkiye’de bir enerji şirketinde expat olarak çalışıyor. İstanbul’a aşık olmuşlar. Ne yazık ki artık memlekete dönüş zamanları geldi. Mavi Tur, onlarla son günleri doya doya yaşamamızı sağladı. Terre, bugüne kadar tanıdığım en tatlı ve enerji bombası insanlardan birisi. Herkesi herkese bağlayan, mıknatıs gibi bir gücü var. İnanılmaz rahat, keyifli. Hayran olduğum bir karakteri var. Açık sözlü, rahat, dürüst, pozitif.  

Bu akşam Terre ve çocuklar için veda yemeği var Suadiye WellDone'da. Restoran Karin’lerin evinin bitişiği aynı zamanda. Terre ve çocuklar ev ve okul hazırlığı nedeniyle önceden gidiyorlar. Bill ise 2 ay daha burada. Yemeğe Linda, Brad ve oğulları Matt ile Ryan’ı da katıldı. Karin ise İngiltere’de iş seyahatinde. Terre için çocukken kendim dokuduğum minik kilime çerçeve yaptırdım. Karadeniz'den aldığım bir atkıya da sarıp Terre'ye verdim. Paranın satın alamayacağı, exclusive bir hediye olarak. Terre hem “the smallest carpet in the world “ dediği kilime ve atkıya hayran kaldığını defalarca hem sözle hem de bakışlarıyla dile getirdi. Arkan da hediye fikrimin orijinalliğine bayıldı. Samimi duygularla yapılan bir şey sonuçta... Arkan da, bu gece masanın etrafındakiler arasında tek Türk ailenin babası olarak yemeği ısmarladı ve böylelikle bugüne kadar gerek Du Chenne gerekse de Terre ve ailesinden gördüğümüz yakınlık için güzel bir jest yapmış oldu. Olağanüstü güzel bir geceydi.