Friday 11 September 2020

ARJANTİN Iguazu Şelaleleri 🇦🇷 2011

Paraguay yazımda da bahsetmiştim. Bu seyahati planlarken Iguazu Şelaleleri’ni es geçmeyi düşünüyordum. Malum, kıt kaynakların efektif kullanımı! Bu arada yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için hemen bir noktaya değinmek istiyorum. Seyahatleri planlarken, gittiğimiz yerde ne kadar çok şey göreceğimizle değil manasıyla daha çok ilgilenirim. Yeri gelir 24 saat yol kat edip sadece 15 dakika  görmeyle yetinilmesi gereken yerlere bile, eğer bizim için anlamlıysa niyet edip yola çıkarız. Popülerlik ise kesinlikle bizi etkilemez. Diğer taraftan, bir gerçek de var ki, tek bir seyahatte bir ülkeyi karış karış dolaşmak imkan dahilinde değil. Hem zamanı hem bütçeyi oldurmak için bazı şeyleri de feda etmek gerekir. İşte Iguazu’yu bu tür bir düşünüş eleğinde eleyip, feda etmeye karar vermiştim. Ta ki, kendisi Iguazu’yu görmüş biri olarak sevgili arkadaşım Ümmühan, “Poyraz oraya bayılır.” deyinceye kadar. İşin içine sihirli sözcükler girince haliyle ben de işin nasılını daha derinine sondajlamaya başladım. 

Şelale bahanesiyle sıra dışı bir ulaşım rotası keşfederek hem tahminimin ötesinde bütçe tasarrufu sağladık, hem araya Paraguay gibi çok ilginç bir ülkeyi konuk sanatçı😊 olarak aldık, hem de tüm seyahat anılarımız içinde en şahanelerinden biri olan, eşsiz bir gün geçirdik. Sağol Ümmühan’cığım. Kendisi aynı zamanda Eskişehirli, yani hemşerim.🙏

Yola koyulmadan önce tüm seyahatimizin akışını bir kez daha hatırlatıyorum: 

🌏

🇺🇸 17- 21 Ağustos 2011, ABD, New York

🇵🇪 21-30 Ağustos 2011 , Peru: Lima, Cusco, Pisac, Urubamba, Ollaytaytambo, 

Aguas Calientes, Machu Picchu, Puno, Titicaca, Uros, Taquile  

🇧🇴 30 Ağustos-5 Eylül , Bolivya: La Paz, Amazonlar (Rurrenabaque) 

🇵🇾 5-6 Eylül 2011, Paraguay: Asuncion

🇧🇷 6-7 Eylül 2011, Brezilya 1. Etap : Foz Do Iguaçu

🇦🇷 7 Eylül 2011, Arjantin: Iguazu Falls

🇧🇷 7-11 Eylül 2011, Brezilya 2. Tur: Foz do Iguaçu, Rio de Janeiro

🌏

Görüleceği üzere Arjantin’de sadece 1 gün geçirdik. 24 saat bile değil. Fakat daha önce değindiğim şu kronos/kairos farkını hatırlayanların tahmin edeceği üzere öyle bir kairos zamanı geçirdik ki orada, ömre bedel. 

Her ne kadar 1 kısa gün gibi gözükse de tadı ömürlük olan bu güzel günün yoluna koyulmadan, bize harikulade bir gün yaşatan memlekete kısa bir bakış fırlatalım.

KISACA ARJANTİN 

🇦🇷 Arjantin, alan olarak ülkemizden 3.5 kat daha büyük. Şili, Bolivya, Paraguay, Brezilya Uruguay ile komşu olan ülkenin, Atlas Okyanusu boyunca uzanan oldukça cömert bir kıyı şeridi bulunuyor.

🇦🇷 Nüfus 45 milyon. 

🇦🇷 Arjantin, Türk vatandaşlarından vize almıyor. Seyahat tarihimiz olan 2011 yılında, gezdiğimiz 6 ülkeden sadece ABD ve Peru için vize almak gerekiyordu. Sonradan Peru için de vize kalktı. 

🇦🇷 Resmî dilleri ise tıpkı Peru, Bolivya ve Paraguay’da olduğu gibi İspanyolca.

🇦🇷 Nüfusun yaklaşık %75’i Hıristiyan olan ülkede, çoğunluk Roma Katolik kilisesine bağlı. 

🇦🇷 Başkent, “İyi havalar” anlamına gelen Buenos Aires.

🇦🇷 Buranın para birimi Arjantin Pesosu, kısaca ARS. 10 ARS şu ada yaklaşık 0,99 TL. ediyor. Seyahat tarihimiz olan 2011 yılında ise bu rakamlar 10 ARS=4,35 TL imiş. Hey gidi günler! 

🇦🇷 Ülke, federal bir yapıya sahip, başkanlık sisteminin egemen olduğu demokratik cumhuriyetle yönetiliyor. 

🇦🇷 Arjantin, Orta ve Güney daha bildik adıyla Latin Amerika’daki ülkelerin çoğu gibi 1500’lerin başında (1536’da) İspanyol sömürgesi olur ve bu 1816 yılına kadar devam eder. Peşi sıra muhafazakarlar ve liberaller arasında süren çatışmaların gölgesinde yıllar geçiren Arjantin, 20 yy’ın başında Latin Amerika’nın en zengin ülkesi konumuna gelir. Zenginlik ışıltısı Avrupa’nın gözünü kamaştırır; özellikle de İspanya ve İtalya’dan ülkeye yoğun bir göç başlar, milyonlarca kişi gelir. 2. Dünya Savaşı’ndan 1976’ya kadar ise iktidar sahnesine bu kez askerler çıkar. 

Yaşı bana yakın olanlar 1982’de Margaret Thatcher döneminde, Birleşik Krallık ve Arjantin arasında süren Falkland Savaşı’nı hatırlayacaktır. 

1983’te ise bu kez askerler sivil hayata şapka çıkarıp sahneyi terkeder. 

İşte o günden beri Arjantin, seyahat etme hayali kuran birçok kişinin hayal listesinde yer alan, özellikle tango denince ilk akla gelen bir ülkedir. Midesi ve damağına düşkün olanlar için özellikle etleri ve şarapları dillere destan niteliktedir. 

Şüphesiz Arjantin, bu tadı damağımızda kalan seyahatin ardından bizim için apayrı bir seyahat konusu. Kısmet olursa daha geniş zaman ayırarak hem başkenti hem de meşhur Patagonya’yı, buzulları ve ülkenin Antarktika’ya selam duran en uç noktasını görme heveslisiyiz. Bakalım ne zaman olur! 

✍️ SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

7 Eylül Çarşamba  

BREZİLYA Foz do Iguaçu 🇧🇷 – ARJANTİN Puerto Iguazu  🇦🇷

Size güya Arjantin’i anlatacağım ama bugünün hikayesi aslında Brezilya’da başlıyor ve bitiyor.

🍳 Brezilya’da Kahvaltı 

Dün sabah kahvaltımızı Paraguay’da etmiştik. Şimdi ise, gece yarısı geldiğimiz, şelalelerin Brezilya ayağı olan Foz do Iguaçu şehrindeyiz. 

Kaldığımız otel Posuada Natureza Foz’un kahvaltısı şaşırtıcı derecede güzel. Otel de dün gecenin karanlığında göründüğünden daha güzel. Epey de kalabalık. Oda için yaklaşık 150$ ödeyeceğiz toplamda. Bu rakam 2 gece için.  Ödeme nakit. Brezilya para birimi Real (BRL)  ve  TL ile neredeyse aynı ederde, az biraz daha değerli. ( 2020 rakamları ise 1 BRL=1,35 TL 😞) Bugüne kadarki konaklamalarımız gözetildiğinde biraz pahalı ama yine de olabilecek en uygun fiyatlı yerde kalıyoruz. Pousada Natureza Foz’un yeri de çok güzel. Resepsiyondaki herkes çok güzel İngilizce biliyor ve harika yönlendirme yapıyor. 15 dakikalık fasılalarla da ücretsiz internet kullanabiliyoruz.

📺 Brezilya Dizisi İzlemek 

Burada ilk dikkatimi çeken hususlardan birisi herkesin sabah akşam TV.yi açık tutması ve ara ara dikkatle TV izlemesi. O an bende jeton düştü. Zamanında az mı Brezilya dizisi seyrettik!  Seyredince de aynen bizim dizileri izliyormuş gibi hissettim. Dil harici kaş, göz, mimik, tonlama... Sanırsın Türk dizisi. Nereden feyz aldığımız belli oldu. Köle İsaura’nın diyarındayım. 

Sabahları çok tatlı sarışın bir kadının sabah programı belli ki çok popüler. Çok ünlü bir yemekçiymiş kendisi. Yani biraz daha uzun kalsam ben de müptalası olurdum. Çok tatlı program yapıyor. Bir de gece bir dizi var. Onu oteldeki konuklar da izledi. Belli ki bizim popüler diziler gibi bir şey. Bir hüzünleniyorlar bir gülüyorlar. Bu arada otelin konuklarının çoğu Brezilyalı.

Nefis kahvaltımızın ardından para bozdurmak için döviz bürosu öğrenip epey de yol gittik ama kapalıydı. Neyse ki bende Paraguay’da bozdurduğum bir miktar bozukluk vardı. Metin de bir marketten su alıp ödemeyi dolar ile yapınca para üstünü real olarak aldı. Burada birçok yerde dolar alıyorlar, alışverişte onu gördük. 

🚌 Brezilya’dan Arjantin’e Şelale Bir Kii 

Kambiyo işini halledince otobüs durağına gittik. Şelalelerin olduğu taraf olan Arjantin’e geçiyoruz. Foz’dan otobüsle önce Arjantin tarafındaki yerleşim olan Puerto Iguazu şehrine, oradan da başka bir otobüsle şelaleye geçiliyor. Otobüs durağı  otelimize çok yakın. Yol, sınır geçişle birlikte 45 dakika-1 saat sürüyor. Geçiş gayet rahat oldu. Foz-Puerto Iguazu arası bilet fiyatı kişi başı 4 Real. Çocuk fiyatı yok. 

Arjantin tarafına ulaşınca, oradan hemen şelaleye giden diğer bir otobüse bindik. Fiyat kişi başı 10 ARS. Real olarak da ödeme yapmak mümkün. (Fiyatların ne kadar makul olduğuna dikkatinizi çekerim. ) 

💦 Nihayet Şelale

Şelalelerin Arjantin tarafındaki yerleşim yeri olan Puerto Iguazu hakkında okuduklarımdan, oranın sevimsiz, ruhsuz bir yer olduğu izlenimine kapılmıştım. Oysa o kadar sevimli ki! Ruhsuzdan kastın ne olduğunu da o vakit anladım. Tıpkı Alaçatı gibi sonradan ayağa kaldırılmış bir yer. Hep öyleymiş gibi dursa da aslında turizmle doğmuş, gelişmiş bir yerleşim. Belki de okuduklarımı yazarı kişi, buranın uzun bir geçmişe dayanmayışı nedeniyle böyle yazmış olabilir. Fakat bir ziyaretçi olarak benim hoşuma gitti. Sokaklarında dolaşmak, dükkanlarında gezmek, kafelerinde oturmak istedim. Amaç bu ise, başarmışlar demektir. 

Ne yazık ki günün sonunda ucu ucuna yakaladığımız son otobüs nedeniyle bu şirin kentte fazla vakit geçiremesek de nefis Arjantin etleri ve şarapları eşliğinde akşam yemeğine hazırlanan restoranları ile şehri gecenin karanlığında son bir seyirlik gözlemeye vaktimiz oldu. Tabii ki otobüsün camından. Neyse. Bu kadar da olsa gördük. Ona da şükür.

🎫 Şelale Giriş Ücreti 

Burada döviz bozdurduk. Girişlerde ödeme nakit, kredi kartı kabul edilmiyor. Fiyat, yetişkin için 100 Arjantin pezosu (ARS), çocuk 70 ARS. 

10 ARS yaklaşık 4,35 TL. 

(2020 fiyatları ile durum neredeyse eşitlenmiş. 10 ARS=0,99 TL) 

🚣‍♀️ Şelale Yürüyüşü -Devil's Throat

Milli parkın içine girdiğinizde artık başka bir para harcamadan da harika zaman geçirebilirsiniz. Öncelikle yemyeşil bir milli parkın içindesiniz. Etrafta envai çeşit kuş ve sair hayvanat var. Ağaçlar hışır hışır ve parka adım attığınızda henüz çok ileride olmasına rağmen, görmeseniz bile sesini duyduğunuz, adeta kükreyen bir şelale.

Önce bu yemyeşil doğanın kucakladığı. o güne kadar görmediğiniz kuş ve memeli çeşitleriyle bezenmiş bir yürüyüş yolu boyunca ilerliyorsunuz. 

Derken denizi andıran büyüklükte bir su kitlesi karşınıza çıkıyor. Bu sefer suyun üzerine inşa edilmiş ahşaptan, çok etkileyici bir yolu arşınlamaya başlıyorsunuz ki bu esnada en başından itibaren yankısını duyduğunuz şelalenin sesi sanki patlamış bir amfiden gelir gibi birden acayip desibellere ulaşıyor. Adeta bir korku filmi için gizli bir yerde dev bir senfoni orkestrası prova yapıyor. 

Sonra bir noktada Şelalenin Gözü'ne ulaşıyorsunuz. Burası ünlü Devil's Throat yani Şeytanın Gırtlağı ya da Boğazı. Bulunduğumuz yer henüz şelale değil, arada bir nokta ve adeta bir anafor görüntüsünde. Sanki dibi bucağı olmayan bir cehennem çukuru. Yeryüzünde görebileceğiniz aynı zamanda hem en güzel hem de en ürkütücü yerlerden birisi. Yüzüklerin Efendisi kitabını okuyanlar hatırlayacaktır. Sahibine güç verirken aynı zamanda da terörize eden güç yüzüğünden kurtulmanın tek bir yolu vardır o da yüzüğü Mordor'a atmak. Burası Orta Dünya'nın en karanlık ve ürkütücü köşesi olup dibi bucağı bilinmeyen bir uçurumdur. İşte Devil's Throat,  Mordor'un su versiyonu. Kanımca magmaya kadar uzanıyordur. 

İnsanı büyüleyen ve adeta hipnotize eden bu şeytan işi görüntüden kendinizi kurtardığınızda ise şelaleler silsilesine ulaşıyorsunuz. Amerika Başkanlarından Roosevelt'in eşi Eleonor, şelaleleri ilk gördüğünde "Zavallı Niagara!" demiş ki ikisini de ve hatta Afrika'daki Victoria Şelaleleri dahil üçünü de görmüş birisi olarak bu sözü tüm kalbimle onaylıyorum. Iguazu, 2.7 kilometre uzunluğunda, en yüksek yeri 82 metre ve tam 275 noktada şelale var.  

Iguazu Şelaleleri, 1984 yılından beri Unesco kapsamında bir doğa harikası.  

🚣‍♀️ Şelale Aktiviteleri

Milli parkın içindeki süper eğlenceli bot turu için üçümüze neredeyse 100 USD ödedik. Ama gerçekten değdi. Her senti helal olsun! 😊


Iguazu muhteşem bir yer. Daha önce Niagara’yı ziyaret ettiğim için “Aman canım. Orası da şelale işte.” diyerek programda yer vermeyi başta düşünmemiştim. Geçen kasım ayında buralara gelen arkadaşım Ümmühan’ın “Poyraz çok sever.” demesi üzerine aklıma takıldı. İyiki de öyle yapmışım. Hem Poyraz hem bizler o kadar sevdik ki ! Çok çok güzel vakit geçirdik ve olağanüstü beğendik. 

Parkın içinde rahat rahat turlamanıza imkan tanıyan bir de tren var. Çok keyifli. Havadar. Hem dinlenme hem seyir fırsatı, kaçmaz. 




🌳 🦔 Şelale Milli Parkı 

Iguazu sadece bir şelaleler silsilesi değil. İçinde bulunduğu milli park aslında yağmur ormanı kıvamında bir yeşil alan. Burada, Poyraz’ın garip isimli hayvanlar listesinden birini, koati’yi görmek çok hoş bir sürpriz oldu. 


Parkın doğa sürprizlerinden biri ise etrafta sanki bir masal diyarındaymışsınız hissi veren, nazlı nazlı uçan kelebekler. Lonely Planet rehber kitabında da bahsediliyordu ama gördüğüm an okuduğumdan çok daha şahane olduğunu görünce kendimizden geçtik. 

Bot turumuz ise tek kelimeyle mükemmeldi. Günün son bot seferine biz bindik. Şelalelerin altına kadar gittik ve donumuza kadar ıslandık. O kadar çok eğlendik ki Poyraz mı çocuk biz mi, kesinlikle karıştı. Öyle coştuk, kahkahalarla güldük, öyle çok kendimizden geçtik ki. Bir de ardından deli gibi bir yağmur bastırmasın mı! Bu neşemize daha da çok tavan yaptırdı. İnsan donuna kadar ıslanmışken, kovalarla yağmaya başlayan yağmurdan neden çekinsin ki! Islanma seviyemize göre kahkahalarımız doğru orantılı artıyor. Resmen su sarhoşuyuz. 😊


Şelalenin suyu kafa mı yapıyor yoksa. 😂 Görevlilerden istediğim ve alabildiğim sadece 2 adet dev çöp poşetinin birini Arkan birini de Poyraz giyindi. Görevlilerin arkasından neredeyse göz gözü görmeyen yağmurda koşuşturduk. Bazı rotaları kapatmışlar. Farklı yollardan giderken Shereton Oteli’ne çıktık. Bir müzik grubu ile tanıştık yolda. Onlar ve biz neredeyse parkta kalan son ziyaretçilerdik. 



🚌 Arjantin’den Brezilya’ya Dönüş

Çıkışa ulaştığımızda bir otobüs gözümüzün önünden geçti gitti. Bu demektir ki ıslanmaya ve coşmaya devam... 20 dakika sonra bindiğimiz otobüsün şoförüne akıl edip Foz’a yani Brezilya tarafına giden son otobüsün saatini sorduk. Meğerse son otobüs bizim Puerto Iguazu’ya ulaşmamızdan 5 dakika sonra kalkıyormuş. 

Sabah şehre ilk ulaştığımızda, o tatlı havasının büyüsüne kapılıp “Şelaleyi gezdikten sonra akşama burada o ünlü etlerinden yeriz.” demiştim. Oysa şu anda tuvalete gitmeye bile vaktimiz kalmamıştı. Zaten Arkan da donumuza kadar ıslakken güzel bir et ve şarap faslı istemiyordu. Hatta daha en başında benim gibi minimum yemek zevki olan birinden böyle bir akşam yemeği teklifi gelmesine şaşırmıştı. 

Hal böyle olunca köstebek gibi ıslakken bir de üste okkalı bir taksi parası vererek otele dönmek istemedik. Nasıl olsa ileride Patagonya için Arjantin’e bilinmez bir tarihte😊 başka bir ziyaret yapacağımızı bildiğimizden, bu keyfi kuru ve zamanımızın geniş geniş olduğu başka bir Arjantin gecesine bırakmaya karar verdik. 

🥘 Akşam Yemeği - Arjantin’e Niyet Brezilya’ya Kısmet

Hakikaten de ucu ucuna bindik otobüse. Yolda, yanımdaki notlardan akşam yemeği mekanı ararken “Brezilyalıların yemek yediği bir yer arıyorsanız....” diye tariflenen ve bize çok yakın olan Muffato’da karar kıldık. Muffato bir süpermarket. Carrefour gibi ve içinde kilo ile yemek satan bir restoranı var. Neredeyse tüm yemeklerden azar azar aldım. Önce gözümüz doydu. Kredi kartı da alıyorlarmış. Elimde kalan ne kadar Arjantin parası varsa verdim, üzerini de kart ile ödedim. 

Yemek yediğimiz esnada tesadüf eseri, bizimle aynı otelde kalan Thais ile tanıştık. Daha doğrusu o bizi tanımış, yanımıza geldi. Rio’lu bir caz şarkıcısıymış meğerse. Epey sohbet ettik. 

Arjantin’den Kalan Bir Hoş Seda

Ne kadar harikulade bir gün yaşadık! Hala geriye dönüp hem kendime hem de oğluma “En unutulmaz seyahatimiz neresiydi?” diye sorduğumda, değişmez ilkler arasındadır Arjantin Iguazu Şelaleleri. O kadar şahaneydi. İyi ki gitmişiz, iyi ki görmüşüz. Eğer o tarihte fazladan sadece 1 günümüz olsa belki geceyi Arjantin tarafında geçirirdik. Brezilya’ya ertesi gün geçer ve şelalelerin oradaki kısmını gezerdik. 

Şelaleleri hissetmek ve yaşamak istiyorsanız kesinlikle ARJANTİN tarafı. Manzara seyretmek, şelalelere karşıdan bakmak istiyorsanız o zaman BREZİLYA. Vaktiniz müsaitse ikisini de yapın derim. Tadı ve keyfi kesinlikle ayrı. O daha şu, bu daha bu demek de olmaz. 

Şimdi tekrar Brezilya’dayız. Yolcu yolunda gerek. Yarın Rio’ya gidiyoruz. Bu arada Thais ile boşuna tanışmamışız. Sohbetimiz derinleşince görün bakın neler oldu. Devamı bir sonraki BLOG yazısında. 👋




No comments:

Post a Comment