Thursday 3 September 2020

PARAGUAY 🇵🇾 2011

2011 yılı Ağustos ve Eylül aylarına yayılan efsane seyahatimizi planlarken aklımda ne Paraguay vardı ne de üç ülkenin yani Paraguay, Arjantin ve Brezilya’nın kucaklaştığı noktada yer alan İguazu Şelaleleri. Aslında en başta Amazon da yoktu ya neyse:) 

Bu seyahatin mayası öyle bir tuttu ki, kabardı da kabardı, bereketi doldu taştı. Önce Amazon sahneye girdi. Oğlumun “pembe nehir yunusu görme” hayali sayesinde de o dönem için inanılmaz bir bütçeyle ve olası en bakir noktada hayalimiz gerçekleşti. 

Paraguay’ın oyuna dahil olması ise benim kadar gezmeye düşkün arkadaşım Ümmühan’ın vesilesiyle oldu. Ben daha önce Kanada-ABD sınırında yer alan Niagara Şelaleleri’ni görmüştüm. Beğenmiştim beğenmesine ama tıpatıp benzeri bir şeyi göreceğimiz varsayımıyla, La Paz’dan Iguazu’ya geçmenin astronomik maliyetine katlanmaya da değmeyeceğini düşünmüştüm. Dolayısıyla da Amazon rüyamızın ardından niyetim hem zamanı hem de bütçeyi gözeterek, Rio’ya yani Brezilya’ya geçmekti. Ümmühan ise hayatında gördüğü ilk dev boyutlu şelale olan Iguazu’nun çok keyifli bir yer olduğunu, ayrıca etrafta envai çeşit hayvanatın hoplayıp zıplayarak dolaştığını ve dolayısıyla da Poyraz’ın bayılacağını söyleyerek motivasyon için ihtiyacım olan anahtar kelimeleri söyledi. Poyraz bayılacaksa kesin gitmeliydik.😊 İnsanoğlu, nedeni olunca nasılına da mutlaka çözüm buluyor. 

Nasıl ederiz de Iguazu’ya, hem rahat hem de elimizi kolumuzu kaptırmadan gideriz diye radarlarımı açmışken, Bolivya içinde önce La Paz’dan Santa Cruz’a, oradan da Paraguay’ın başkenti Asuncion’a, gayet uygun fiyatlı uçak bileti buldum. ✈️ Asuncion’dan sınıra ise otobüs ile gidecektik.🚌 Böylesine, programın içine birdenbire yeni bir ülkenin girmesi, üstelik de bu sayede ekonomi yaratılması başlı başına komik bir olay. Oysa normalde yeni bir ülke demek ilave bütçe demek olmalıydı, öyle değil mi? Demek ki Paraguay’a ayak basmak alnımızın yazısıymış ve de kadere karşı koymayıp bazen böyle akışa kapılmakta hayır varmış.🙏 İşte böylelikle Paraguay, hiç hesapta yokken bizi kendine çekti, işimizi kolay eyledi ve haliyle de kendini sevdirdi hınzır.😊

KISACA PARAGUAY

🇵🇾 Paraguay, alan olarak ülkemizin %60’ı kadar. Paraguay, landlocked denilen türde yani denize komşusu olmayan bir ülke. Komşuları ise Bolivya, Arjantin ve Brezilya.

🇵🇾Nüfus olarak ise sadece 7 milyon. 

🇵🇾 Paraguay, Türk vatandaşlarından vize almıyor. 

🇵🇾 Resmî dilleri ise Paraguay Guarani ve İspanyolca.

🇵🇾 Nüfusun %90’ı Roma Katolik kilisesine bağlı. 

🇵🇾 Buranın para birimi Paraguayan  Guarani kısaca PYG. 1000 PYG yaklaşık 45 Kr. ediyor. (2011 yılında)

🇵🇾 Başkenti Asuncion olan ülke, parlementer cumhuriyetle yönetiliyor. 

🇵🇾 Paraguay, Güney Amerika’daki ülkelerin çoğu gibi 1500’lerde İspanyol sömürgesi olma kaderini yaşamış. Yerli halk olan Guarani’lerle İspanyollar arasında yüzyıllar süren hem hasım hem hısım ilişkisi kültürü de haliyle etkilemiş. Ülkenin bağımsızlık tarihi 1811. Bu da demettir ki seyahat tarihimiz olan 2011, ülkenin bağımsızlığının 200. Yılı. 

1954’te Chavez’i deviren askeri darbenin ardından 1989 yılına kadar kesintisiz olarak tam 35 yıl ülkeyi yöneten diktatör Alfedo Stroessner, modern Latin Amerika tarihindeki en uzun baskıcı yönetimin de sahibi. Malum, soyadından anlaşılacağı üzere bir Alman göçmeni. İspanyol kökenli, zengin bir Paraguaylı ailede büyümüş. Yönetime geçtikten sonra iktidarda kalmasını temin için tam 2 kez anayasa değişikliğine giden diktatör, aynen geldiği gibi yine bir askeri darbe ile devrilmiş. 2006 yılındaki ölümüne kadar da Brezilya’da sürgün hayatı yaşamış. 

Paraguay yolculuğumuza başlamadan önce seyahat programımızı hatırlayalım. Ardından, günlük notlarım eşliğinde yola koyulalım. 

🌏

🇺🇸 17- 21 Ağustos 2011, ABD, New York

🇵🇪 21-30 Ağustos 2011 , Peru: Lima, Cusco, Pisac, Urubamba, Ollaytaytambo, 

Aguas Calientes, Machu Picchu, Puno, Titicaca, Uros, Taquile  

🇧🇴 30 Ağustos-5 Eylül , Bolivya: La Paz, Amazonlar (Rurrenabaque) 

🇵🇾 5-6 Eylül 2011, Paraguay: Asuncion

🇧🇷 6-7 Eylül 2011, Brezilya 1. Etap : Foz Do Iguaçu

🇦🇷 7 Eylül 2011, Arjantin: Iguazu Falls

🇧🇷 7-11 Eylül 2011, Brezilya 2. Tur: Foz do Iguaçu, Rio de Janeiro

🌏

✍️ SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

5 Eylül Pazartesi 2011 

( BOLİVYA, La Paz 🇧🇴 – PARAGUAY, Asuncion 🇵🇾

Bizi önce Santa Cruz sonra da Asuncion’a uçuracak uçağımıza gitmek için yoldayız. Aero Sur ile uçuyoruz. 2 yetişkin 1 çocuk uçak biletimize toplamda 500 $ verdik. ( O dönemde 1 $=1.5 TL olduğunu hatırlayalım ve bu kadın buna mı ekonomi diyor diye hemen kritik etmeye girişmeyelim lütfen) Uluslararası bir uçuş olduğunu gözetirsek hele süper bir rakam. 

La Paz’ın El Alto Havaalanı çok yüksekte olduğu için, uluslararası uçuş yapacak büyüklükteki uçakların havalanma maliyeti ortalamanın çok üzerindeymiş. Bu nedenle de La Paz çıkışlı uluslarası uçuşlar çok pahalı. Zaten benim daha makul bir rota arayışım sayesinde Paraguay seçeneği ortaya çıktı. Bolivya, bu sebeple uluslarası uçuşlarının çoğunu Santa Cruz’daki Viru Viru Havaalanı’ndan yapıyor.  

Havaalanı yolundayız. El Alto’ya varmamıza 5 dakika kalmış. Trafik, otelden çıktığımızdan beri yoğun. Zaten hep böyleymiş. Bölge olarak da getto tarzı bir yerleşimden geçiliyor. İş ortağı Ali’ye mesaj atmak için cep telefonu kucağındaydı Arkan’ın. Taksinin aralık camından bir el hayalet gibi uzanıp telefonu kaşla göz arası alıp kaçıverdi. Hani derler ya, ne sihirdir ne keramet, el çabukluğudur marifet. Adam hırsız bile olsa hünerini takdir etmek gerek. Zira olay oldu ve biz ne olduğunu idrak bile edemedik. Adeta zaman durdu, zihnimiz durdu. Kafamızın içinde replay yaptık, o vakit jeton düştü. Lakin taksi şöförü de çok rahattı, biz de. Ucuz atlattık dedik. Mazallah, cam daha aralık olsa çantayı kapıp gidebilirdi. Tam da uluslararası uçuş öncesi. Verilmiş sadakamız varmış diyelim. Neyse!

Hırsızlık tabii ki tat kaçıran bir olay. Bugüne kadar eşimle 80 civarı ülke gezdik. Bunun 60 küsüründe oğlum da vardı. Bense 100’den fazla ülkeye gittim. Yaşadığımız tek hırsızlık vakası budur. 🧿 Eşimin, yolculuk başladığından beri, yol arkadaşımız Metin’in yeni aldığı Iphone telefonda gözü kalmıştı. Seyahatte olmakla birlikte her gün uzaktan takip etmeye çalıştığı işini takipte pek de işine yaramayan😊 telefonuna “ işe yaramaz” diye söylenip duruyordu. Bu olay olunca ben doğrudan eşime “ Sen telefonu değiştirmeye bahane arıyordun ve aranan bahane bulundu.’ diyerek takıldım. Boş yere “Ne dilediğine dikkat et.” dememişler. 


Yolculuğumuz rahat geçti. Saat 17:00 yi geçerken varabildik Paraguay’a.  Hava kararmıştı. Taksiler 27 USD istedi otelimize ulaşım için. Döviz büroları bu saatte kapalı, sadece ATM tipi makina var. Neyse sora sora öğrendik ve taksiyi es geçip bir otobüs bulduk. Otelimiz Cecilia’nın tam da önünde indik.  

💰 Para Birimi

Buranın para birimi Paraguayan  Guarani kısaca PYG. 1000 PYG yaklaşık 45 Kr. Ediyor.

( 2020 Ağustosuna geldiğimizde ise aynen Bolivya parası BOB gibi PYG de büyüyüp serpilmiş ve 1000 PYG=1,04 TL olmuş. ) 

✈️ 🚌 Havaalanı-Şehir Merkezi Ulaşım

Bizi havaalanından otele götüren otobüse adam başı 2300 Guarani yani neredeyse 1 TL verdik.  Toplamda 4 TL yani. 27 $.lık taksi teklifiyle kıyaslayınca uçurum bir rakam. Gerçi havaalanı ile otelin arası da epey bir mesafe. 

🏨 Konaklama

Otelimiz çok güzel, odamız odadan ziyade ev gibi. Koskocaman. 2 tane dev odası, kocaman bir banyosu ve kocaman bir salonu var. 3 kişiden ziyade 5 kişinin rahat konaklayacağı büyüklükte. Geceliğine, kahvaltı dahil 88 $ verdik. Ödemeyi kart ile yaptık. İnternet hizmeti de ücretsiz. Rezervasyonu booking.com’dan yapmıştım.  Fiyatlar artmış ama biz artıştan önce rezerve ettiğimiz için artışı uygulamadılar. 

🥘 Yemek

Kahramanlar Meydanı’nda Lido diye bir restoran bulduk. Bizim esnaf lokantaları tadında bir yer. Nasıl tıklım tıklım!  Yemekleri çok güzel. Personel çok içten. İyi ki burayı bulmuşuz. Yeni bir yerde olduğumuzu hissettirdi. Mojsa’dan sonra ( Titicaca Gölü için geldiğimiz Peru Puno’daki restoran) orası gibi sıcak ve güzel, lezzetli bir yer. Peynir ve patatesli mısır ekmeğini tattık; çok güzeldi.

6 Eylül Salı 

( PARAGUAY, Asuncion 🇵🇾 – BREZİLYA, Foz do Iguaçu 🇧🇷

Sabah uyandığımda odamıza ada evi havası veren kepenkleri açınca otelimizden nehrin gözüktüğünü farkettim. Aslında gördüğüm manzara aylar boyunca elimden düşmeyen Güney Amerika kitabındaki Asuncion şehir fotoğraflarından birine çok benziyor. Hayaline baktığım bir fotoğrafın şimdi kendi gözlerimle aslına bakmak ne kadar güzel bir duygu. Hayaldi, gerçek oldu. Uzaktı, şimdi oradayım. Allahım Paraguay’dayım. P’li ülkelerden birini daha gördüm. Kısmetse Panama, Papua Yeni Gine... sıradakiler. (Sene 2020 ve bu ülkeler hala henüz sıralarını bekler.😊)

☕️ Kahve Keyfi

Paraguay’da içtiğim espresso harikuladeydi. Hayatımda içtiğim en nefis espresso. Daha doğrusu içebildiğim. Normalde bana çok sert gelir ve hiç içemem ya da bitiremem. Burada keyifle afiyetle dibine kadar içtim.

Otelimizin, kahvaltı salonu da kahvaltısı da çok güzel. Kahvaltı salonuna indiğimde Metin oradaydı. Önce birbirimizin fotoğrafını çektik. Sonra da keyifle kahvaltı ettik. Ben bir taraftan da oğluma kahvaltı hazırladım. Zira bir müddettir televizyon izleyemedi ve burada TV var. Ben de ona keyif anı yaratmak ve TV eşliğinde kahvaltı keyfi sunmak istiyorum. Canım oğlum, yaşına göre çok tempolu bir seyahati gayet başarıyla sürdürüyor. Arada bir çocuk dünyasına uygun, sevdiği rutinden enstantaneler sunup sürpriz yapmak istiyorum.

🚌 🎫 Arkan ve Metin kahvaltı sonrası otelin tavsiyesi olan yakınımızdaki bir firmadan otobüs biletlerimizi almaya gittiler. Ben de e-postalarımı kontrol ettim. Bizi Asuncion’dan alıp Brezilya sınırındaki Ciudad Del Este’ye götürecek otobüsün bileti kişi başı 65.000 Guarani ( yaklaşık 30 TL) Poyraz için indirim yok. 

🎸 Paraguay ve Müzik 

Lojistik işimizi halledince Metin’den ayrılarak gezdik bu sefer. Zira biz Arkan’ın gitarda parçalarını sıklıkla çaldığı bir müzisyenin evinin peşindeyiz. Dün de pek çok kişiye sorduk. Birileri bir yerleri tarif etti. Bu sabah otelden de aynı yerin teyidini alınca yola koyulduk. Dün hem Lido’dakiler hem de oteldekiler gideceğimiz bölgenin kapkaççı cenneti olduğunu söyleyince zaten sütten ağzı yanmış biri olarak neredeyse dondurmayı bile üfleyerek yiyeceğiz. Güvenlik tedbirleri had safhada dolaşıyoruz. 

Bu arada  Arkan, Agustin Barrios’ın müzesini buldu ve gezdik; şükürler olsun. Üstelik de ücretsiz.  


Müze, kültür merkezi olarak kullanılan çok güzel bir binada. İçerisinde farklı ziyaret alanları var. Yeri katedralin yanında. Ada evi tarzında bir bina. 


Binanın içinde onlarca da topaç var. Belli ki buranın topaçları ünlü. 

Başkent keşfimiz kapsamında ziyaret ettiğimiz ilginç noktalardan birisi de eski parlemento binasıydı ki minicik salonunda Poyraz'ın kürsüye geçerek "Yurttaşlarım..."diyerek söylev vermesine katıla katıla güldük.




Asuncion çok güzel bir kent. Hem Paralı hem Parasızguay olduğunu keşfettik gezdikçe.😊

Danteller, kaneviçe işlemeler, kızılderili etnik süsleri, ahşap biblolar. 


Poyraz’a beğendiği bir
karıncayiyen ahşap biblo aldım. Bakınız aşağıdaki fotoğraf. 

Kendime de bir antika tezgahından çok ucuza bir kolye ucu. 

Müzeden aldığım ve üzerinde topaç olan bir yaka iğnesini de magnet yapma planım var. Magneti aldığıma göre artık görev tamam sayılır. Bakınız aşağıdaki fotoğraf. 

Bu arada havaalanından beri  bağımsızlığının 200. yılını kutlayan bu ülkenin sağı solu kutlama bayrakları, logolar ve envai çeşit 200. Yıl yazan görsel malzemelerle dolu. Hani şu Amerika başkanlık seçimlerindeki renk ve süslemeler varya, aynı o görünümde süslemişler etrafı. 



Binalar, evler çok güzel. Herbiri bizim Büyükada’daki köşkler misali. Farklı büyüklüklerde, renklerde, orantılarda. Fakat genel olarak çok güzel ve görmüş geçirmiş bir havası var sokakların. 


Kahramanlar Meydanı’nın kıyısında birkaç tane, bir sonraki meydanın yeraldığı parkta ise zebil gibi evsiz yaşıyor. Naylondan yapılmış çadırlar içerisindeler. Etraf, kurutulmak üzere asılmış çamaşırlarla dolu

Sokaklarda neredeyse her köşe başında bir askeri polis var. Her tarafta da askeri polis araçları. Arada bir çingene tarzı çocukları çağırıp birşeyler söylüyorlar. 

Poyraz’ı gözeterek öğle yemeğini Burger King’ye yedik. Karnımız iyice doydu. Buradaki etler de çok güzel. Shake Shack ile yarışamasa da yine de yakın lezzette ve kalınlıkta. 

Otele varıp taksi çağırmamız ucu ucuna yetişti. Otogara vardığımızda otobüsümüzün kalkmasına 5 dakika vardı. Dolayısıyla da heyecan yaptık. 

Neyse ki sonunda üst katın en önündeki yerimize kurulduk. Muavinin dediğine göre 22:30 gibi Ciudad Del Este’de olacakmışız. Brezilya saati ile 23:30’da. 

Doğa çok güzel. Tropik bir dokusu var. Belli ki portakal da çok. Yol kenarlarında tıpkı bizim memlekette olduğu gibi kendi ürünlerinin satışını yapan dizi dizi köylüler görüyoruz. 

Evlerin hep verandası var. Küçük olsun büyük olsun farketmiyor. Veranda; genelde bir köşede, ortada değil ve köşeyi yaratan sütunun kolonyal bir tarzı var. Minicik bir evde bile bu stilde bir mimari detay kullanılması eve acayip güzel bir hava veriyor; çok hoşuma gitti. 

Yolda iki film seyrettik. Biri çok güzel bir Arjantin filmi diğeri ise Hangover 1.  Yolluk birşeyler hazırlamıştım. İyi etmişim. Zira yemek molası yok. Her ne kadar yemek gibi olmasa da açlığımızı yatıştırmaya yetti. 

Denildiğine yakın bir saatte Ciudad Del Este’ye ulaştık. Otogardan indiğimizde, taksilerin kalktığı durakta gerek Brezilya gerekse Arjantin istikametinde hem şehir hem de Iguasu şelalelerine ulaşım fiyatları yazılmış. Dolayısıyla pazarlığa gerek kalmadı. Brezilya tarafındaki yerleşim olan Foz do Iguaçu için rakam 80.000 Guarani. Olacağını düşündüğümden daha az bir rakama sınır geçip otelimiz Pousada Natureza Foz’a ulaşacağız. 

Tabii ki bu arada önce Paraguay sınırında taksiden inip pasaportlarımıza çıkış damgası, sonra da Brezilya tarafında giriş damgası işlettik. Her seferinde de eşyalarımızı takside bırakıp gittiğimiz için dönüşte taksiyi yerinde bulmak çok güzeldi. 😊

7 Eylül Çarşamba 

( BREZİLYA, Foz do Iguaçu 🇧🇷

Nihayetinde otelimizi bulduk. Saat geceyarısını geçiyor

Ne ilginç bir gün oldu. Iguazu Şelalesi nasıl 3 ülkeyi birleştiriyorsa biz de 24 saat içinde bu 3 ülkenin her birine ayak basmış olduk. Evvela Paraguay’dan Brezilya’ya geçtik. Sabah olduğunda ise, şelalenin en gösterişli tarafı Arjantin toprağında olduğu için biz de o yakaya gideceğiz. Bakalım, bize hiç yoktan Paraguay gibi bir ülke toprağına basma yolu açan bu dev şelale ne menem bir şey. Yanıtı bir sonraki BLOG yazısında. 

Arjantin’de görüşmek üzere. Çav Bella! 👋 🇦🇷 





No comments:

Post a Comment