Thursday 25 February 2021

BURUNDİ 🇧🇮 2013

BURASI BURUNDİ
Hala inanamıyorum. Gerçekten Burundi’ye gittim. O vakitler 11 yaşında olan oğlum Poyraz, eşim ve kadim arkadaşımız Metin ile birlikte Cennetin 4 Kaşifi🌍 şeklinde Afrika’dayız. Aşağıda gün be gün akışı yer alan efsane Afrika seyahatimizin, Uganda ve Ruanda’nın ardından 3. durağı Burundi. 

Itenary 

2 Ağustos 2013 Cuma İstanbul TÜRKİYE - Entebbe UGANDA 🇺🇬 ✈️ 

3 Ağustos 2013 Cumartesi Entebbe UGANDA 

4 Ağustos 2013 Pazar Entebbe -Bwindi Inpenetrable Park 🚙   

5 Ağustos 2013 Pazartesi Bwindi Inpenetrable Park -ormanda trekking

6 Ağustos 2013 Salı  Bwindi, köy ziyaretleri- Musanze RUANDA🇷🇼 🚙 

7 Ağustos 2013 Çarşamba Volcanoes National Park, trekking- Musanze 

8 Ağustos 2013 Perşembe  Musanze -Kigali 🚌 

9 Ağustos 2013 Cuma  Kigali - Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 🚌 

10 Ağustos 2013 Cumartesi Bujumbura - TANZANYA 🇹🇿 sınır 🚌 

11 Ağustos 2013 Pazar  Mwanza 

12 Ağustos 2013 Pazartesi Mwanza - Serengeti

13Ağustos 2013 Salı  Serengeti - Ngorongoro  

14 Ağustos 2013 Çarşamba  Ngorongoro - Lake Manyara

15 Ağustos 2013 Perşembe  Arusha- Darüsselam 

16 Ağustos 2013 Cuma  Darüsselam - ZANZİBAR 🚢  

17 Ağustos 2013 Cumartesi  Zanzibar

18 Ağustos 2013 Pazar    Zanzibar - Darüsselam 🚢 

19 Ağustos 2013Pazartesi Darüsselam - İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 

KISACA BURUNDİ 🇧🇮 

Nerede

Burundi, Afrika’nın ünlü Büyük Rift Vadisi üzerinde, Büyük Göller Bölgesi’nde yer alan (artık öğrendiniz) landlocked yani kara kilitli bir ülke. Gerçi landlocked desek de bir tarafı göl. Efsane Tanganyika Gölü. Kara komşuları ise kuzeyde Ruanda, doğu ve güney doğuda Tanzanya ve batıda Kongo. Suyla kavuştuğu Tanganyika Gölü ise güney batı cenahı kaplıyor. 

Yüzölçümü ve Nüfus: 

Türkiye’nin 783.562 kilometrekarelik büyüklüğüne kıyasla %3.5’u kadar minik bir ülkeden bahsediyoruz. Neredeyse eni topu Ankara büyüklüğünde. Bu mini miniliğine karşın nüfusu yaklaşık 12 milyon. Bizim Ankara ise 6 milyon var yok. Gerisini siz düşünün artık. 

Başkent:

Eşbaşkan olur da eşbaşkent olmaz mı😊 Burundi’nin 2 başkenti var: Gitega ve Bujumbura. İkisi de bir yerde sorulsa sayemde bir tek sizin bileceğiniz😊 türde başkentler. Şimdi pek de kafa karıştırmayayım. Resmi başkentlik payesi bir kaç yıl önce Bujumbura’dan alınıp Gitega’ya verilmiş. Bujumbura ise gönüllerin ve ülkenin en büyük şehri olarak ekonominin başkenti olmaya devam edecek. Hatta aradan 100 yıl geçmesine rağmen hala bir çok insanın İstanbul’u başkentimiz sanması gibi Bujumbura’nın da algı ve bilgi başkentliği devam edecek. İnternet aramalarında Bujumbura hala başkent olarak gözüküyor. 

Yönetim Şekli:

Ülkenin resmî adı zaten Burundi Cumhuriyeti.

Dil:

Ülkede 3 resmî dil var:İngilizce, Fransızca ve Kirundi. 

Din:

Ülkenin yaklaşık %67’lik kısmı ağırlıklı Katolik olan Hıristiyan bir nüfus. Bölgenin kendi yerel halkının inanışları ise %32 paya sahip. 

Para:

Ülkenin para birimi Burundi Frangı ve kısaca BIF olarak yazılıyor. 

Şubat 2021 itibariyle 1000 BIF yaklaşık 3.77 TL. 

1000 BIF’ın $ karşılığı ise yaklaşık 0,5 $. 

Seyahat tarihimiz olan Ağustos 2013’te 1 $ yaklaşık 1.95 TL’ymiş.

Yine 2013’te 1 doların karşılığı ise 1500 BIF’miş. 

Vize:

2013 Ağustosundaki seyahatimiz için kişi başı 90 $ verdik. Bu rakam o tarihe kadar bir ülkeye verdiğimiz en yüksek vize rakamıydı. O nedenle günlük notlarıma bile bakmama gerek kalmadı zira zihnime kazınmıştı. Gerçi ülke genelde dünyanın en fakir ülkesi sıralamasında kadrolu birinci, ekonomisinin en zirve döneminde de en iyi üçüncü sırada olduğu için bunu bir tür zekat olarak gördüğümü söylemeliyim. Zaten seyahatimiz de Şeker Bayramına denk geliyordu.   

Kısa Tarihçe:

Aslında 20. yüzyıla kadar Afrika’da adı Burundi olan bir krallık varmış. Şimdi “mış” deyince de kendimi masal anlatırmış gibi hissettim. Derken, bak şu dünyanın işine ki birden Alman sömürgesi oluvermişler; tıpkı Ruanda gibi. Almanlar 1. Dünya Savaşı’nda yenilince de ( Ruanda bahsini okumuş olanlar hatırlayacaktır ) ülke Belçikalıların kısmetine düşmüş. O vakte kadar iki ayrı krallık olan Ruanda ve Burundi, Belçikalıların idaresinde Rwanda-Urundi’ye dönüşmüş. 

Tıpkı Ruanda gibi Burundi de 1962 yılında bağımsızlığını kazanır ve önce monarşi ile yönetilir. 

Ülke 1970-90 yılları arasında, bir türlü gün yüzü görmeyeceği iç savaşlar, akabinde de soykırım ile belini bir türlü doğrultamaz ve dünyanın en fakir ülkesi, azıcık gün yüzü gördüğünde bile ancak ikinci ya da üçüncü en fakir olarak kalır. 

2016 yılında yani bizim seyahatimizden 3 yıl sonra ülke Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden ayrılır. O tarihten beri ülkenin epeykarışık olduğu söylentileri var. Hatta internette araştırma yaptığınızda siteler size “tehlikeli ülke” uyarısı verir. Ne kadarı doğru ne kadarı abartı bilemiyorum. Zira çoğu zaman Türkiye için de benzer uyarılar yapılıyor. Risk değeri 1’lik durumların 100 gibi gösterildiği çok duruma tanık oldum. 

İnternet fenomenlerinden Ruhi Çenet’in Burundi ile ilgili yakın tarihli bir videosu var ki tam bir “Yalan Dünya” çalışması. Görüntüler bir yerden, laflar başka bir yerden. Ülkeyi gidip görmesem belki inanırdım denilenlere. İnsanların oradan buradan bilmem kaç yıllık ya da kimbilir nerenin belli olmayan fotoğraf ve videoların altına böyle ağdalı laflar dizmesi, hikayeler yazması nasıl bir kafa, nasıl bir algı operasyonu? Ülke zaten fakirin fakiri, böyle yaparak belki oralara ilgi duyup bizim gibi gidebilecek üç beş kişiye de engel oluyorlar. Gitmeyecek olanın da zihnine “adı çıkmış doksana inmez seksene” babında yanlış fikirler sokuyorlar. Bu kötülük değil de nedir? 

Nesi Ünlü?

🇧🇮 Acı ama ülkenin en meşhur olduğu konu fakirliği. Ne yazık ki fakirlikte birinci. En zengin durumunda bile fakirlik sıralamasında hala kupa kürsüsünde 1 ila 3 arasında. 

🇧🇮Benim bu seyahatte Burundi’ye yer vermeme sebep olan Tanganyika Gölü

🇧🇮UNESCO Kültür Mirası’na dahil edilen davul gösterileri 

🇧🇮 Çayı ve kahvesi 

🌏 SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

9 Ağustos 2013  Cuma 

Kigali RUANDA 🇷🇼 - Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 

🚌 Seyahatimizin 2. ülkesini de geride bırakıyoruz. Saat 10:00’da kalkacak Volcano Express biletlerimizi Kigali’ye gelir gelmez kişi başı 6.000 RFr. ödeyerek almıştık. Otobüs şoförü yaklaşık 6 saat süren yolculuk boyunca o küçücük ve hıncahınç dolu otobüsü öyle hızlı kullandı ki! 

Özellikle Burundi’ye ulaştığımız andan itibaren habire yılanvari kavislere sahip yolu zaten başka türlü bırakın 6 saat, 16 saatte bitirmek bile mümkün olmayabilirdi. İşin ilginç tarafı seyahatin ve dünyanın en fakir ülkeleri arasında her daim ilk 10’da hatta ilk 3’te ve hatta 1 numarada yer almasına rağmen Burundi’de tüm yollar asfalt kaplı ve yeni dökülmüş olmalı ki hala rengi bile solmamış. 

Ruanda’dan yola çıkmadan önce bir yolcuyu 45 dakika kadar bekledik. Bir o kadar da yemek ve ihtiyaç molası verdik. Dolayısıyla otele varmamış 18:00’i buldu. 

🌴🌳🎋Uganda ve Ruanda şaşırtıcı derecede yeşil ülkelerdi. Fakat Burundi ile kıyaslandığında yeşilliği sönük kalır. Burası adeta bir tropik orman ülkesi. Hiç gitmesem de filmlerden hatırladığım karelerle kıyaslayında bir Kosta Rica ya da Hawai havası var. O derece tropik bir jungle. Muz ağaçları harika. Küçücük ülke sayısız tepelerle dolu. 

Bujumbura’nın, adı “Uluslararası” olsa da görüntüsü köy garajını bile geçemeyen otogarı tam bir keşmekeş. Fakat burada belgesellerde gördüğüm o sokak terzisine rastlamak çok hoşuma gitti. 

🚌 Bütün seyahat program akışı içinde, gönlüme yük ettiğim, bir tür hissi kalbe vuku şeklinde emin olamadığım kışı  Bujumbura’dan sonra Tanzanya – Mwanza’ya gidecek otobüs hakkında yaptığım araştırmaya sezgisel olarak bir türlü güvenememdi. Sonuçta da ne yazık ki hislerim anlam buldu: Meğerse bana otel ile yaptığım o bilmem kaç tur eposta yazışmalarında “var” denen otobüs yokmuş. Bunu öğrenince yolu ancak 2 aşamada gidebileceğimize kanaat getirerek ilk etabı yarın yapmaya ve sınırdaki Kobero’ya ulaşmaya karar verdik. 

💰 Döviz

Kur 1 USD 1500 Burundi Frangı civarı. 50 USD bozdurdum. Sınıra gidecek otobüse 3 kişi bilet için 30.000 BFr verdim. 

🏨 Bujumbura Konaklama

Kalacağımız Shammah Otel çok fena olmasa da etraf sinek kaynıyor. 



🥘 Bujumbura Akşam Yemeği

Akşam yemeğini yediğimiz Hotel Botanica’ya ait restoran çok güzel. Ülkenin dünyanın en fakir ülkesi olduğunu düşünürsek bulunduğumu mekanın ambiansı, dekoru ve yemekler kesinlikle kafa karıştırıcı bir seviyede. Çok güzel, zarif, gözalıcı ve hatta lüks. 

Gerçi Tanzanya’ya geçişle ilgili keşfettiğimiz ulaşım sorunu ortamın güzelliğini doyasıya yaşanmamıza engel oluyor. Zira “Houston, we’ve got a problem.” durumundayız ve çözmemiz gereken bir krizimiz var ve elimizde de bunu çözmek için tek bir gecemiz var o da bu gece. Dolayısıyla yemek boyunca aynı Afrika’daki ilk ülkemiz olan Kenya’ya vardığımız ilk akşam yolların beklediğimizden çok ama çok daha kötü olduğunu keşfettiğimiz akşam yaptığımız gibi bir strateji🧐 toplantısı yaptık.  

Bujumbura Akşamları ve Sokaklar

Bujumbura sokaklarında yer yer silahlı askerler bekliyor. Belli ki bir elin parmağını geçmeyen turistlerin başına bir şey gelmesin, tıpkı turizmle nefes alan komşuları Ruanda ve Tanzanya gibi onların da yolu açılsın, makuz talihi artık kırılsın istiyorlar. Başımıza bir şey gelmese de sanki buna çok yakınmışsın hissini de alıyorsun tuhaf bir şekilde. Belki de herkesin bu kadar fakir olduğu bir ülkede, zaten her beyazın tüm Afrika ülkelerinde “zengin” imajına sahipken buranın dibe vurmuş fakirliğinde daha da “zengin “ görünmesi nedeniyle olsa gerek garip bir tedirginlik ama aynı zamanda da müthiş bir heyecan içindeyim. İnanamıyorum. Gerçekten de şu an Burundi’deyim ve yarın o çok merak ettiğim Tanganyika Gölü’nü göreceğim. 

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Bujumbura BURUNDİ 🇧🇮 - Katanga TANZANYA 🇹🇿 

Baktık ki 1 günde Tanzanya’daki ilk durağımız olan Mwanza’da olmak imkansız. Biz de  yolu 2 güne yaymaya karar verdik. Sabah, herkesten önce uyanıp resepsiyondaki Hendrick’e uğradım. Dün gece de epey konuşmuştuk. Onlardan aldığım bilgiye güvenerek planladığım seyahatimin yanlış bilgi nedeniyle ne kadar zorlandığını söyleyip biraz rahatsız olmalarını istemiştim. Bu nedenle Hendrick’ten yarın sabah 06:00 için aldığımız bileti bugün saat 13:00 ile değiştirmesini istedim. Zira yarın sınıra ulaştıktan sonra kalan sürede Mwanza’ya gidemeyeceğimizi anlamıştım. Ya da gidebilsek bile ertesi gün katılacağımız safari evvelince feci yorgun olacaktık. 

Ulaşımla ilgili otelle yazışmamın nedeni bu konuda iletişim kurabileceğim tek yerin orası olmasıydı. Otobüsle ilgili ne bir internet sitesi ya ne de eposta adresi yoktu. Zaten dün uluslararası otogar olarak adlandırılan yeri görünce orada normal telefonun bile olmadığını anlamıştım. Bizim 1970’lerdeki Topkapı Otogarı bile orayla kıyaslandığında NASA üssü sayılabilir. Zaten otobüs dediğimiz de bizim minibüslerin 50 yaşındaki versiyonu. Haliyle güya sınır ötesi çalışan taşıtlara uzaktan ulaşabileceğiniz bir bilgi-rezervasyon hattı yok. 😊

🚖 Bujumbura Keşif Gezisi

Hendrick, otobüs firması Volcano ‘yu arayıp biletlerin değişimini sağladı. O vakte kadar da bir taksi tutup gönlümüzde Bujumbura ile ilgili neresi arsa hızlıca turlamaya karar verdik. Yaklaşık 3 saat sürecek şehir turu ve bizi istasyona götürmesi karşılığında şoförümüz Silvester ile 40.000 BIF.na anlaştık. 

🚤 🐟 🐊 Tanganyika Gölü

Önce Tanganyika Gölü’ne gittik. Gerçekten de etkileyici. 


Fakat bunu sağlayan gölün kendisinden ziyade içindeki, kenarındaki insanlar, içinde süzülen kayıklar, kayıkçılar. Çok güzel ve minimal görüntüler. Gölde, kayıkçı Yusuf ile sakin bir dhow gezisi yaptık. 20 dakikası 10.000 BIF. 

Göl ziyaretimizin en ilginç anlarından birisi gölde yüzen çocuklardan birinin beni görüp sudan çıkması ve üzerinden şıpır şıpır sular akarken yanıma gelip bana elini uzatması oldu. Ben de bu uzanan küçük eli sıktım. Derken gölün içinden, kenarından onlarca çocuk gelip etrafımda adeta bir protokol sırası gibi dizilip elimi sıkması oldu. Çok tuhaf ve bir o kadar da komik bir andı. Kendimi ( sonum benzemesin:))adeta Lady Diana gibi hissettim. Onun şu Birleşmiş Milletler Elçisi olarak yaptığı 3. Dünya Ülkesi ziyaretleri ve özellikle de çocuklarla olan fotoğrafları zihnimde uçuştu. 


Gölün kıyısında tesisli alanlar var. Bizim tercihimiz en meşhurlarından Saga Beach oldu. 

Göle karşı birşeyler içtik ve fotoğraf çekmeye doyamadık. 






🐍 Hayvanat Bahçesi/ Müze 

Ardından bir hayvanat bahçesi olan Musee Viviant’a gittik. Burası tam bir sürprizdi. Adı müze olan bir yerin hayvanat bahçesi çıkmasını beklemiyorduk. Timsah Romeo ve Juliet’e dokunduk. Aksi Lacoste’u ise kıyıdan seyrettik. Ayrıca yılan da tuttuk. Maymun Kita ise çok sevimliydi. 



Hotel Du Lac Tanganyika’yı gezdik. Ülkenin fakirliğiyle kıyaslanınca o kadar tezat bir lüks ve sefahat duygusu var ki. Ve tüm konuklar beyaz. Otelin mağazasından, yıllarca salonumuzu süsleyecek bezden, el boyaması bir tablo aldık. Şahane! 

Otobüse son dakikada yetiştik ve şükürler olsun ki bir yer bulduk. Fakat kapı önüne yığılan eşyalardan sonra kıpırdamaya imkan kalmadı. 

🚌 Tanzanya Yolcusu Kalmasın

Sınıra ulaşmamız 5 saat sürdü. Yol boyunca insana tropik bir tatil cennetini çağrıştıran muhteşem bir doğa ile toza topraka bulanmış manzaralar gözümüzün önünden akıp geçti. Afrika'daki toprağın farklı bir kızıl kırmızı rengi var.

Yol boyunca bir öğretmen ile sohbet ettik. Bir ara Poyraz’ın çişi gelince kapı açılamayacak kadar eşya dolduğu için resmen eşyaların üzerinden tırmanarak ulaştığımız şoför kapısından araçtan indik. Beyaz olduğumuz için o kadar dikkat çekiyorduk ki durduğumuz köydeki herkes bize bakıyordu. Bakışlardan uzaklaşmak için yeşillikler arasında ilerleyip bir domuz ahırının yanında  domuzun honk honk sesleri arasında işimizi gördük. Gerçekten çok sıradışı ve komik bir andı. 

Sınıra geldiğimizde tüm kara sınırlarında olduğu gibi bir tarafta pasaportumuza damga vurulduktan sonra yürüyerek diğer tarafa doğru ilerledik. Etrafımızda arabalar var ve bizi araçla gitmeyi teklif ediyorlardı. Israrları reddedip yürüyeceğimizi söyleyince karşımızdakiler gülmeye başladı. Meğerse iki sınır arasındaki araf tam 8 km.ymiş. Bunu anlayınca inadı bırakıp bir araba ile anlaştık. Zaten içinde şoför hariç 2 kişi vardı. Ben, Arkan ve Poyraz arkaya  sıkıştık. Metin de kalan tek yer olan bagajın içine, eşyalardan sonra kalan tüm hacmi kaplayacak şekilde sıkıştı. Halimiz gülünesi... Biz de güldük. 😊

BURUNDİ’YE VEDA.

Burundi’ye girişimiz, geçirdiğim vakit ve çıkışımız... Hepsi de ülkenin yoksulluğu ile ilintili, aralarda şok edici lüks ambiyansla şaşırıp sonra süratla tekrar ülke ortalamasına indiğimiz inanılmaz iki gün ve 1 gecelik muazzam bir deneyim. Bir başkent, bir göl ve olağanüstü fışkıran yeşillik içinden Ruanda-Burundi-Tanzanya arası akan yolculuklar... Afrika’yı en dibinden yaşadığımız anlat... İyi ki gitmişiz. Şu otobüs sıkıntısı olmasa, şöyle ağız tadıyla bir gün daha geçirebilsek fena olmazdı. Gerçi gene aynı şeyleri yapardık da daha geniş geniş yapardık. Böyle rüzgar gibi geçti. Duygumuz zirvede kaldı.  



No comments:

Post a Comment