Friday 8 January 2021

MONAKO 🇲🇨 2013

Bakıyorum da yola çıkalı kaç gün olmuş ve ben meşhur seyahat akışımdan (itenary😊) ne Paris ne de Nice Blog yazımda bahsetmemişim. 

Aşağıdaki programda sadece yolculuk yaptığımız tarihleri belirttim. Aradaki günler, en son ulaşılan menzilde geçiyor anlamındadır.  

İtenary

26 Ocak’13 Paris, FRANSA 🇫🇷 

28 Ocak Disneyland, FRANSA

29 Ocak Nice, FRANSA

30 Ocak Nice -MONAKO 🇲🇨 -Nice

31 Ocak Nice -Toulouse- ANDORRA 🇦🇩 

1 Şubat Andorra - Barselona İSPANYA 🇪🇸 

5 Şubat Barselona -İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 

KISACA MONACO 

Nerede

Monako da tıpkı Vatikan ve San Marino gibi ülke içinde ülke. Fransız Rivyerası olarak bilinen güneyde yer alıyor. Kuzey, doğu ve batısı Fransa, güneyi ise Akdeniz sularıyla çevrelenen mikro bir devlet.

 Yüzölçümü ve Nüfus: 

Türkiye 783.562 kilometrekarelik bir ülke. Monako ise sadece 2,1. 21 falan değil sadece ”iki nokta bir”. Bu kadar küçük ülkelere mikro devlet deniyor. Vatikan’ın ardından dünyanın en küçük 2. devleti. 

Ülkenin nüfusu ise 40.000 sınırında dolanıyor. 

Başkent:

Çok basit. Tıpkı San Marino’da olduğu gibi burada da şehir (daha da küçüğü😊) lafı eklenmiş ülkeye. Fransızcasından tabii ki: Monako Ville.  

Yönetim Şekli:

Ülkenin resmî adı Monako Prensliği. Ülke, monarşi ile yönetilen bir prenslik.

Dil:

Monako, Fransızca konuşulan bir minik ülke. 

Din:

Ülkenin resmî dini Hıristiyan Katoliklik olmakla birlikte yaşam açısından dini konularda serbestlik olduğunu belirtmek gerek. 

Para:

Ülke AB üyesi olmamakla birlikte Euro kullanıyor. 

Seyahat zamanımız olan 2013 Ocak ayında 1 Euro=2,33 TL’ymiş. (Hey gibi günler! 🎶 😓)

Vize:

Ülke, tıpkı İsviçre, Lihtenştayn,,, gibi, AB üyesi olmamakla birlikte hem Shengen hem de Avrupa Ekonomik Alanı’na dahil. Haliyle de Shengen vizesi sahipleri ülkeye bu vizeyle giriş yapabiliyor. Gerçi şu anda pandemi nedeniyle her ülke konsolosluğunun farklı uygulamaları olabilir. Seyahat tarihimizdeki uygulama bu şekildeydi. 

Monako’nun bahsi geçen ülkelerden farkı gerek Türkiye’deki vize işlemlerinin, gerekse AB nezdinde temsilciliğinin ( dış ticaret haricinde) Fransa tarafından yürütülmesidir. 

Kısa Tarihçe:

Monako, Kutsal Roma İmparatoru’nun izniyle 1288 yılında bir Ceneviz Sömürgesi olarak kurulur. 1297’de François ağrımazdı ve askerleri Monaco kayalıklarını ele geçirir ve o tarihten beri de ülke ağrımazdı Ailesi tarafından yönetilir. Ülkenin resmî adı olan “Monaco Prensliği” lafındaki o prensin soyadı hep Grimaldi’dir.

Nesi Ünlü?

Bana göre Grace Kelly. Bu masal prensesi zerafetinde (ki adı da zarif anlamına gelir) ve güzelliğindeki Hollywood yıldızının Monako Prensi ile evlenip gerçek bir prenses olması bana göre Monaco denince zihnimde ilk çağrışan bilgidir. 

Kimilerine göre ise Monte Carlo şehri nedeniyle gazinolar, lüks, James Bond filmleri, Formula 1 yarışları da olabilir.

Tabii ki ülkenin minikliği nedeniyle taşıdığı coğrafi sıralamayı da es geçmemek gerek. Dünyanın en küçük 5. ülkesini hatırlamak isteyenler için hemen liste gelsin:

  1. Vatican 
  2. Monaco 
  3. Tuvalu 
  4. San Marino
  5. Liechtenstein 

2012 yazında yaptığımız seyahatte Vatikan, San Marino ve Liechtenstein’i gezmiştik. Bu seyahatle Avrupa’nın en küçük 4 ülkesini görmüş olduk. Belki bir gün Hawai’ye gidersek yol yakın diyerek Tuvalu’ya da uğrarız. 😊

Artık Monako ile hafiften içli dışlı olduğumuza göre Nice’de bulunduğumuz süre zarfında günübirlik ziyaret ettiğimiz Monaco’ya ve o günü anlattığım günlük notlarıma doğru yola koyulabiliriz. 


SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

30 Ocak Çarşamba 2013 

(Nice -MONACO -Nice)

Keyifle ettiğimiz kahvaltımıza Fransız televizyonu eşlik etti. Ardından tren garına gittik. Zira bugün hedefimiz Monako’yu keşfetmek. 

🚂 Nice-Monaco Ulaşım

Tren bileti uygun sayılır. 3 kişi gidiş dönüş biletine toplamda bizim paramızla 30 TL gibi bir rakam verdik. Tren, Nice-Monaco arası yarım saat sürmüyor bile. Neredeyse 20 dakika. 

🌃 Monako Keşif Gezisi

Bugün hava dünden de güzel. Monako’ya vardıktan sonra meşhur gazinoları, yat limanı, sarayı, eski şehir vs. derken her yerini adım adım gezdik. 

Öncelikle, düşündüğümden daha büyük bir yer. Çok eğimli. Bu kadar minik bir yerde araca ne ihtiyaç var? derken aslında bizim Beşiktaş-Teşvikiye ya da Fulya tarzı yokuşları nedeniyle bazı yaştaki kişileri ve özellikle de eşya varken zorlayacak bir topoğrafyası söz konusu. 

Bunun haricinde her her aynen sözlük anlamını doğrularcasına çiçek gibi. Gerçekten de etrafta yokluğu, yoksunluğu çağrıştıracak en ufak bir nesne ya da kişi yok. 

Portakal ağaçları, çiçekler, üstü açık süper lüks arabalar, kürklü kadınlar, şıkır şıkır insanlar, süs köpekleri vs. derken her yer, her şey “Ben çok zenginim” diyor. 

Poyraz ise hiç sevmedi. “Burada bir çocuk için hiç bir şey yok. Herkes çok havalı. Birgün tekrar gelip hani çok eskiden hava attığınız o çocuk var ya ... diyeceğim.” Deyince Arkan da ben de çok güldük. Bu kadar klişe bir eski Türk filmi cümlesini Poyraz’dan bu şekilde duymak komiğimize gitti. 

Bu arada seyahatin en başından beri yaptığım tek hatıra alışverişi 1 €’ya Monako bayrağı magneti almak oldu. Yoksa otel-ulaşım-yemek-müze girişi vs. haricinde ne üstümüze başımıza ne de hatıra için bir alışverişimiz olmadı. 

Öğle vakti yat limanı kıyısında bir kafede oturup Arkan ile ikişer fincan kahve içtik. Garsondan fotoğrafımızı çekmesini isterken kendi kendime fotoğraf çekim klişesi olan “peynir” yerine “Biz çok zenginiz” diyerek güldüm. Bu fotoğraf çok da güzel çıktı. Arkan’a takıldım: “Burada insan otomatik olarak zengin hissediyor. Baksana düne kadar ortak kahve içerken bugün ayrı ayrı kahve içtiğimiz gibi üstüne üstlük bir de ikinci bardağı içiyoruz.” diye. Arkan da bu lafa çok güldü. Zira gerçekten de Fransa’da kahve, çay da dahil olmak üzere her şey ateşten bile pahalı olduğu için genelde ortak çay-kahve politikası 😊 uygulamayı tercih etmiştik. İşin ilginç tarafı burası Paris ya da Nice kadar pahalı değil. Gayet makul bir hesap geldi. İyi ki kendimizi kasmadan şu mekanın ve güneşin tadını çıkarmışız dedik. 

Ülkenin tek sınır komşusu Fransa ama İtalya’dan da sadece 15 km uzaklıkta. Ülkenin 2 kilometrekarelik boyutunu duyunca insan çok küçük diye düşünüyor haliyle. Fakat buna küçük dememek gerek. Zira eskiden daha da küçükmüş, deniz doldurularak %20 büyütülmüş haliymiş bu karşımızdaki. 


Bu kadar minnak bir her nasıl bu kadar zengin dersek yanıtı da çok net:Vergi hassasiyeti olan zenginler sayesinde. Ülke, hem vatandaşlarından hem de ülkede yaşayan yabancılardan vergi almıyor. Üstelik bir daire tutarak bile oturma izni alınabiliyor. ( 2013’ten sonra değişiklik olduysa bilemem.) Hal böyle olunca da Avrupa’nın zenginleri ülkeye yerleşmek için sıraya giriyor. O nedenledir ki Monako’da şöyle kendi halinde, süsü püsü manzarası olmayan mütevazi bir daireye 3 milyon dolar ödeyebiliyorsunuz. Gerçi anlayacağınız üzere bu da bir tür yatırım aslında. 

Monako, kişi başı 165.000$ milli gelir ile Lihtenştayn’ın ardından Dünyanın en refah ülkesi. 

Nesi Ünlü derken Monte Carlo’dan bahsetmiştim. Dünyanın en ünlü kumarhanelerinden birisi burası. Biz akşam geç vakte kadar kalmadık ama daha gündüz vakti bile ortalıkta o kadar lüks araba ve film yıldızı kıvamında güzel kadın ve jantlı adam gördük ki! Akşam herhalde Oscar Töreni kıvamına dönüşüyordur. 

Bu arada ilginç bir bilgi. Kumarhaneler sadece yabancılar için, vatandaşlara izin yok. 

Ülkenin en önemli gelir ve turizm kaynaklarından birisi ise Grand Prix arabaları. 1929’dan beri yapılan bu yarış, Dünyanın en prestijli otomobil yarışları arasında ilk sıralarda yer alıyor. 

MONACO KADAR KÜÇÜK BİR KÖYDEN MONAKO’YA

Monako deyince ilk aklıma gelen imge Grace Kelly’dir. Sokakları dolaşırken onun bir fotoğrafına denk gelmek çok hoşuma gitti. Kim derdi ki Monako büyüklüğünde bir köyde büyüyüp sonra buralara geleceğim. Çocukluğumuz Prenses Stephanie ve Caroline’in aşk hikayelerini okumakla geçti ne de olsa. 😊

Gerçekten de yıllar sonra katıldığım bir eğitimde kendimi tanıtırken “Monako büyüklüğünde bir köyde doğup büyüdüm..,” diye söze başlamıştım. Kendi küçük ama içinden çıkardığım ruh ve duygu zenginliğinin büyük olduğu bir hayat. O yüzden bana göre ha Kaymaz ha Monaco. 🙏 


1 comment: