GUATEMALA
Hayatımızın en büyülü seyahatlerinin başında gelen ve Noel arifesi başlayan Orta Amerika rüyasında Meksika'nın ardından Guatemala'dayız. Bu seyahatimizde hem Meksika hem de Guatemala'ya iki kez giriş çıkış yaptık. Meksika'dan başlayıp Guatemala'ya ve ardından Honduras'a uzanan rotada, Honduras'tan sonra tekrar Guatemala'ya; Guatemala'dan ise Belize'ye geçip tekrar Meksika'ya döndük. Bu sayede hem tadı fevkalade damağımızda kalmış iki güzeller güzeli ülkeyle "bis" yaparken 😊 bir taraftan da söz konusu ülkelerin farklı bölgelerine zaman ve yol tasarrufu gözeterek gezme fırsatı bulduk.
Bu seyahatin tohumunu atan ülke Guatemala'dır.Yıllar önce Che'nin hayatını anlatan Motosiklet Günlükleri isimli nefis bir film izlemiştim. Che'nin Latin Amerika gezisini konu alan filmden buram buram "Şimdi oralarda olmak vardı" duygusuyla çıktığımda, o esnada yanımdan geçen ve İspanyolca konuşan bir izleyiciyle şelale durumundaki duygularımı açıp sohbet etmeye başladım. Ona çocukluğumdan beri Aztek, Maya ve Inka Medeniyetlerini görmenin hayalini kurduğumu söylediğimde, "Maya için mutlaka ama mutlaka Guatemala'ya gitmelisiniz!" dedi ve böylelikle ben ve Guatemala arasındaki beşik kertmemi yapmış oldu. 😊
Kısanın da kısası bir GUATEMALA brifingi:
Nerede: Orta Amerika'da bulunan ülke, Kuzeyinde Meksika, güneyinde El Salvador ve Honduras, doğusunda Belize ile komşu. Guatemala da aynen Meksika gibi batı ve doğusunda iki okyanus ile kutsanmış, şanslı bir ülke.
Guatemala, alan olarak Türkiye'den az büyük olmakla birlikte yaklaşık 20 milyon nüfusa sahip.
Başkent:
Guatemala City
Kısa Tarih:
Guatemala da aynen Meksika gibi MÖ 2000'li yıllardan itibaren Maya Medeniyetine evsahipliği yapmış. Ardından malum İspanyollar 1523 yılında buraya da uğramış ve temelli kalmış. 1821 yılına kadar da İspanyol sömürgesi olan ve bu tarihte bağımsızlığını ilan eden Guatemala; rahat batmış olacak ki 1 sene sonra Meksika İmparatorluğu'na katılmış. Bu evlilik 1839'da tekrar noktalanmış ve tekrar bağımsızlık ilan edilmiş. O tarihten bugüne diktatörlükten cumhuriyete uzanan, kargaşalar, insan hakları ihlalleriyle bulanan, çalkantılı ve yoksullukla mücadele edilen uzun yıllar geçirilmiş.
Yönetim Biçimi:
Başkanlık sistemli cumhuriyet, Şu anda Morales dönemi.
Dil: İspanyolca ve yerel diller
Din:
Ülke, kolonyel yani İspanyol işgalinden itibaren Hristiyandır.
Para:
Quetzal -QTG
Türk Lirası Quetzal'den daha kıymetli. 1 QTG, 0.74 TL
Dolar karşışındaki durum ise 1 QTG 0,13 USD
Quetzal ülkede yaşayan bir kuşun adı. Bu kuşu bayraklarının üzerinde de görebilirsiniz.
Vize:
İyi haber, VİZE YOK. 90 güne kadar.
Gezilecek Yerler:
Guatemala tıpkı Meksika gibi her köşesi hem tarih hem de doğal güzellikle kaplı, muazzam güzellikte bir ülke.
Maya Tapınakları içinde özellikle 3 tanesi çok ünlü ve bunlardan birisi Guatemala'da, Flores şehrine yakın olan Tikal.
Ayrıca eski başkentlerden Antigua çok mistik bir atmosfere sahip.
Neler Yenir:
Ortak kültürel geçmişleri nedeniyle Guatemala mutfağında hem Meksika hem de Maya mutfağının izleri var. Mısır en çok kullanılan malzemelerin başında geliyor. Ayrıca siyah fasulye ve pirinç neredeyse her yemekte bir şekilde kullanılıyor. Et ve balık tüketimi yoğun ve neredeyse her yemeğin malzemesinde et var.
Bundan sonrasında günlük notlarıma emanetsiniz.
SEYAHAT GÜNLÜĞÜ
30 Aralık 2006 Cuma ( Mexico City - Guatemala)
Bu seyahatin tohumunu atan ülke Guatemala'dır.Yıllar önce Che'nin hayatını anlatan Motosiklet Günlükleri isimli nefis bir film izlemiştim. Che'nin Latin Amerika gezisini konu alan filmden buram buram "Şimdi oralarda olmak vardı" duygusuyla çıktığımda, o esnada yanımdan geçen ve İspanyolca konuşan bir izleyiciyle şelale durumundaki duygularımı açıp sohbet etmeye başladım. Ona çocukluğumdan beri Aztek, Maya ve Inka Medeniyetlerini görmenin hayalini kurduğumu söylediğimde, "Maya için mutlaka ama mutlaka Guatemala'ya gitmelisiniz!" dedi ve böylelikle ben ve Guatemala arasındaki beşik kertmemi yapmış oldu. 😊
Kısanın da kısası bir GUATEMALA brifingi:
Nerede: Orta Amerika'da bulunan ülke, Kuzeyinde Meksika, güneyinde El Salvador ve Honduras, doğusunda Belize ile komşu. Guatemala da aynen Meksika gibi batı ve doğusunda iki okyanus ile kutsanmış, şanslı bir ülke.
Guatemala, alan olarak Türkiye'den az büyük olmakla birlikte yaklaşık 20 milyon nüfusa sahip.
Başkent:
Guatemala City
Kısa Tarih:
Guatemala da aynen Meksika gibi MÖ 2000'li yıllardan itibaren Maya Medeniyetine evsahipliği yapmış. Ardından malum İspanyollar 1523 yılında buraya da uğramış ve temelli kalmış. 1821 yılına kadar da İspanyol sömürgesi olan ve bu tarihte bağımsızlığını ilan eden Guatemala; rahat batmış olacak ki 1 sene sonra Meksika İmparatorluğu'na katılmış. Bu evlilik 1839'da tekrar noktalanmış ve tekrar bağımsızlık ilan edilmiş. O tarihten bugüne diktatörlükten cumhuriyete uzanan, kargaşalar, insan hakları ihlalleriyle bulanan, çalkantılı ve yoksullukla mücadele edilen uzun yıllar geçirilmiş.
Başkanlık sistemli cumhuriyet, Şu anda Morales dönemi.
Dil: İspanyolca ve yerel diller
Din:
Ülke, kolonyel yani İspanyol işgalinden itibaren Hristiyandır.
Para:
Quetzal -QTG
Türk Lirası Quetzal'den daha kıymetli. 1 QTG, 0.74 TL
Dolar karşışındaki durum ise 1 QTG 0,13 USD
Quetzal ülkede yaşayan bir kuşun adı. Bu kuşu bayraklarının üzerinde de görebilirsiniz.
Vize:
İyi haber, VİZE YOK. 90 güne kadar.
Gezilecek Yerler:
Meksika-Guatemala Sınır |
Maya Tapınakları içinde özellikle 3 tanesi çok ünlü ve bunlardan birisi Guatemala'da, Flores şehrine yakın olan Tikal.
Ayrıca eski başkentlerden Antigua çok mistik bir atmosfere sahip.
Neler Yenir:
Ortak kültürel geçmişleri nedeniyle Guatemala mutfağında hem Meksika hem de Maya mutfağının izleri var. Mısır en çok kullanılan malzemelerin başında geliyor. Ayrıca siyah fasulye ve pirinç neredeyse her yemekte bir şekilde kullanılıyor. Et ve balık tüketimi yoğun ve neredeyse her yemeğin malzemesinde et var.
Bundan sonrasında günlük notlarıma emanetsiniz.
SEYAHAT GÜNLÜĞÜ
30 Aralık 2006 Cuma ( Mexico City - Guatemala)
Otobüsten indiğimiz noktadan itibaren Guatemala sınırına kadar yaklaşık
150-200 metre yürüdük ve sınırı yürüyerek geçtik.
Burası o kadar ilginç bir yer ki! Dağların tepesinde, etraf orman görünümünde. Ortalık çöp dolu. Çöp tenekeleri ise bomboş.😊
Bir sürü insan, bir sürü satıcı. Rengarenk giyinmiş insanlar. Guatemala daha ilk dakikadan itibaren insanı çekiyor. Burada rehberimiz Julio ve şöförümüz Pedro bizi bekliyordu.
Guatemala’da 13 milyon kişi yaşıyor. (Şu anda 20 milyon) Guatemala City ülkenin kurulduğu 1524’ten beri başkent olmuş 4. şehir. Guatemala City’de 3 milyon kişi yaşıyor. Yüzölçümü 108.ooo kilometrekare . Ülkenin para birimi olan Quetzal aynı zamanda da bir kuş ismi. Her iki tarafı mavi, ortası beyaz olan bayraklarında ortada bir dal ile birlikte Quetzal kuşu var. Özgürlüğü sembolize ediyor. Guatemala “The Land of Intense Forest/ Sık Orman Ülkesi” anlamına geliyor. 1 $ yaklaşık 7.5 Quetzal. ( Dolar/Quetzal paritesi değişmemiş😊)
Burası o kadar ilginç bir yer ki! Dağların tepesinde, etraf orman görünümünde. Ortalık çöp dolu. Çöp tenekeleri ise bomboş.😊
Bir sürü insan, bir sürü satıcı. Rengarenk giyinmiş insanlar. Guatemala daha ilk dakikadan itibaren insanı çekiyor. Burada rehberimiz Julio ve şöförümüz Pedro bizi bekliyordu.
Guatemala’da 13 milyon kişi yaşıyor. (Şu anda 20 milyon) Guatemala City ülkenin kurulduğu 1524’ten beri başkent olmuş 4. şehir. Guatemala City’de 3 milyon kişi yaşıyor. Yüzölçümü 108.ooo kilometrekare . Ülkenin para birimi olan Quetzal aynı zamanda da bir kuş ismi. Her iki tarafı mavi, ortası beyaz olan bayraklarında ortada bir dal ile birlikte Quetzal kuşu var. Özgürlüğü sembolize ediyor. Guatemala “The Land of Intense Forest/ Sık Orman Ülkesi” anlamına geliyor. 1 $ yaklaşık 7.5 Quetzal. ( Dolar/Quetzal paritesi değişmemiş😊)
3
saat daha yol gidip saat 20:00 gibi Quetzaltenango (Tenango, şehir/yer anlamına
geliyor yani Quetzal Kuşu Şehri) Burası geçmişte Guatemala City'den önce başkent olmuş 3 kentten
birisi. Tarlabaşı benzeri sokakları sizi büyüleyici
bir kolonyal stilde yapılmış meydana çıkartıyor kioldukça etkileyici bir görüntü.
Binalar çok gösterişli ama insanlar ona zıt bir otantiklik içinde.
Otelimiz
Bonifaz işte bu büyüleyici meydanın içinde. Konumu tıpkı Taksim Meydanındaki
The Marmara Oteli gibi...410 numaralı odamıza yerleşip yemeğe iniyoruz. Poyraz
uyuyor. Allahtan ona yolda durduğumuz benzin istasyonunda hamburger yedirmiştik.
Meksika petrol ürettiği için sadece Pemex adlı istasyonlar vardı. Burada da Esso
ve Texaco yaygın. Meksika’da Oxxo adında bakkal-market arası çok uygun fiyatlı yerler var.
Burada henüz öyle bir yer bulamadık. Otelimizde düğün var. Taxco’daki gibi etnik değil ama yine de düğüne rastlamak hoş.
Kolonyal stilde inşa edilmiş, bahçe avlulu otelimiz etkileyici. Dekor muhteşem.
Saksılar çok güzel, Maya motifleriyle hazırlanmış. Aynalar antika. Her taraf fışkıran
bitkilerle dolu.
Akşam
yemeğinde güzel bir kereviz çorbası içtik. Ardından da bize benzeyen bir tabak
düzenlemesinde tavuk-sebze-pilav tabağı geldi. Pilav babaanneminkine benziyor; sadece yeşil biber yok. Yemeğin ardından buranın en önemli
ihraç ürünü olan kahvesinden tattık. Hayvansal ürünler başta et ve muz da önemli gelir kaynaklarından. Guatemala
uzun yıllar iç savaş nedeniyle turizme kucak açamamış ama son yılda 1 milyon
turist gelmiş. Bence bu sayı yakında daha da çok artacaktır.
Burada
İspanyolların çocuklarından olup soyunu devam ettirenlere Ladino deniyor.
Rehberimiz Julio’yo da bir Ladino. Yemekten sonra meydanda kısa bir gezinti
yaptık. Sokak, satıcı dolu: Yiyecek satıcıları. Bizim fındık lahmacunumuz büyüklüğünde
ekmekler pişirip sacda içine et koyup yiyorlar. Lokma benzeri tatlılar hazırlayıp çikolataya sarıyorlar. Sonra mısır ve envai çeşit ızgara et var. Normalde lokantaya yakışır yemekler bile
sokakta köpük tabaklara konulup servis ediliyor.
31
Aralık 2006 Pazar (Antigua)
Bugün
hem bayram hem de Yeni Yıl. Poyraz ilk olarak Karayel Amcasının elini öperek
kutlamalara başladı. Ahmet Bahri İçel (namı diğer ABİ😊) memleketten sucuk getirmiş ve
Guatemalalı aşçıya tarif edip kahvaltı için hazırlatmış. Memleketten koca
okyanus uzaklığında iken bayram sabahında sucuk yemek pek hoş bir sürpriz oldu.
Poyraz el öpmelere kahvaltı salonunda devam etti. Ahmet Amcası peso, Karayel
Amcası dolar harçlık verdi. Bizim seremonimizi merak eden garsonlardan birisi
de Poyraz’a bozukluk Quetzal verdi. Yan masadaki iki zarif Fransız turist sabahtan beri birbirimizi şapur şupur öpüp, el öpen bir çocuğa da para verişimizi
merakla izliyordu. Dayanamayıp sordular. Durumu izah edince onlar da Poyraz’a para vermek istedi. Biz de öyle
bedavaya olmaz, bari elinizi öpsün dedik. Allah bereket versin, cömert çıkıp
Poyraz’a epey bir harçlık verdiler. Gruptakiler Poyraz’ın elindeki
çeşitli memleket paralarını görünce “Şuncacık çocuğu bu kadar yola neden getirdiğinizi anladık😊” diye
takılmaya başladılar. Biz de oğlumuzun bu noktadan itibaren gezimizin
sponsoru olduğunu söyledik ve epey gülüştük. Herkes birbiriyle bayramlaştı ve
keyifle kahvaltımızı yaptık. Bu arada Poyraz grubumuza “sürü”
diyor. Yürürken örneğin “sürümüzü kaybetmeyelim”
şeklinde konuşuyor. Çok lezzetli, bol çeşitli, yumurtalı, egzotik meyveli, meyve sulu, kahveli adı gibi tadı olan bir
bayram kahvaltısından sonra yaklaşık 2.5 saat uzaklıktaki Chiccicastenango’ya doğru yola çıktık.
Rehberimiz gelirken beraberinde memleketten çikolata getirmiş; otobüste bizlere ikram etti. Arkan da kolonya ikramını üstlendi. Eminim memlekette olsam bu kadar keyifli bayram geçiremezdim. Hem geziyoruz hem da bayramın geleneğini de layığıyla yerine getiriyoruz.
Haluk
Amcamız da bayram münasebetiyle bayanlara çiçek verdi. Ben de açelyamı kurutmak üzere günlüğümün arasına koydum.( Hala duruyor)
Burası Isırgan Otu (Oregon)
Şehri anlamına geliyor. Çok eski bir
yerleşim. Kish denilen Mayalar yaşıyor. Guatemala İsviçre gibi kantonlara ayrılmış
durumda. Meksika’da da 32 eyalet vardı. Mayalar denince aslında yirmiden fazla grup
ve dil var.
Chichi castenango’da her Perşembe ve Pazar günü market kuruluyor. Biz gittiğimizde de vardı ve benim bu zamana kadar gördüğüm en muhteşem zenginlik ve renkte pazar yeri burası. Gözümü alamadım, nereye bakacağımı şaşırdım.
Kentte iki de önemli
kilise var. Kent diyorum ama değil, köy, kasaba arası bir yer aslında. Burada
insanlar 47 yaşına kadar yaşıyormuş. 39. yaşgününde gidip kendilerine tabut alıyorlar.
Eğer 47 yaşına gelip de ölmezlerse 5 yıl daha yaşayacaklarına inanıyorlar.
Toplam 52 yıl.
Toplam 52 yıl.
13x4=52
Maya
Takvimi
Bu yaşı da devirenlere Chuch-Kaz-jau deniliyor. “Yaşlı bilge” anlamında. Bunlar şamanlık, rahiplik, büyücülük yapıyorlar. Kadınlar hep erkeğinin ardında çıplak ayakla yürüyor. Nedeni ise toprak anaya dokunmak. Bu arada erkekler atın üzeride yol alıyor. Yolda birini gördüklerinde eğilip “Heeeey “ diyerek selamlaşıyorlar. Yakınsalar elele tutuşabiliyorlar.
Pazar
yeri çok hareketli. Çocuklar 3-4 yaşından itibaren çalışmaya başlıyor ve 12-13
yaşında evleniyorlar. 12 yaşındaki bir erkek çocuk artık yetişkin sayılıyor.
Guatemala’da 64 kanton ve 23 farklı dil var. Resmi dil İspanyolca. Bu insanın nereye bakacağını şaşıracağı derecede hareketli ve renkli pazarda Poyraz'ın bayram bereketi harçlıklarıyla aldığı oyuncaklar hem çok güzel hem de çok değişik. Örneğin, aşağıdaki ahşap figür bir topaç Bu da kesinlikle birisi demese topaç olduğunu pek kolay tahmin edemeyeceğim, tek başına dekoratif obje olarak kullanılabilecek güzellikte ve koleksiyon değerinde bir topaç.
Ülkenin 3.Başkenti olan Antigua’ya akşam üzeri vardık. Nasıl güzel bir kent. Öyle bir havası var ki. Yeni Yıl kutlama hazırlıkları nedeniyle bazı yollar trafiğe kapatılmış. Otelimize çok yakın olmamıza rağmen gerek kapalı yollar gerekse de dar yolda trafik nedeniyle uzun sürede hareket edemedik, sonunda otele az kala inip yürüdük, eşyalar arkadan geldi. Burası tamamiyle büyülü bir kent. Gerçeküstü bir görüntüsü var.
Üstüne bir de yılbaşı nedeniyle yapılan süslemeleri ve ışıklandırmaları ekleyince ortaya masal görüntüsünde etkileyicilikte bir kent çıkıyor. Kentin etrafını Acatenango ( İki Başlı), Fuego (Ateş)ve Agua ( Su) yanardağları süslüyor.
Zaten güzelim kentin 3. Başkent olup son başkent olamamasının müsebbibi de bu yanardağlar. Şüphesiz 360 derecelik bir açı içinde vadide 3 volkanın manzarasına sahip olmak her kente nasip olmaz. Üstelik volkanların o tipik üçgenimsi, konikimsi yapısı gerçekten etkileyici ve bizim alışık olduğumuz dağ manzarasından epey farklı. Fakat bu ihtişamlı yanardağlar haliyle boş durmamış ve patlamışlar zamanında; hem de birkaç kere. Tabii ki sonunda da başkentin sürekli lavlar altında kalıp tekrar ve tekrar inşa edilmesi sonucu pes edip başkenti Guatemala City'ye taşımışlar. Yanardağlar uzun süredir hareket görmüyor. Güzellikleriyle süsledikleri Antigua’da kiliseden daha yüksek bina yok, onlar da iki katlı.
Antigua’ya gelirken yolda Tehas isimli bir
yerden geçtik. Pişmiş toprak demekmiş. Zaten kiremit fabrikası
var. Tehas ismi de oradaki kiremit çatılardan geliyormuş.
Antigua’daki akşam yemeğimiz malum aynı zamanda
yılbaşı yemeğimiz olduğu için herkes süslenip geldi. Bizim masamızda Perla ve
Roza Hanımlar ile Yusuf Bey ve eşi İda Hanım vardı. Poyraz uyuyunca onu
odada bırakıp
birlikte çıktık. Otelde bizden birileri kalıyordu, dolayısıyla içimiz rahat. Sokak festival havasında. Sabah bayram, akşam yılbaşı çok süper geçti.
birlikte çıktık. Otelde bizden birileri kalıyordu, dolayısıyla içimiz rahat. Sokak festival havasında. Sabah bayram, akşam yılbaşı çok süper geçti.
Saat
24:00 olduğunda odamda günlüğümü tutuyordum. Poyraz’ı öptüm ve yazmaya devam için hole çıktım. Yazarken kutlamalardan dönen grup arkadaşlarının
bazıları benimle holde kaldı. Üç onunla beş bununla derken muhabbetin bal tadıyla
saati 02:00 yapmışım. Sabah erkenden yola çıkacağımız için saat 05:30’da otelin uyandırma telefonu ile gözümü açtım.
1
Ocak 2007 Pazartesi ( Antigua -Atitlan Gölü)
Yol
üzerinde bazı üst geçitlerin merdiven yerine rampaları olduğunu gördük. Meğerse hayvan
sürülerini rahatça karşıdan karşıya geçirmek
içinmiş. Hayvanların bile üst geçidi kullandığı
ilginç bir medeniyet burası! Bu bölge ormanlarında hala jaguar yaşıyormuş. Çakal ve yılana da rastlanıyormuş.
Göle
doğru giderken karşımıza çıkan Sierra Kucumatenen ise And Dağları’nın devamı.
Göle
doğru inişte Sokolo isimli İndian Mezarlığı’nı gördük. Mezartaşları rengarenk
ve her rengin bir anlamı var.
Kırmızı:Aşk
Sarı:Mutluluk
Yeşil:Umut
Mavi:İş/Para
Pembe:İyi
Talih
Beyaz:Matem
Renkler
merhumun yeni hayatına yönelik dileğini temsil ediyor. Reenkarnasyona inanan
halk yaşarken sahip olamadığı, hayatında eksik olan ne ise mezartaşı o renk yapılıyor.
Böylece Tanrı’ya yeni hayatlarında neyi istedikleri konusunda mesaj vermiş oluyorlar.
Yoldan göle doğru saptığımız yerde rakım 3000 metre idi. Göl ise 1500 metre yükseklikte ve 3 nehir tarafından besleniyor ve birisi kanalıyla Pasifik’e bağlanıyor. Göl 130 km 2 ve etrafında 12 köy var. Atitlan Gölü etrafında San Diego, San Lucas ve San Pedro adlarında 3 tane sönmüş volkan var. Göl 85 yıl önce oluşmuş bir krater gölü.
Tekneye
Panajachel adında bir köyden (Sarmaşığın Yeri) bindik. Yolda San Antuan isimli
bir köyde durduk. Yerel bir Mayanın evini ziyaret ettik. Mutfağını, dokuma
yerini, doğum öncesi buhar odasını...
Dokumalar,
renkler, desenler, kıyafetler, saçlar çok güzel. Guatemalalılar Meksikalılardan
daha güzel bir ırk.
Özellikle
de kadınlar, kızlar Pocahantes gibi, kapkara saçlar, kara gözler, muhteşem
bronz bir cilt, bembeyaz dişler. Süperler. Bazılarına bakmaya doyamadım.
Antigua’ya dönüşte gündüz gözüyle kenti
gezdim. O kadar güzel ki buraya bayıldım. Meksika’da Taxco ne ise, Guatemala’da da Antigua öyle oldu benim için.
Dün
pazardan çok güzel şeyler aldık. Bana içinde arı olan, kehribar taklidi bir
kolye ( Bu kolyeyi 2020 yılına kadar keyifle, yüzlerce kez taktım ve bir gün yolda zinciri kopup düştü ve ben bir türlü kolye ucunu bulamadım.)
Poyraz’a sedir ağacından armadillo bir yapboz ( üç boyutlu),
Arkan’a bir etnik tişört, ikimize bölgenin renklerini yansıtan örgü gözlük ipi, 2 magnet, duvarımızı süslemek için 3 tane mask, arkadaşlarımız için hediyelik heykel. Pazar yerine uğrayıp 5 Quetzale 1 tutam muz aldık.
Minicikler ve tadı nefis. 10 Quetzale de bir torba fıstık aldık.
Yukarıdaki fotoğrafta, en soldaki o muhteşem figür, puzzle formundaki armadillomuz, yanındakiler ise pangolin, uğur böceği ve kaplumbağa. Poyraz!ın Nuh'un Gemisi'ni andıran odasının sevimli sakinleri.
Dönüşte
çok güzel bir yerde durmuştuk. Bugün de göl dönüşü aynı
yerde durduk ve yağmur yağmasına rağmen bahçesindeki salıncaklarda sallandık. O
kadar güzel yemekler yapılıyor ki ! Çok
da güzel bir
1
$ yaklaşık 7.5 Quetzal yapıyor ama biz geldiğimizden beri para bozduramadık.
Bankalarda hep para bitmiş. Bir de yeniyıl tatili araya girince ... Oteller de
para bozamadı. Eczaneler de para bozuyordu; onlarda da kalmamış. 2 gün kaldığımız Hermano de
Pedro Oteli de tıpkı Bonifaz gibi iç avlulu bir otel.
Lobisinde ikram olarak kahve ve su makinesi var. Bugün ise dün gece de ikram
edilen tarçın ve karanfil ile pişirilmiş bir tür sıcak meyve aşuresi var. Koyu
kıvamlı değil. Kışın dağda içtiğimiz sıcak
şarabı da anımsatan bir tadı var. Yorgunluk ve açlığın üstüne öyle iyi
geldi ki! Akşam yemeğini meydanda güzel bir restoranda yedik.
2
Ocak 2007 Salı (Guatemala City - Honduras Copan )
Uyandurma
05:45, bagaj bırakma 06:30, hareket 07:15
Pancake
eşliğinde kahvaltılarımızı, yoğurtlu
kahvaltı gevreklerimizi yiyip yola koyulduk.
Önce Guetemala City’ye uğrayıp meydanı gezdik. Ardından yaklaşık 4.5 saat süren bir yolculuğun sonunda Honduras sınırına ulaştık.
Önce Guetemala City’ye uğrayıp meydanı gezdik. Ardından yaklaşık 4.5 saat süren bir yolculuğun sonunda Honduras sınırına ulaştık.
HONDURAS BLOG NOTLARI HAFTAYA CUMA -20 OCAK'ta
3
Ocak 2007 Çarşamba (Honduras Copan- Guatemala Flores)
Flores
yani Guatemala’ya doğru yola çıktık. Honduras’tan çıkış ve ve Guatemala’ya tekrar giriş yaptık. Yolda lastiğimiz patladı. Beklerken karpuz alıp yedik. Eziyeti de
keyfi de kendi içinde 1 saat geçirip yola devam ettik. Saat 15:00 gibi keyifli bir restoranda mola verdik. Saat 17:00 gibi de Flores’e ulaştık. Flores Tikal kentine en yakın yerleşim. Yani bir tür Efes- Selçuk durumu var. Tikal Maya uygarlığının en büyük kenti.
keyfi de kendi içinde 1 saat geçirip yola devam ettik. Saat 15:00 gibi keyifli bir restoranda mola verdik. Saat 17:00 gibi de Flores’e ulaştık. Flores Tikal kentine en yakın yerleşim. Yani bir tür Efes- Selçuk durumu var. Tikal Maya uygarlığının en büyük kenti.
Otelimiz
La Casona Del Lago çok güzel. “Göl
Evi” anlamına geliyor.
Oda
no:210,
Burada
maillerimize de bakma imkanımız oldu. Gelir gelmez yemeğe kadar jakuziye atladık.
Bizden başka da gelen olmadı. Çok güzel yorgunluk attık. Yine hava kararıp yıldızlar çıkıncaya kadar suyun keyfini sürdük. Yemekte balık
var. Evvelinde de karidesli çorba. Yemek ve ikram çok güzel. Yemek salonu dekor ve atmosfer olarak çok
keyifli. Karnımız doydu çok şükür. Kahve, çay, internet bedava.
4
Ocak 2007 Perşembe (Tikal)
Bugün
istikamet Tikal. Gitmesi, gelmesi 4 saat, tur 4 saat. Dolayısıyla 8 saatlik bir
maraton. 3 tane piramide tırmandık. Orman içinde büyüleyici bir yer.
Piramitlerden birine ulaştığınızda kesif yağmur ormanı diğerini görmenizi
engelliyor. Ancak tepeye tırmanınca diğerlerini görmek
mümkün. Öğle yemeğimizi bana Kenya Masai Mara parkındaki Samburu Lodge’ı anımsatan
çatılı, açık bir yerde yedik. Güzel bir sebze çorbası, etler, yeşil biber sosu
ve sıcak tortillalar. Ben yemeği beğendim. Burada mantar yetiştiren işçi karıncaları
ve örümcek maymunlarını gördük.
(Fotoğraflardaki bu fena halde Indiana Jones etkisi taşıyan ve kah Arkan'ın kah Poyraz'ın başında görülen şapka oğlumuz daha portakalın çekirdeğinde bile değilken yaptığımız İskoçya seyahatimizden. Benim başımdaki, nefis renkli kuşağı olan hasır şapka ise Meksika hatırası. Benim magnet ve kolye tutkumun Arkan'daki karşılığı şapka ve tişört, Poyraz'daki karşılığı ise hayvan figürleri ve taş:)
Akşam dönüşte Arkan ve Poyraz jakuziye girdi ben de bir koşu Flores Adası’nı
Akşam
dönünce ben de jakuziye girdim. Yemek yine çok güzeldi. Masamızda Nesrin ile
sohbet ettik. Çok ilginç yaşam hikayesini ve tanık olduğu çok ilginç, mucizevi
olayları bizimle paylaştı. Yengesinden
(Recaizade Ekrem’in eşi ) bahsetti. Fatih’teki evlerinden... Her gün gezdiğimiz yerler kadar gruptaki kişileri de keşfediyoruz.
Zamanımızı kendi başımıza yönetemiyoruz
diye bugüne kadar hiç turla bir yere gitmemiştik. Hatta işin başında “tur”
diye eşim bu seyahate mekanlar çok çekici olsa bile azıcık burun kıvırmıştı. Oysa şimdi O da en az seyahatin rotası kadar grubumuzun ilginç ve
renkli kişiliklerini keşfedip, hoş sohbetler etmekten memnun.
5
Ocak 2007 Cuma (Belize)
Artık
Guatemala’ya veda ediyoruz. Otobüsümüz sabah 07:00’de geldi.
Tadı damağımda, HBDGO anları dimağımda ayrılıyorum Guatemala'dan. Kapsama alanıma aldığım, geldiğim ve gördüğüm için çok mutlu olduğum bir ülkeyi geride bırakıyorum. Şimdi sırada "rüzgar gibi geçti" tadında Belize!
Tadı damağımda, HBDGO anları dimağımda ayrılıyorum Guatemala'dan. Kapsama alanıma aldığım, geldiğim ve gördüğüm için çok mutlu olduğum bir ülkeyi geride bırakıyorum. Şimdi sırada "rüzgar gibi geçti" tadında Belize!
Bu şahane seyahatten evimize taşıdığımız o kadar çok şey oldu ki! Şapkalar, etekler, atkılar, duvar süsleri ve hatta gözlük ipleri. Renkler, desenler ve tabii ki bu emeğe, güzelliğe sudan ucuz fiyatlar bizi bizden aldı...
BELİZE BLOG NOTLARI İKİ HAFTA SONRA CUMA -28 OCAK'ta
No comments:
Post a Comment