Friday 23 October 2020

SAN MARİNO 🇸🇲 2012

San Marino... Belki çoğunuz bu ülkenin adını bugüne kadar duymadı bile. Oysa ki ekonomisi denge içinde, inanması güç ama ulusal borcu olmayan, Avrupa’nın en düşük işsizlik oranına sahip, dünyanın en yüksek gelire sahip ülkelerinden birisi karşımızda. 

San Marino’yu ziyaret etmemize vesile olan 2012 model yılı seyahatimizin gün be gün planı (yani itenary) ise şu şekildeydi: 


  1. 23 Ağustos 2012... 🇹🇷 İstanbul - Zürih İSVİÇRE 🇨🇭
  2. Zürih - Triesenberg LİHTENŞTAYN 🇱🇮 - Feldkirch AVUSTURYA 🇦🇹 
  3. Vaduz LİHTENŞTAYN - Heidi Land & Lugano İSVİÇRE 
  4. Lugano İSVİÇRE - Como İTALYA 🇮🇹 
  5. Como - Verona - Venedik 
  6. Venedik İTALYA - San Marino Şehri SAN MARİNO 🇸🇲 
  7. San Marino - Floransa İTALYA 🇮🇹 
  8. Floransa 
  9. Roma 
  10. Vatikan VATİKAN 🇻🇦 
  11. 2 Eylül 2012... Roma İTALYA - İstanbul TÜRKİYE 🇹🇷 

San Marino turumuza geçmeden önce her zaman yaptığımız gibi önce nereye gittiğimizi bir bilelim, ona göre yola koyulalım. 

KISACA SAN MARİNO  

Nerede

San Marino, ülke içinde bir ülke. Dünyada böyle 3 ülke var: Vatikan, San Marino ve Lesotho. Ne mutlu ki üçünü de gördüm. İlk ikisi İtalya’nın içinde, Lesotho ise Güney Afrika Cumhuriyeti’nin içinde yer alıyor. 

Yüzölçümü ve Nüfus: 

Lihtenştayn 160 kilometrekareydi. San Marino ise yüzünü at, sadece altmış  kilometrekare. Hassas olalım dersek 61.2 

Nüfusu ise otuz beş binin bile altında.

Başkent:

Ülkenin başkentinin adı ülkeyle aynı.

Daha doğrusu resmî adı City of San Marino, şehirde oturanların deyimiyle kısaca Citta, İtalyanca, şehir sözcüğünden gelen bir sözcük bu. Şehir, ülkenin en yüksek dağı olan Monte Titano’nun en tepesinde. 

Yönetim Şekli:

Ülkenin resmî adı San Marino Cumhuriyeti. Bir ismi daha var ki bence çok cool: 

Most Serene Republic of San Marino. Ne anlama geliyor dersek. Sakin, huzurlu, yüce. Diğer bir deyişle En sakin, huzurlu, yüce ülkeyiz diyorlar. Ülkenin, özellikle de başkentin, ona doğru yol alırken adeta Walt Disney filmlerinin jeneriğindeki şato gibi gözüktüğünü düşününce hak vermeden de edemiyorum. 

Dil:

İtalya’nın kolları arasındaki ülkenin resmî dili İtalyanca. Gerçi tarihi dili olan Romagnol da hala gayri resmi bir şekilde varlığını koruyor. 

Din:

Nüfusun %97’si Katolik Kilisesine bağlı. 

Para:

AB üyesi olmamakla birlikte bu varsıl ülkenin Euro kullanım izni var. Seyahat tarihimizde 1 Euro=2,40 TL’ymiş. 

Vize:

Avrupa’nın mikro devletleri olan Andorra, Liechtenstein, Monaco, San Marino ve Vatican; hiçbiri AB üyesi değil. Bununla birlikte hepsi özel anlaşmalarla Shengen alanına dahil. 

Kısa Tarihçe:

Ülkenin Roma İmparatorluğu’ndan bağımsızlık kazandığı tarih sanki astrologlara sorulup saptanmış gibi. 3 Eylül 301. Anayasası ise 8 Ekim 1600’e uzanıyor. 

Ülkenin ismi mason bir taş ustası olan Sait Marinus’tan geliyor. Marinus, 301 yılında ülkenin temelini attığında sadece 26 yaşındaymış. Tarihin 301 olduğunu gözetirsek, ülkenin hem en eski egemen hem de en eski anayasal cumhuriyet olduğunu iddia etmesinde bir hadsizlik göremiyorum. 

Nesi Ünlü?

🇸🇲 Burası Dünyanın en küçük 4. ülkesi. İlk kez Lihtenştayn bahsinde verdiğim listeyi burada da hatırlatmak isterim.

  1. Vatican 
  2. Monaco 
  3. Tuvalu ( Pasifik Okyanusunda, Hawaii dolaylarında bir mikro ülke )
  4. San Marino
  5. Liechtenstein 

Seyahatimize de zaten en küçükler listesinin 3 elemanı Vatican, San Marino ve Liechtenstein dahil. 

🇸🇲 Ülke içinde ülke olması, Dünyanın en eski bağımsız ve anayasal cumhuriyeti olması...İtalya gibi bir ülke içinde ezilmeden, yumulmadan kalmayı başarması. Küçük ama alnı dik olması.😊 Daha ne olsun. 

Artık yola çıkabiliriz. Bakalım günlük notlarım Ne diyor. 

SEYAHAT GÜNLÜĞÜ

28 Ağustos Salı 

Venedik İTALYA -San Marino Şehri SAN MARİNO 

Venedik’te, dünya güzeli bir apartman dairesinde güne başladık ve kahvaltımızı bu “keşke benim olsa”🥰 dediğimiz, 1 günlüğüne bizim olmuş evimizde yaptık. 

Bugünün yolculuk planında yepyeni bir rota var. Hedef San Marino! Burası bir matruşka, yani ülke içinde ülke. Tarihe not düşmek gerek, zira ilk defa böyle bir yeri ziyaret edeceğiz. Dünyada bu coğrafi konumda 3 ülke var: San Marino, Vatikan Lesotho. Malum, ilk ikisi İtalya’da; Roma’ya gittiğimizde Vatikan’ı da ziyaret edeceğiz. Yani seyahat bittiğinde üç ülkeden ikisini gerçek kılmış olacağız. Bakalım Lesotho hayali ne zaman kısmet olur. ( 2019’ya kısmetmiş. 50. yaşgünüm bahanesiyle yaptığım şahane bir seyahat vesilesiyle gittim bu Gökyüzü Krallığına🙏)


Gün batımına az kala ulaştığımız San Marino, tam da masallardaki o dağların tepesindeki krallıkları andırıyor. Hani şu Walt Disney filmlerinin jeneriğindeki şato ve onun yamacındaki ülkeyi düşünün. San Marino’dan esinlenmiş olabilirler. 

Yolu dolana dolana Monte Titano’nun zirvesine, başkent San Marino Şehri’ne ulaşıyoruz. Bu masal ülkesindeki ilk ve son gün batımını kaçırmamak için hemen aracımızı park ediyor ve yeryüzünün her zamanki şölenine Bugün San Marino’dan eşlik etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 



Konaklama

Otelimizin konumu muhteşem. Adı Hotel Joli. Tam joly good. Yani fevkaladenin fevkinde. 

Kahvaltı dahil, 3 kişi için 245 TL ödüyoruz. Yani 102 Euro. 




Akşam Yemeği

Önceliği akşam yemeğine verdik. Güzel dekorlu, etkileyici manzarası olan bir restorana oturduk. Menüde gördüğüm ve sevdiğim bir İtalyan çorbası olan minestroneden sipariş ettim. O kadar büyük bir porsiyon geldi ki sanki 3 kişilik. Kokusu da tadı da enfesti. Beyler spagetti ve pizzadan yana tercihlerini kullandılar. ( Hesabın ne kadar tuttuğuna dair bir not almamışım ne yazık ki!)




Kalede Ortaçağ Gösterisi

Şehir merkezi bizim Sultan Ahmet büyüklüğünde. Sultan Ahmet’e gittiğinizi ve yanıbaşında da Rumeli ve Anadolu Hisarı’nın bulunduğunu düşünün. Etkileyici değil mi? İşte biz de tarihi şehrin sokaklarına daldık ve kalenin içine girdik. 

Meğerse kalede akşamları Ortaçağ canlandırması yapılıyormuş. Etraf film seti gibi. Kıyafetler, silahlar, kap kacak, tezgahlar. Hani şu Ramazan nedeniyle tarihi el sanatları standları kurulur ya onun benzeri yerleşimler var ama en doğal haliyle. 

Bu arada bir tür savaş antremanım yapan, 300 Spartalı kıvamında kaslı erkekler var etrafta. İzlemek gerçekten de keyifli. 

Bu minik ülkenin, konuklarını böyle eğlenceli karşılamasına şaşırdım. Üstelik de hiçbir giriş ücreti ödemeden izledik bu gösterileri. 


29 Ağustos Çarşamba

San Marino Şehri SAN MARİNO - Floransa İTALYA 

Kahvaltı

Hotel Joli’nin kahvaltısı da jolly good. Tam bir kahvaltı insanıyım; mümkünse tüm öğünler ve hayat boyu kahvaltıyla yaşayabilirim. Haliyle de güzel bir kahvaltı ile günü karşılamak beni ekstra neşelendirir. Kaldığımız otellerin az biraz bize benzer kahvaltı menüsü sunmaları halinde değmeyin keyfimize. Gerçi bulamasak da canım sıkılmaz; yol hali... Sonuçta, bizim gibi zengin bir menü ile kahvaltı eden ülke bulmak zor. 

San Marino’nun kekleri meşhur. Kahvaltıda da bu nefis keklerinden envai çeşit vardı. 



Şehir Keşfi

Dün gece, bizi tüm cömertliğiyle karşılayan eski şehri bir de gündüz gözüyle keşfe çıktık.

Eski Şehir bir dağın tepesinde ve eteklerine yayılan bir yerleşimi var. Bu nedenle, yer yer oluşan keskin açılı kot farkı nedeniyle kimi alanlarda daha alt sokaklara kolay erişim için asansörler yapılmış. Zenginliğin gözü kör olsun. Yok, olmasın. 😊


Bizim Topkapı Sarayı’mız gibi güçlü atmosfere sahip girişi olan bir kaleyi gezdik. Gerçekten de çok etkileyici. Manzara harika. 


Ülkenin minicikliğine bakmadan boyundan büyük işler başardığını bilince; Dünyanın en eski, kesintisiz ve anayasal sisteme sahip cumhuriyetine sahip olduğunu hatırlayınca gördüklerinizin ayrı bir kıymeti oluyor. 







Kale hattı boyunca her türde satıcı var. Özellikle Ortaçağ döneminin savaş aletlerinin satılması en ilgi çekici kısım. Biz de ısrarı üzerine Poyraz’a aşağıdaki minik topuz ve şürikeni (Gerçi Japon ama😊) aldık.

Şürikeni öyle güzel bir kadife kese içinde verdiler ki sanırsınız mücevher. Bıçak mıçak beni fena halde ürperten aletler olduğu, evde mutfaktaki bıçakları bile fazla bileyli sevmediğim için şürikeni de şartlı aldık. Eve gider gitmez çerçeveletecektik. Yani öyle elimizde kolumuzda gezdirmeyecek, ona buna arkadaşa göstermeyecektik. Görecek olan çerçevesinde baksın. Haliyle ona bir koleksiyon eseri ve duvar süsü muamelesi yaptık. (O da oğlumun odasında yıllardır kadrolu duvar süsü olarak hizmetine devam ediyor. )


SAN MARİNO’YA VEDA

San Marino’yu ziyaret ederken hiç bir beklentimiz yoktu. Neredeyse yolumuzun üzeri olduğu için uğradık. İyi ki de yapmışız. 



Venedik’ten buraya yol 279 km. San Marino’ya yaklaşırken en yakın İtalyan yerleşimi olan Rimini şehri Adriyatik kıyısında ve oldukça hareketli bir yaz tatili güzergahı. Dolayısıyla San Marino ziyaretimiz kadar oraya uzanan yolu da çok sevdim. 

Şimdi sıradaki hedefimiz olan Floransa’ya 241 km.lik bir yolumuz var. Güzergah ara ara Toscana’dan geçiyor. Dolayısıyla, varılacak yer kadar yolun kendisinin de yolculuğa dahil olduğu bir seyir halindeyiz. Oysa doğrudan Venedik-Floransa yoluna koyulsak sadece 250 km yol yapacaktık. Yolu belki ikiye katladık; aldığımız keyif, anı ve deneyimler ise kat be kat daha fazla. 

Yarın ise 30 Ağustos. Oğlumun doğum günü. 🎂

10. yaş. 10 numara bir evlat. 10 numara bir seyahat.🙏


No comments:

Post a Comment